Şike iftirasını kabullenmeye zorlanan Fenerbahçe camiasına sistematik olarak bir mesaj veriliyor. “Aziz Yıldırım gidecek dertler bitecek”
“Fenerbahçe ile uğraşanların tek derdi Aziz Yıldırım! Aziz Yıldırım giderse huzur gelecek, barış olacak” anahtar cümlesi dillere pelesenk
“Aziz Yıldırım gitmezse kabus bitmeyecek” mesajını yaymakla görevli seslendirmeciler yıllardır küçük fırça darbeleriyle bir portre çizdi…
18 Eylül 2013 günü öğle saatlerinden sonra Aziz Yıldırım’ın “proje” kapsamında geliştirilen sıfatlarına “sen nasıl insansın” eklendi.
Her şey bir soruyla başladı. Ve o sorunun sorulduğu ana kadar büyük beklentilerle izlenen basın toplantısında şaşkınlık hakimdi
Medyaya göre M Ali Aydınlar konuşacak, yer yerinden oynayacaktı. M Ali Aydınlar konuşmaya başladı. Anlattıkları şok yaratıcıydı ama…. Nasıl?
Aydınlar “UEFA’yla ceza pazarlığı yaptık” dediğinde şaşkınlık başlamıştı. Pazarlık yapılan tarihte TFF Kurulları dosyayı incelememişti.
Sorular hazırdı “Fenerbahçe’yi ne ceza ne sportif yargılama başlamamışken suçlu ilan etmişsiniz. UEFA’na yazılı nasıl garanti verdiniz?”
Başka soru “UEFA’nın Fenerbahçe’nin şike yaptığına dair kanaatini güçlendirmişsiniz. TFF Başkanı olarak siz peşinen suçlu ilan etmişsiniz”
Ancak M A Aydınlar sonra cevaplar verdi ki “ince” sorular atıldı “O sezonu yok sayacaktık”, “2010-11 şampiyonluk kupasını geri alacaktık”
Salondan “Bu nasıl adaylık açıklaması? Bu toplantının amacı ne? Resmen Fenerbahçe şike yaptı. Kupa geri verilecek diyor” mesajı yağdı
Medyanın büyük umut(!!!)larla beklediği toplantı şok bir finale doğru ilerlerken “o soru” ağır havayı dağıttı. Her şey ansızın gelişti.
Yaşananları milyonlarca insan canlı izledi. Bir o kadar insan da bir saat içinde dağıtıma çıkarılan “Tıkla izle” videolarından takip etti
Yaratılan tablo şu: “İnsani” özelliklerini kaybetmemiş, “ağlayabilen” M A Aydınlar. Mevki makam için hiçbir kural tanımayan Aziz Yıldırım
Özellikle sporla pek ilgili olmayan kadınları, tarafsız spor severleri etkileyen tablonun yaratıcılarından biri Sedat Tunalı.
“O soruyu soran kim” diye herkes birbirine sordu. “Turkuvaz Medya Grubu Muhabiri Sedat Tunalı imiş” dendi.
Sedat Tunalı’yı Taraf Gazetesi yazarı olarak tanıdık. Dikkatli Fenerbahçelilerin ilgisini çeken özel içerikli yazı faaliyetleri oldu.
Bir başka Turkuvaz Medya Grubu çalışanı Sevilay Yükselir de “Sen nasıl insansın Aziz Yıldırım” yazısını kaleme aldı. Tablo tamamlandı.
Elbette ki bu tablonun tamamlanmasında Başkan Aziz Yıldırım’ın sinirlerine hakim olamayarak Sevilay Yükselir’i arayıp söyledikleri de rol oynadı
Yaratılan tablo “Aziz Yıldırım oldukça kaos bitmeyecek” savının arkasına saklanıp şike iftirasını yasal kılıfa sokmak isteyenlere koz oldu
“2009-2010 sezonundaki Bursa maçında gol ararken kaptırılan topun hem gol hem de şampiyonluğa mal olması” misali durum kabullenilmişti
Malum “O soru”nun sahibi Sedat Tunalı, 23 Eylül’de kendisine ait internet sitesinde (http://sedattunali.com) “O sorunun hikayesini” yazdı.
