Sızdırma Haber

lobi

Eğer MA Aydınlar’ı tanıyan veya seçim ofisi olarak adlandırılan mekandaki elemanlarından biri tesadüfen bu yazıyı okuyorsa bir ricam olacak

Lütfen M Ali Aydınlar’a sorun. Başkanlığa özgür iradesiyle mi aday oldu? Yoksa baskı, tehdit, şantaj sebebiyle aday olmak zorunda mı kaldı?

Aydınlar’ın özgür iradesi dışında aday gösterilmiş olabileceğini düşünmeme yol açan pek çok sebep var. Şüpheye kapılmamın birinci nedeni şu:

Bir başkanlık adayı, yönetmeye talip olduğu kulübe kalıcı hasar vermek için neden özel çaba sarf etsin? Ya seçilirsem diye düşünmez mi?

Eğer M Ali Aydınlar adına yapılan yazılı açıklamalar kendi iradesi dışında hazırlanıyor, onayı alınmadan yayınlanıyorsa o bambaşka bir durum

Ya M Ali Aydınlar adına PR ve medya iletişim stratejisini yürütenlerin başka planları var ve kendisinin bundan haberi yok.

18 Eylül 2013’deki basın toplantısının yarattığı tahribatı yazmıştım. Ansızın gelişen bir olaydı, planlı değildi, tesadüf oldu diyelim…

Şunu merak ediyorum. Aydınlar, adaylık ilanından sonraki açıklamaları vasıtasıyla yaratılan tahribatı fark etmiyor mu? Hesap sormuyor mu?

Olur ya seçim yoğunluğu, “genel kurul salonuna nasıl gireceğim” stresiyle fark etmemiş olabilir diye buradan M A Aydınlar’ı uyarıyorum.

Aydınlar adına yapılan yazılı açıklamaların metin örgüsü, vurgu noktaları, kelime tekrarları ciddi bir tehlikeye işaret ediyor.

“3 Temmuz Operasyonu”nun ikinci safhasında uygulamaya konan “Kaos Planı”nda yer alan “Anahtar Cümle” uygulaması birebir tekrarlanıyor

Eğer bu durum M A Aydınlar’ın gözünden kaçtıysa ve tesadüfen bu mesaj kendisine ulaşırsa lütfen incelesin ve gerçeği görsün… Müdahale etsin

Eğer, M A Aydınlar veya ofisinden birisi kasıt olmadığını beyan eder, açıklamaların metin çözümlemesini talep ederse sunmaya hazırım

Eğer M A Aydınlar isteği dışında aday gösterilmişse, adına yapılan açıklamalardan habersizse zaten bu mesajla ilgilenmeyecektir.

Bir ihtimal daha var ki; bunu düşünmek dahi istemem. M Ali Aydınlar’ın seçim kazanma hedefinin olmadığı gibi korkunç bir ihtimal

Hiçbir kasıt ve gizli plan yoksa ve az sonra listeleyeceğim eylemlerden habersizse PR ekibi M A Aydınlar’ı kandırıyor demektir

“SIZMA HABER” veya “HABER SIZDIRMA”NIN MANTIĞI NE?

Adaylık açıklamasından sonra bazı haberler çıktı… Herkes haberin başlığını okuyup geçmiyor. Benim gibi bazıları içeriğine/metne de bakıyor.

Dikkat çeken şu: M Ali Aydınlar cephesinden verilen haberlerin başlıkları son derece net ve iddialı. Resimler özenle seçilmiş. Fon mavi

Başlık şöyle: Mehmet Ali Aydınlar’dan ilk seçim vaadi! Kazanması halinde ilk olarak Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nu kulübe kazandıracak.

maa 1

Haber metni: Aydınlar’ın plan ve projeleriyle ilgili olarak da bilgiler sızmaya başladı… Demek ki sızma bilgi daha kıymetli oluyor?

Önemli olan mesaj. Dolaylı da olsa… M Ali Aydınlar bürokratik sorunları kolayca çözer. Hükumetle ilişkileri iyidir

maa 2

Bir başka başlık: Aydınlar,150 milyon euro hibe edecek. Haberi okuyunca anlıyoruz ki “planlıyormuş” Bu da sızma…

Mesaj: Fenerbahçe’nin mali durumu çok kötüdür. Çünkü bakkal dükkanı gibi yönetiliyor!!!! Bu son dönemin en gözde suflesi…

maa 3

Fenerbahçe’nin mali durumu o kadar kötü ki M. Ali Aydınlar önce mali yapıya el atacak. Kaynak yok. Bir başka sızma bilgi.

