EKLENİVEREN BİR MADDE NELERE YOL AÇTI?

bir @fireofoctopus derlemesidir,

CAS kararı açıklandı. Mesaj yağmuru başladı “Dava bitti. Şike tescil edildi. Artık direnmeyin. Direnirseniz daha büyük zarar göreceksiniz”

Öyle ki; CAS kararının 16. ACM’nin kararının onaylandığı anlamına geldiğini söyleyen dahi çıktı. Kendi ifadeleriyle tam kara propaganda

Herkesin morali bozuk. Yaşanan gelişmelerin umutsuzluğa yol açması da normal. Ancak “hayatın olağan akışına uymayan” gelişmeler de var

Sanki 3 Temmuz planlanmış; stratejik adımlarla ilerlemiş, siyasi destekli medya şiddetiyle şekillenmiş operasyon değilmiş gibi davranılıyor

3 Temmuz 2011’den sonraki 2 yıl boyunca faaliyet gösteren planlayıcıları, uygulayıcıları, menfaatdarları kenara bırakıldı yönetim suçlanıyor

Yönetimin kusurları olabilir. Etkili hukuki strateji uygulamamış da olabilirler. Bütün bunlar kurban seçildikleri gerçeğini değiştirmez

Fenerbahçe’nin başkanı, yöneticileri, teknik heyeti, futbolcuları hatta şimdi taraftar, kongre üyeleriyle “kuşatma” altında olduğu unutuluyor

Tezgahı hazırlayan, projelendiren, finanse eden, uygulayan, milisleriyle taarruz edenler kenara çekildi. Gülerek camianın durumu izliyor

Fenerbahçe camiası içinde bir grup “Niye onlara yenildiniz” diye suçluyor. Diğeri “Bu iş bitti” diyor. Allahtan çoğunluk azimli ve kararlı!

O nedenle hergün “3 Temmuz Operasyonu’nun planlandığı ve hala sürdüğü gerçeğini” hatırlatmaya devam edeceğim.

Bugün için çok kimse az sonra yazacaklarıma burun kıvıracaktır. Ancak şunun iyi bilinmesini isterim ki şer cephesi aslında son kozunu oynadı

Yargıtay sürecinin tamamlanmasından sonra içine düşecekleri açmazı çok iyi bildikleri için son bir top yekün saldırıya geçtiler.

Bu CAS payandalı salıdırının hedefi yönetimi biçare duruma düşürmek, taraftarın dengesini bozmak ve rakip takım taraftarlarını kışkırtmak

İlk hedef “Fb taraftarı da artık kabul etti” savını kanıksatıp “EY YÜKSEK YARGIÇLAR ARTIK O DİRENEN TARAFTAR BİLE PES ETTİ” mesajını vermek

“Taraftar artık direnmeyecek” tezi kabul görürse “EY YÜKSEK YARGIÇLAR ARTIK BİTİRİN BU İŞİ. UZADIKÇA ÜLKEDE KAOS OLUYOR” denecek. Deniyor da

“Daha fazla direniş olursa çok daha büyük zararlar olacak. Yönetimin arkasında durmayın hatta karşısında olun” mesajlarına dikkat edin

Bu polis, verdi haftası uygulamalarını hatırlatan ünlü isimlere “spot seslendirme” uygulamalarını nihai hedefi ise yönetime…

Top yekün seslendirilen “İstifa edin” mesajlarının amacı yönetimi “Siz de artık direnmeyin. Bırakın bu işin peşini” bıkkınlığına sevk etmek

“3 Temmuz Operasyonu”nun bilenen ve henüz deşifre olmayan tüm aktörlerinin korkusu hukuki sürecin adil bir şekilde yürümesi ve bozma kararı

Eğer Yargıtay, kanıt diye sunulan evrakları hiçbir etki altında kalmadan değerlendirir, kanunun zorlama yorumlarını reddederse korkusu var

O nedenle, “kamu spotu tadındaki isitfa çağrıları” ve “linç girişimlerini” savuşturmak için bazı bilgileri hatırlamakta fayda var

3 Temmuz eğer her aşaması planlanmış ve önceden hesaplanmış operasyonsa, bugün hiçbir stratejik eylem yapılmadığını düşünmek saflık olmaz mı

Sonradan önemi kavranan iki hususu dikkatlerinize sunuyorum. Birinci amacım: Hafızaları tazelemek. İkincisi ise “BİZ VAZGEÇMEDİK” demek

Kanun tasarısı, Zekeriya Öz’ün vekil olarak VERDİĞİ SORUŞTURMA onayından 25 gün sonra 27/12/2010 tarihinde Başbakanlıktan TBMM’ne gönderildi.

62222222

GENEL GEREKÇE

21 inci Yüzyılda uluslar arasındaki aşılması zor sınırlar ortadan kalkmış, ulaşım ve teknoloji başta olmak üzere diğer alanlardaki gelişme ve bütünleşmelerle birlikte hem ulusal alanda hem de uluslararası alanda insanlar sosyal yaşamlarında spora daha çok zaman ayırmaya başlamışlardır.

Günlük yaşamda sporun daha çok alan kapsaması sporda ortaya çıkan sorunları daha çok arttırmıştır. Spor alanında faaliyet gösteren kişilerin ve taraftarların haklarının korunması ve ortaya çıkan

düzensizlik ve şiddet olaylarının önlenmesi basit bir asayiş sorununun ötesinde olağanüstü bir hal olduğundan genel ceza hükümleriyle sporda şiddet ve düzensizlikler önlenememekte, bu alanın özel olarak ele alınması gerekmektedir.