Yazısında; fırsat bu fırsat olarak algılanabilecek tuhaf bir üslupla; şahsi bilgiler veren Sedat Tunalı’nın bir ifadesi çok ilginç…
“İdealist gazeteci” havalı Sedat Tunalı şöyle yazmış: “Her “normal” gazeteci gibi 3 Temmuz sürecinin tüm figürleriyle iletişim içinde oldum”
Tunalı diyor ki “Sayın MAA ile de 7 aylık Başkanlığı ve sonrasındaki süreçte bir “haber kaynağı” olarak zaman zaman iletişim içinde oldum.”
Tunalı “Ama kabul etmeliyim ki Sayın MAA ser verdi sır vermedi. Ancak bu iletişimin öğrettiği şeyler de oldu” demiş. Acaba ne öğrenmiş?
Sedat Tunalı “MAA’nın öfkelerine, sevinçlerine, acılarına ve düş kırıklıklarına dair pek çok şey öğrendim.”
Demek ki “Kalemini kır ama satma” idealinin peşinden İstanbul’a sürüklenen Sedat Tunalı “HABER KAYNAĞI” ile fazlaca duygusal bağlantı kurmuş
Haber kaynağı ifadesini Sedat Tunalı gibi basın emekçisi kullanmasa, bahsedilen çok saygın bir işadamı olmasa tanım elbette farklı olurdu
M Ali Aydınlar’ın “Kaynaklık ettiği” Sedat Tunalı’yı ne kadar etkilediğini bilmemize imkan yok. Tunalı’nın bazı yazıları referans alınabilir
Sedat Tunalı, Aydınlar’ın Ali Koç ve Nihat Özdemir’le Bakırköy Acıbadem’de “gizli” toplantı yaptığını ortaya çıkarmış, “Twitter”den duyurmuş
Sedat Tunalı’nın, 31.12.2012’deTaraf Gazetesi’nde yayınlanan makalesine de konu olan gizli toplantının “kaynağı” M Ali Aydınlar olamaz.
“Hür ve Hesapsız” Sedat Tunalı duygusal yakınlık kurmuşsa da “Bir basiretsiz portresi olarak TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar” başlığı atmış
Toplantı gözlerden uzak mekanda ve gizli olduğuna ve sadece 3 kişi bildiğine göre “demek ki” Ali Koç veya Nihat Özdemir sızdırmış
Bir Basiretsiz Portresi olarak TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar
Sedat Tunalı duygusal anlarına tanık olacak kadar yakınlaştığı “Haber kaynağı” Aydınlar’ı adeta kurtaran soruyu neden sorduğunu da açıklıyor
Sedat Tunalı; aynı yazda yazdığından anladığımız kadarıyla “Korku İmparatorluğu” kurduğuna inandığı Aziz Yıldırım’ı NTV’de izlemiş.
Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012’de tahliye sonrası verdiği ilk TV röportajını izleyen Sedat Tunalı büyük bir üzüntüye kapılmış.
Sedat Tunalı’ya göre (kendi yazılarındaki ifadeyle) “BİATÇI” ve “Aziz Yıldırım’ın uşağı” olan medyaya öfke duymuş. Ve bir hayale kapılmış
Diyor ki “Ben bu cümleleri duyduğum günden bu güne (Sanırım 13 Eylül 2012) neredeyse 1 yıldır bu soruyu sormak için bekledim”
Duygusal anlarına tanık olacak kadar yakınlaştığı; haber kaynağı olarak iletişimini sürdürdüğü Aydınlar’a “o soru”yu soracak zamanı olmamış
“Bu düzeydeki suçlamaların, evlat acısıyla kavrulmuş bir baba yüreğindeki yansımalarını” merak etmiş ve muhteşem zamanlamayla sormuş
“BİR YILDIR BU SORUYU SORMAYI BEKLİYORDUM”
“Ben bu cümleleri duyduğum günden bu güne (Sanırım 13 Eylül 2012) neredeyse 1 yıldır bu soruyu sormak için bekledim, keşke benden önce bu soru sorulsaydı da, canlı yayınlandığından bile haberim olmayan bir toplantıda o soruyu sormama lüzum kalmasaydı, bir baba benim sorumla gözyaşlarına boğulmasaydı.