maa 4

Aydınlar’ın 100 milyon Euro civarı ilk hibe beyanatı da değil aslında. “F.Bahçe’ye 100 milyon dolar hibe edeceğim” Tarih 08 Mart 2012. O zaman da “ORTAYA ÇIKMIŞ” Yani sızma bilgi

Aziz Yıldırım’ın, “Holding sahibi olabilirsin, TFF başkanı da olabilirsin ama asla Fener’e başkan olamayacaksın” diye topa tuttuğu eski yöneticinin, Mayıs’taki kongrede seçime girmek için çalışmalara başlama kararı aldığı ortaya çıktı

Başlık: Aydınlar’dan Alex vaadi. Haber yayıldıkça “Alex Ocak’ta Fenerbahçe’de” haline gelmiştir. Yine sızma bilgi.

Haberin ilk cümlesi: Mehmet Ali Aydınlar, seçilmesi halinde Alex de Souza’yı yeniden Fenerbahçe çatısı altına getirmeyi “hedefliyor”

maaa 4

Amaç; Fenerbahçe’daki ilk fay kırığını oluşturan ve birçok taraftarın gönlünde yara olarak kalan Alex sorunundan maksimum fayda

Denebilir ki bu haberlerin çıkması PR ekibinin başarısıdır. Ve rutin işlemlerdir. Oysa olayın teknik yanlarını bilenler için bu böyle değildir.

Sızdırılan haberlerin kullanılış şekli incelendiğinde özenle seçilmiş başlıklar olduğu görülüyor ve yayılma şiddeti de bunu doğruluyor

MEDYANIN YARATMAK İSTEDİĞİ FENERBAHÇE ALGISINI DUVAR OLARAK KABUL EDERSEK HER SIZMA HABER BU DUVARA KONULAN TUĞLA VAZİFESİ GÖRÜYOR

Ben sunu merak ediyorum. M Ali Aydınlar’ın PR ekibi bu tip sızdırmalardan seçime yönelik nasıl bir fayda umuyor? Amaç seçim kazanmaksa…

Ve açıklamaları sadece Fenerbahçeliler okumuyor… Fenerbahçe’nin doğal karşıtları da okuyor ve mesajlar hızla yayılıyor.

Aydınlar adına medyaya yansıyan sadece bugünkü mesajları alt alta yazın… 3 Temmuz organizatörlerinin duyduğu memnuniyeti hayal edin..

Fenerbahçe’nin normal koşullarda şu günlerde şike iftirasına karşı en büyük savunma hattını kurması gerekiyordu… Top yüksek yargıda

Yüksek yargı zaten 2 yıldır her cepheden kuşatma altına alınmış. Milyonlarca insan Fenerbahçe lehinde bozmaya karşı kışkırtılmış

Yüksek yargının bozma kararı vermesi için ciddi bir kamuoyu rüzgarı lazım… “Türkiye ayağa kalkar” tehditlerini umursamamalı.

Fenerbahçe yönetimi, 16. ACM’nin gerekçeli kararındaki çelişkileri kamuoyuna anlatmalı. Yaratılan algıyı yıkmalı.

Peki Fenerbahçe yönetimi ve taraftarları şu ara neyle meşgul ediliyor? Genel Kurulla… Genel Kurul düzenle baskısını kimin yaptığı malum …

Fenerbahçe, şike iftirasıyla savaştan önce medya zoruyla “iç savaş”a sokuldu. Dahili işbirlikçiler dayatmasa kongre kararı alınır mıydı?

Şimdi bazı taraftarlar soruyor. M A Aydınlar neden kaybedeceği seçime girdi. Demek ki… Teoriler havada uçuşuyor

Oysa olay açık. Seçim bu. Ne olacağı bilinmez. Aday olmak herkesin en doğal hakkı. Asıl soru neden şimdi? Neden Yargıtay savunmasından önce

Fenerbahçe yönetimi, eğer planlar tutarsa Yargıtay sürecine yaka paça çekiştirilmiş, yorulmuş, yıpranmış durumda girecek

KONU M. A. AYDINLARIN ADAYLIĞI VEYA SEÇİLMESİ DEĞİL. O İLLUZYON… KONU SEÇİM SÜRECİNDE YAŞANACAK VE YAŞATILACAKLAR. HERGÜN. HERGÜN.

ALEX GİBİ YENİ FAY HATTI OLUŞTURMA ÇABASININ ODAK NOKTASI M.A. AYDINLAR DEĞİL SÜRECİN KENDİSİ… OYSA BAKIŞLA AYDINLARDA.