Spor karşılaşmalarının ülke sınırları dışında da etkin bir şekilde gerçekleştirildiği de gözönüne alındığında bütün ülkelerde spor mevzuatının benzer bir biçimde düzenlenme gerekliliği ortaya çıkmıştır. Ulusal evzuatların da uluslararası spor örgütlerinin benimsediği ilke ve talimatlara uygun olması gerekliliği bulunmaktadır.

Spor alanında yaşanan holiganizm, ırkçılıkla mücadele, organize suçlar, şike ve teşvik primi, spor alanında düzenin sağlanması, hakem, sporcu ve diğer ilgililere karşı eylemli ve sözlü saldırılar gibi fiiller uluslararası alanda sporun temel sorunu olarak kabul edilmiştir.

Son zamanlarda sıklıkla yaşanan ve geçmişte de yaşandığına tanık olduğumuz spor karşılaşmalarında, özellikle futbolda, yaşanan şiddet ve düzensizlik fiillerinin nicelik ve nitelik olarak arttığını ve kamuoyu gündeminde önemli bir yer işgal ettiği gözlemlenmektedir.

Sporun yaşam açısından sağlık ve mutluluk kaynağı olması dışında, hem sporcular hem de izleyiciler için büyük bir keyif alanı oluşturarak spor faaliyetlerinin sosyal açıdan genişlemesi ve daha geniş kitlelere yayılması spora duyulan ilgiyi her geçen gün daha da arttırmakta ve spor ekonomisini geliştirmektedir

Genel gerekçede “Şike” üç kez cümle içinde kullanılmıştır. İletişimin tesbiti ise bir kez. Metin şöyle:

5149 sayılı Kanunda şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmemiştir. Bu Kanun ile şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak düzenlenmiş ve ayrıca bu suçlarla etkin mücadele açısından Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması maddesinin de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Kanunun metni ise daha ilginç. Kanunun çıkış amacını anlatan 1. Ve 2. Madde’de şikeden hiç bahsedilmiyor. Orijinal metin şöyle

MADDE 1 2

Daha önce de dile geitrdim. Şikeden hiç bahsedilmezken ve bir kelimeyle geçiştirilirken nasıl oldu da şike kanunu haline geldi.

Görünüşe göre kanunun çıkış amacı stadyumlardaki şiddeti önlemekti. F Nafiz Özak ve TFF Hukukçuları 1 yıl bunun için çalıştı

Başbakan da GS TT Arena’nın açılışındaki protesto eyleminden sonra 6222’nin çıkışını hızlandırdı. Bu sırada soruşturma hızla sürüyordu

Olgun Peker, Bülent Uygun, Mahmut Özgener konuşmalarından atlaya atlaya Aziz Yıldırım için dinleme kararnın alındığı tarih: 17 Şubat 2011

Kanun Tasarısı 23 Şubat 2011 tarihinde Adalet Komisyonu’nda görüşülmeye başlandı

646 SS 1/990 Adalet Komisyonu Raporu’nda Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı bir minik değişiklik yapıldı

Hükümetin teklif ettiği metinde 11. Maddede yer alan 7 maddeye 8. Madde eklendi.

MADDE 11 7 - 8

Değişiklik şöyle: (8) Müsabaka yapılmadan önce suçun ortaya çıkmasını sağlayan kişiye ceza verilmez

Muhalefet kanadından komisyona katılan üyeler ne kadar itiraz ettiyse de fayda etmedi.
MUHALEFET
MUHALEFET 2

Lütfi Arıboğan’ın 15 Temmuz 2011 tarihli “İtiraflar da gelmeye başladı” beyanatı ilginçti.
LA

Medya manşetler attı. İbrahim Akın itirafta bulundu. “İtalya’daki gibi itiraflar geliyor” çığlıklarını hatırlayın.

Ali Rıza Dizdar’ın TV ekranında “Bu kanunda etkin pişmanlık yok. Olan madde yok hükminde” haykırışı da hafızalarda tazeliğini koruyor

Tasarıya “ekleniveren” 8. Madde’nin faydası yeni ortaya çıktı. İbrahim Akın’ın “baskı altında kaldım, kandırıldım” açıklaması kabul görmedi

İbrahim Akın, her ne kadar ifadesini reddettiyse de itiraf itiraftır denilerek kayıtlardan çıkması. CAS aşamasında da yıkıcı etki yaptı

Savcı, kanune ekleniveren 11. Maddenin 8. fıkrasındaki “maç başlamadan önce” ibaresinin anlamını bilmiyor olamaz.

O halde pişmanlık hükmünden yararlanamayacağını bile bile neden savcı İbrahim Akın’a “pişmanlıktan yararlanma vaadi”nde bulundu.

Gözaltı koşullarında kurtuluş umuduyla (psikolojik sorunları da bilinirken) atılan imza nasıl oldu da CAS sürecinde belirleyici hal aldı.

Şimdi biz komisyonda onlarca değişiklik hükmü varken 11. Maddeye ekleniveren 8. Madde’nin sokuşturuluşuna şüpheyle bakmakta hakzıs mıyız?

· Daha hazırlık soruşturması yapılırken, Aziz Yıldırım hakkında dinleme kararı alındaktan birkaç gün sonra yapılan değişiklik normal mi?

Eğer hazırlık soruşturmasının başlamasından 3 ay sonra sonraki adımlar düşünüldüyse şimdi eli kolu bağlı oturuyor olabilirler mi?

Neden bugünlerde yapılan “örtülü eylemler”i kimlerin yapmış olabileceği düşünülmeden kendi kendimizi suçluyoruz. Bu da tuzağın parcası olamaz mı?

diren

EKLENİVEREN BİR MADDE NELERE YOL AÇTI?” üzerine bir yorum

Yorum bırakın