Ama bu düzeydeki suçlamaların , evlat acısıyla kavrulmuş bir baba yüreğindeki yansımalarını hep merak ettim. Hiç birimiz, hiçbir dil, hiçbir tasvir, bir odada evladının anılarıyla baş başa, bibaşına kalmış bir babanın ruhundaki fırtınaları tarif edemez.
Namuslu insanlara düşen, bu alçak düzeydeki öfkeyi modern toplumlar için olması gereken düzeye çekmek için kendi çapınca çaba göstermek , varoluş gerekçelerini kişisel ve toplumsal empati korelasyonu ile diri kılmaktır. Yani konu aslında ne AY dir ne de MAA, konu biziz, hani şu çürüyen toplumumuz, hepimiz…
O soruyu;
Başta o yayın sırasında AY’ı konuk eden RD,FAve GO olmak üzere, bu sözlere değil tepki göstermek, herhangi bir zemin ya da zamanda bu “sorunu” gündeme bile getirmekten imtina eden, korkan, düşünemeyen, önemsemeyen tüm gazetecilere sordum. Vicdanı olan herhangi biri bu sözleri yok sayamaz. Bu soruyu tam 1 yıl sonra sorabilmemin nedeni, mesleki ve ahlak fikri takiptir ve bulabildiğim ilk fırsatta da sorulması gereken bu vicdani soruyu sordum.
http://sedattunali.com/sub.asp?page=koseyazi_detay&id=139
Neresinden bakılırsa tuhaf olan açıklamanın ilginç cümlelerinden biri de şu “canlı yayınlandığından bile haberim olmayan bir toplantı”
Biyografisine göre “Saygın bir kuruluşun kurumsal iletişimin biriminde çalışmış” olan gazeteci televizyoncu Tunalı “canlı” yayından habersiz
Olabilir. İnsanlık hali. Başka bir noktaya veya “acı”larını paylaştığı M A Aydınlara odaklandığından fark etmemiş olabilir.
Bunlar önemli olmayabilir. Asıl kritik nokta şu: Aydınlar, TFF Başkanı iken ve sonrasında nasıl bir “haber kaynağı” işlevi gördü.
Düşünelim. M Ali Aydınlar başında olduğu kurumla ilgili haberle kaynaklık etmiş olabilir mi? Sedat Tunalı söz konusuysa pek mantıklı değil
Sedat Tunalı’nın Taraf Gazetesi’nde, kendi internet hesabında yazdığı yazıların listesini ekledim. İnceleyin ve siz karar verin.
Sedat Tunalı, sürekli olarak Fenerbahçe, Şike soruşturması, TS karşı tezgah kurulduğu iddialarını yazıyor. Hem da galiz ifadelerle
Birçok renkdaşımız diyebilir ki “Biz Sedat Tunalı adını ilk kez duyuyoruz. Neden çok önemliymiş gibi buraya yazıyorsun”
Birkaç sebebi var. Birincisi Sedat Tunalı’nın bazı yazıları çok dikkat çekiciydi. Misal Yargıtay 5 Ceza Dairesi Başkanı’na ziyareti.
Sedat Tunalı şike iddialarıyla ilgili son sözü söyleyecek olan Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanına “ıhlamur” içmeye gidip röportaj yaptı
Kıramayacağı bir dostunun aracılık ettiğini yazdığı ziyarette röportaj yapan Sedat Tunalı “Trabzon halkının hassasiyetini” iletti
Sedat Tunalı’nın twitterden Fenerbahçe iftarına katılan yargı mensupları ile ilgili açıklamaları da olmuştu. Ve ilginç bazı iddiaları da.