Ve öyle bir sözle muhatap oluyoruz ki; cevap vermek çok zor. MEDYADA 3 TEMMUZ’U ANIMSATACAK ÖLÇÜDE TAHRİK EDİCİ YAYIN YOK…

AZİZ YILDIRIM ÖZELİNDE ASLINDA FENERBAHÇE’YE VURANLAR FENERBAHÇELİ ESKİ YÖNETİCİ, ESKİ BAŞKAN, TANINMIŞ SİMALAR…

GS’lılar “SİZ KİME TEPKİ GÖSTERİYORSUNUZ. SUÇLAYAN FENERBAHÇELİ. SUÇLANAN FENERBAHÇELİ. SİZ KİM NE YAPTI?” dediğinde susuyoruz. Mecburen

Lütfen M A Aydınlar adına yapılan özellikle “yazılı” açıklamaları dikkatle okuyun. Tekrarlara dikkat edin. Bu nasıl bir basiretsizlik?

Açıklamalardaki şiddet, baskı, demokrasi, savaş, kavga tekrarlarından ne bekledikleri açık. Buna Aydınlar’ın nasıl izin verdiği muamma…

Tam anlamda facia olan son sızdırmaları… Ertem Şener 28 Ekim 2013 tarihli Beyaz TV Beyaz Futbol’da bir son dakika gelişmesi bildiriyor.

Ertem Şener: Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın, Ataşehir’de seçim ofisinde yaklaşık 150 kişiye yapmış olduğu bir konuşma var. Son derece önemli”

Ertem Şener: “Bu açıklamaları şimdi ekrana getiriyorum… Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın seçim konuşması sadece Beyaz TV’de…

maa 5

Haber sunuluyor… Ekranda KJ: “Aydınlar: Seçimi kazanacağız. Sandığa hakim olacağız” Sanki sandıkları kaçıran veya başka planları olanlar var

Aydınlar ve PR ekibi haber sızdırma işinden nasıl bir zevk alıyor anlamış değilim. Seçim kampanyası yapıyorsun. İzin ver, gelsin çeksinler

Eğer toplantıda olanlar görünmek istemiyorsa (ki olabilir) bunu kaydedip medyaya sunmanın da onlarca yolu var. İlla sızdırma neden?

Benim aklıma gelen en makul ihtimal duruma göre inkar yolunu açık bırakmak. Medyada da planlanıyor, düşünülüyor filan deniyor.

Ben bu yöntemin, seçim süreçlerinde kimseye fayda sağladığını görmedim. Tabi bu kazanmak için çalışan adaylar için geçerli

Aydınlar’ın Derin Futbol’la paylaşılan konuşmasındaki bir cümle var ki. Kendisine ne faydası olduğu meçhul. Mutlaka bir bildiği vardır

Ancak Trabzon cenahını kışkırtma, malzeme verme amaçlı yapıldıysa Aydınlar’ın gözü aydın. PR ekibi bunu başardı.

maaa 6

3 Temmuz Organizatörleri’nin koyduğu 15 günde bir “şike itirafı manşeti” atılsın hedefi Aydınlar’ın açıklamasıyla gerçekleştirilmiş oldu.

Trabzon yerel medyası M A Aydınlar’ın “Ben olmasan kupa orada olmazdı” sözüyle “şike itirafı manşetini” attı. Yönetime yüklendi.

Aydınlar’ın açıklamalarının medyada yer alma şekli dikkatiniz çekti mi, bilemiyorum? Sırf başlık atma stratejisi bile çok şey ifade ediyor.

maa 7

Konu M Ali Aydınlar olup da içinde “şok” ibaresi yer almayan başlık atmak yasak sanki. Aydınlar ya şok açıklama, ya şok suçlama yapıyor

Aydınlar’ın aldığı kararlar “flaş” , açıklamalar “sert” , cevaplar “sert”, söylediği sözler “çok sert” Eleştirileri haliyle “çok ama çok sert”

maa 8

Aydınlar eğer şok açıklama, şok suçlama yapmıyor, sert cevap vermiyor, sert eleştiride bulunmuyorsa mutlaka itirafta bulunuyor

O itiraf zaman zaman “acı” da oluyor. “Şok itiraf” da… İnsan kendi kendine demez mi benim her açıklamam neden “şok” diye sunuluyor

Medyanın M A Aydınlar’dan beklentisi “şok” yaratacak bir şeyler söylemesi mi? Acaba böyle bir rol mü biçilmiş?

M Ali Aydınlar’a Aziz Yıldırım’a, (son zamanlarda da nedense Ali Koç’a) şok söz söyleme ihtimali nedeniyle mi ilgi gösteriliyor?

Acaba; Fenerbahçe için yaratılan algının temel kavramı olan “şok”larla anılma zorunluluğuna katkıda bulunmasa Aydınlar ilgi görmez mi?