Sedat Tunalı tanınmıyor ve çok okunan bir gazetede yazmıyor olabilir. Ancak yazıları Trabzon’da yoğun olarak paylaşlıyor.
Yazıların listesi ekte. Başlıklarına bakarak fikir edinmek de mümkün. Trabzon halkı neden bu kadar öfkeli? Sorusunun yanıtını bulabilirsiniz
Kayda değer değilmiş gibi görünen bazı yazıların okunma ve kamuoyu yaratma özelliğini bilmekte fayda var. En azından anlamak için.
Uzun bir yazı okumama rağmen ben Sedat Tunalı’nın neden M Ali Aydınlar’a “kurtarma” sorusunu sorduğunu anlamadım. O da benim ayıbım olsun
Sadri Şener nereye koşuyor – 21.02.2013
Şenol ‘Beckenbauer’in vaktidir – 14.02.2013
Futbolun cerahati patladı – 06.02.2013
Sahi ırkçı sanığı ile barış filmi kimin fikri – 30.01.2013
Trabzon küme düşer mi – 23.01.2013
Faşizmin şike hürriyeti! – 16.01.2013
Biri Spor Bakanı’nı uyarsın! ‘Bişe oldi mi ganki?’ – 09.01.2013
Kanunî’nin değil Makyavel’in torunlarıyız! – 02.01.2013
‘Onu çekme bunu çek’ ve Meireles’in tükürüğü – 26.12.2012
Şikeci TFF tüyü de diksin! – 19.12.2012
Ambulansın peşindeki zihinsel engelliler ülkesi – 12.12.2012
‘Merhaba şike, pardon, Fenerbahçe’ – 05.12.2012
Temiz futbol ve şike kardeşliği – 29.11.2012
‘Onu çekme bunu çek’ medyası ve Caner ve Aykut K.! – 21.11.2012
Şenol Güneş TFF başkanı olsun! – 14.11.2012
Özkan Sümer’i duyan oldu mu – 07.11.2012
Şike çetesinin seyir defteri – 31.10.2012
Gölgemiz bile duruşumuza bağlı… – 24.10.2012
60 bin dolar! Yiyin efendiler yiyin! – 17.10.2012
Gerçekten temiz futbol isteyen var mı – 13.10.2012
İstanbul Karması’nı (Milli Takım!) Abdullah Avcı mı seçiyor – 10.10.2012
‘Cizvit ruhu’ ve Alex – 06.10.2012
Galatasaray ve Fener neden yenildi – 02.10.2012
Sahibinden satılık! – 29.09.2012
Çankırı’nın valisi ve piyano! – 26.09.2012
Şike’nin CHP’si! – 22.09.2012
Işık Yurtçu – 19.09.2012
Aziz Yıldırım ve konukları! – 15.09.2012
Yıldırım D.- Abdullah A. – 12.09.2012
Miroğlu ve ‘hakikat’ – 08.09.2012
70’lik Trabzon! – 05.09.2012
Ş. Güneş, A. da Kocaman ama… – 01.09.2012
Avni Aker’de maç – 25.08.2012
Trabzon HESaplaşması (2) – 22.08.2012
Trabzon HESaplaşması – 18.08.2012
Nakkaştepe’de raks! – 15.08.2012
Olimpos’u bilmeyen Spor Bakanı! – 08.08.2012
Zavallının mumu! – 01.08.2012
Medya ahlakının şalterini kim indirdi – 25.07.2012
Fenerbahçeliler neden seviniyor – 21.07.2012
Yataklı trenden metrobüse – 18.07.2012
FİFA Başkanı rüşvet alır mı? – 14.07.2012
Rıdvan Dilmen ve spor ahlâkı – 11.07.2012
Ertuğrul Özkök niye küçük düştü – 07.07.2012
Aziz Yıldırım’ın yüzü… – 04.07.2012
Şike-Çete süreci ve Trabzon Barosu! (2) – 30.06.2012
Aydın esnaf ve Trabzon Barosu! (1) – 27.06.2012
Sedat Simavi ‘Hürriyet’i bu mu – 23.06.2012
Medya neden korkuyor – 20.06.2012
İspanya- Almanya finali engellenebilir mi – 16.06.2012
Aziz Yıldırım 27-28 haziranda serbest! – 13.06.2012
Çağlayan Adliyesi’nde neler oldu – 09.06.2012
Siz Aziz Yıldırım olsanız – 06.06.2012
Sevgili okur, şike çete yordu bizi, bir mola! – 02.06.2012
Biz dostu da düşmanı da biliriz – 30.05.2012
Bir renk olarak beyaz! – 26.05.2012
Neşe Düzel’in röportajı – 23.05.2012
Etik Kurulu Başkanı Kuran’a el basar mı – 19.05.2012
Behzat Ç. göreve! – 16.05.2012
İki vasat dükkânı kapattı – 12.05.2012
‘Tahkim Kurulu Başkanı Zokora’ o tekmeyi kime attı – 10.05.2012
‘Onu (A. Kocaman) konuşturan ve destekleyenler çok önemli’ – 05.05.2012
Etik Kurulu ne yaptı – 02.05.2012
Etik Kurul ve çorbadaki sinek – 28.04.2012
İyiler mi kazanır, silahı olanlar mı – 25.04.2012
Şike-çete ve Hayri Kozanoğlu! – 21.04.2012
‘Tutam men de diyem ona (EB) Müselman’ – 18.04.2012
Fenerbahçe’nin CAS davası ne oldu – 14.04.2012
Spor ahlakı ve Muslera’nın penaltısı – 11.04.2012
Kapıcı çocuğu Rıza – 08.04.2012
Futbolda yeni dönem ve Fırat Aydınus örneği – 04.04.2012
Başbakanı kim yanıltıyor – 31.03.2012
İrrasyonel özgüvenin trajedisi! – 28.03.2012
Çarşı AVM mi oldu – 24.03.2012
‘Algıdan olguya, şikenin seyir defteri’ – 17.03.2012
Biri bizi kandırıyor Şener mi, Öztürk mü, Yıldırım mı bilmem! – 10.03.2012
Göztepe taraftarının adalet arayışı! – 07.03.2012
Bir futbol takımına gönül vermek (!) – 03.03.2012
Mehmet Yıldız’a teşviki kim yapmış ola! – 29.02.2012
Trabzon neden elendi – 25.02.2012
Arama konferansı (1): Aziz Yıldırım başkan olsa ne olur – 22.02.2012
MAA yeniden aday mı – 15.02.2012
MAA: Futbolumuzun önü çok karanlık. Futbolsever: Madalya da ister misiniz? – 11.02.2012
Sürecin asıl kaybedeni Bursaspor ve Anadolu futboludur! – 08.02.2012
Galatasaray gerçekten temiz futboldan yana mı – 04.02.2012
Meğer Kulüpler Birliği’ni Özkan Sümer kurmamış mı – 01.02.2012
‘Herkes temiz tek suçlu TFF’ – 28.01.2012
İstanbul Yerel Sipol Medyası – 25.01.2012
‘TürKürtErmeni hepimiz kardeşiz’ – 21.01.2012
TFF halkı ‘kandırmaya’ devam ediyor – 18.01.2012
Var bu düzen mutlaka sona ermek! – 14.01.2012
Özkan Sümer ve etik sorunu! – 11.01.2012
‘Şecaat arz ederken sirkatin söyler merd-i Kıpti’ ya da Aykut Kocaman! – 07.01.2012
Trabzonsporlular TFF’ye neden yürüdü – 04.01.2012
Bir basiretsiz portresi olarak TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar – 31.12.2011
Ormanda Fantom Türkiye’de FB 10 kaplan gücündedir! – 28.12.2011
Spor Bakanı yol yapıyor! – 24.12.2011
Fenerbahçe sol ile sağı nasıl birleştirdi! – 21.12.2011
Hey sporsever! Büyük oyunun farkında mısın? Hepimizi kandırıyorlar! – 17.12.2011
Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe iktidarı! – 14.12.2011
Hacivat-Karagöz, Kavuklu-Pişekâr ya da Fener ile TFF – 03.12.2011
Şike avukatlarından Köşk’e teşvik primi mi gitmiş! Bu ne rahatlık – 30.11.2011
‘Memleket Meselesi’nden: Böyle başa böyle yasa! – 26.11.2011
61 nerede başlar nerede biter – 23.11.2011
Milli Takım’a neden Tolunay Kafkas olmalıydı? – 19.11.2011
Şenol Güneş’i hâlâ anlayamayanlara – 16.11.2011
Ahmet Özhan ne demek istedi – 12.11.2011
Colmandante ‘che’ Gustavo – 09.11.2011
Türkiye’nin üstü kapatılan ilk resmî şikesi döneminde iktidar bilin bakalım kimdi – 05.11.2011
Deprem Volkan Konak’ı ilgilendirmiyorsa, terör de beni – 02.11.2011
Anılara sıkışmış bir şike hikâyesi – 23.10.2011
Trabzonspor ve Nâzım Hikmet – 22.10.2011
İslam Çupi’den Cavcav’a – 15.10.2011
Şehrimizin yüzüyle annemizin yüzü – 12.10.2011
Suat Kılıç Anlama Kılavuzu! – 09.10.2011
‘Türkiye’de futbolu mafya yönetiyor’ – 06.10.2011
İlhan Cavcav varken Platini de kim oluyor – 01.10.2011
Şikesiz ligin lideri Trabzon golleri kime atıyor – 29.09.2011
‘İ… Trabzon olamazsın şampiyon’ – 24.09.2011
Ali Koç’u Trabzon’a kim davet etti! – 22.09.2011
Güneş ‘Hürriyet’ten özür dilemeli – 20.09.2011
TFF’ye boynun var mı demişler oy!(*) – 19.09.2011
‘Egemen’ Türk medyasının Trabzon kompleksi – 16.09.2011
Erman Toroğlu’na zorunlu bir hatırlatma – 14.09.2011
‘Siz gerçekten Fenerbahçe’nin neden Şampiyonlar Ligi’ne alınmadığını bilmiyor musunuz?’- 10.09.2011
‘Menfaat şövalyeleri’ – 07.09.2011
Spor Bakanı kulüp başkanlarını neden topladı, Bayram diye mi – 05.09.2011
Şark kurnazlığından Batı Rasyonalizmine – 31.08.2011
‘Popstar, megastar, Edirne’den öte kim star’ – 27.08.2011
Futbolda yeni sistem! – 24.08.2011
İspanya’nın ‘Anadolu Çocuğu’ Güiza – 20.08.2011
Müstakbel Fenerbahçe başkanından büyüklere masallar – 17.08.2011
Trabzon’a çakal yağmuru yağdı – 14.08.2011
FenerbahCHE – 10.08.2011
Atilla Gökçe’den Hıncal Uluç’a! – 06.08.2011
FenerbahCHEli kardeşlerime – 03.08.2011
Nereye Emenike? Daha karpuz keseceğidik! – 30.07.2011
Adamın biri… – 27.07.2011
Bir Trabzon türküsü: Ya adalet ya isyan! – 24.07.2011
‘Paris’te orospuluk güzel sanatların sekizincisidir’ – 20.07.2011
Bülent Ataman, İbrahim Akın ve Göksel Gümüşdağ üzerine… – 16.07.2011
Devekuşu Futbol Federasyonu – 13.07.2011
Şansal Büyüka Okuma Kılavuzu! – 09.07.2011
Hürriyet gazetesinin telaşı niye – 07.07.2011
Emenike’den Sezer Öztürk’e bir etik yolculuk* – 06.07.2011
Nuri Albayrak’la Sadri Şener arasındaki fark – 02.07.2011
Kâzım Koyuncu – 29.06.2011
Haluk Ulusoy’un planı ne – 26.06.2011
Emenike’den Sezer Öztürk’e bir ahlak yolculuğu – 22.06.2011
Sadri Şener – 18.06.2011