Aydınlar’ın Fenerbahçe’ye karşı planlanan yıkıcı eylemler yapan medya ile bağlarını kontrol etmesi ve kalan günlerde malzeme vermemesi lazım

ŞUNU ÇOK NET GÖREBİLİYORUM Kİ; 3 TEMMUZ ORGANİZATÖRLERİ VE ONLARIN MEDYADA ORGANİZE OLMUŞ UZANTILARI M.A. AYDINLAR’I UMURSAMIYOR.

AMAÇLARI, 3 KASIM’DAKİ GENEL KURULDA YENİ BİR FAY HATTI YARATMAK. 2012 AĞUSTOS EYLÜL AYINDAKİ ALEX OPERASYONUNUN TADI HALA DAMAKLARINDA

FENERBAHÇE NE KADAR ÇOK BÖLÜNÜRSE, “BİRBİRİNİN NE SÖYLEDİĞİNİ DİNLEMEYECEK KADAR ÖFKELİ” GRUPLARA AYRILIRSA O KADAR İYİ. PLAN BU.

EĞER 3 KASIM GENEL KURULUNDAN BİRBİRİYLE KAVGA ETMİŞ, ARTIK OMUZ OMUZA GELMEK İSTEMEYEN BİR GRUP DAHA ÇIKARSA MUTLU OLACAKLAR

SONRASINDA İŞ 3 TEMMUZ OPERASYONU’NU “PARÇALI GRUPLARA” KABUL ETTİRMEYE KALACAK. PLANA GÖRE O ESNADA AZİZ YILDIRIM’DAN KURTULACAKLAR

NİHAİ HEDEF İSE AZİZ YILDIRIM’IN VİCDANLARI YARALAYACAK ŞEKİLDE AYRILMASIYLA GÖNÜL BAĞI KOPACAK TARAFTARLARIN REAKSİYONU. EL ÇEKMESİ

ORGANİZATÖR VE İŞBİRLİKÇİLERİNDE PLAN ÇOK. YATTIKLARI YERDEN PARA KAZANMAYA ALIŞKINLAR. “KASA” OLDUKLARI İÇİN HEP KAZANMIŞLAR.

BÖLÜNEN, AİDİYETİNİ KAYBEDEN TARAFTARIN EL ÇEKMESİYLE ZAYIFLAYACAK MALİ YAPI ORTAYA ÇIKTIĞINDA SORUMLUSU BUGÜNDEN İLAN EDİLMİŞ OLUYOR

İŞTE TARAFTARI BÖLÜNEN, ESKİSİSİ KADAR KATILIMCI OLMAYAN FENERBAHÇE O ZAMAN BİR KURTARICI ARAYACAK. GÖRÜNEN O Kİ O KURTARICI DA HAZIR

ANCAK BU KURTATICI ASLA M A AYDINLAR DEĞİL. HATTA O GÜNLERDE ORTAYA ÇIKMA İHTİMALİ ADAY OLMASIYLA SIFIRLANDI. AYDINLAR’DAN KURTULDULAR

PLAN ÇOK. ANCAK FENERBAHÇE CAMİASININ PLANLARI, KURGULARI ALT ÜST ETMEK GİBİ BİR ÖZELLİĞİ VAR. İKİ YILDA BUNU ÇOK DEFA KANITLADI

Selim Ferit Yıldız

MAA Haber Kaynağımdı

telegol 160912-16

Şike iftirasını kabullenmeye zorlanan Fenerbahçe camiasına sistematik olarak bir mesaj veriliyor. “Aziz Yıldırım gidecek dertler bitecek”

“Fenerbahçe ile uğraşanların tek derdi Aziz Yıldırım! Aziz Yıldırım giderse huzur gelecek, barış olacak” anahtar cümlesi dillere pelesenk

“Aziz Yıldırım gitmezse kabus bitmeyecek” mesajını yaymakla görevli seslendirmeciler yıllardır küçük fırça darbeleriyle bir portre çizdi…

aziz yıldırım insan

18 Eylül 2013 günü öğle saatlerinden sonra Aziz Yıldırım’ın “proje” kapsamında geliştirilen sıfatlarına “sen nasıl insansın” eklendi.

Her şey bir soruyla başladı. Ve o sorunun sorulduğu ana kadar büyük beklentilerle izlenen basın toplantısında şaşkınlık hakimdi

Medyaya göre M Ali Aydınlar konuşacak, yer yerinden oynayacaktı. M Ali Aydınlar konuşmaya başladı. Anlattıkları şok yaratıcıydı ama…. Nasıl?

maa1a

Aydınlar “UEFA’yla ceza pazarlığı yaptık” dediğinde şaşkınlık başlamıştı. Pazarlık yapılan tarihte TFF Kurulları dosyayı incelememişti.

Sorular hazırdı “Fenerbahçe’yi ne ceza ne sportif yargılama başlamamışken suçlu ilan etmişsiniz. UEFA’na yazılı nasıl garanti verdiniz?”

Başka soru “UEFA’nın Fenerbahçe’nin şike yaptığına dair kanaatini güçlendirmişsiniz. TFF Başkanı olarak siz peşinen suçlu ilan etmişsiniz”

Ancak M A Aydınlar sonra cevaplar verdi ki “ince” sorular atıldı “O sezonu yok sayacaktık”, “2010-11 şampiyonluk kupasını geri alacaktık”

Salondan “Bu nasıl adaylık açıklaması? Bu toplantının amacı ne? Resmen Fenerbahçe şike yaptı. Kupa geri verilecek diyor” mesajı yağdı

Medyanın büyük umut(!!!)larla beklediği toplantı şok bir finale doğru ilerlerken “o soru” ağır havayı dağıttı. Her şey ansızın gelişti.

Yaşananları milyonlarca insan canlı izledi. Bir o kadar insan da bir saat içinde dağıtıma çıkarılan “Tıkla izle” videolarından takip etti

maa

Yaratılan tablo şu: “İnsani” özelliklerini kaybetmemiş, “ağlayabilen” M A Aydınlar. Mevki makam için hiçbir kural tanımayan Aziz Yıldırım

Sedat tunalı

Özellikle sporla pek ilgili olmayan kadınları, tarafsız spor severleri etkileyen tablonun yaratıcılarından biri Sedat Tunalı.

“O soruyu soran kim” diye herkes birbirine sordu. “Turkuvaz Medya Grubu Muhabiri Sedat Tunalı imiş” dendi.

Sedat Tunalı’yı Taraf Gazetesi yazarı olarak tanıdık. Dikkatli Fenerbahçelilerin ilgisini çeken özel içerikli yazı faaliyetleri oldu.

sevilya_yukselir_sen_nasil_bir_adamsin_aziz

Bir başka Turkuvaz Medya Grubu çalışanı Sevilay Yükselir de “Sen nasıl insansın Aziz Yıldırım” yazısını kaleme aldı. Tablo tamamlandı.

Elbette ki bu tablonun tamamlanmasında Başkan Aziz Yıldırım’ın sinirlerine hakim olamayarak Sevilay Yükselir’i arayıp söyledikleri de rol oynadı

Yaratılan tablo “Aziz Yıldırım oldukça kaos bitmeyecek” savının arkasına saklanıp şike iftirasını yasal kılıfa sokmak isteyenlere koz oldu

“2009-2010 sezonundaki Bursa maçında gol ararken kaptırılan topun hem gol hem de şampiyonluğa mal olması” misali durum kabullenilmişti

Malum “O soru”nun sahibi Sedat Tunalı, 23 Eylül’de kendisine ait internet sitesinde (http://sedattunali.com) “O sorunun hikayesini” yazdı.

Yazısında; fırsat bu fırsat olarak algılanabilecek tuhaf bir üslupla; şahsi bilgiler veren Sedat Tunalı’nın bir ifadesi çok ilginç…

“İdealist gazeteci” havalı Sedat Tunalı şöyle yazmış: “Her “normal” gazeteci gibi 3 Temmuz sürecinin tüm figürleriyle iletişim içinde oldum”

Tunalı diyor ki “Sayın MAA ile de 7 aylık Başkanlığı ve sonrasındaki süreçte bir “haber kaynağı” olarak zaman zaman iletişim içinde oldum.”

Tunalı “Ama kabul etmeliyim ki Sayın MAA ser verdi sır vermedi. Ancak bu iletişimin öğrettiği şeyler de oldu” demiş. Acaba ne öğrenmiş?

Sedat Tunalı “MAA’nın öfkelerine, sevinçlerine, acılarına ve düş kırıklıklarına dair pek çok şey öğrendim.”

Demek ki “Kalemini kır ama satma” idealinin peşinden İstanbul’a sürüklenen Sedat Tunalı “HABER KAYNAĞI” ile fazlaca duygusal bağlantı kurmuş

Haber kaynağı ifadesini Sedat Tunalı gibi basın emekçisi kullanmasa, bahsedilen çok saygın bir işadamı olmasa tanım elbette farklı olurdu

M Ali Aydınlar’ın “Kaynaklık ettiği” Sedat Tunalı’yı ne kadar etkilediğini bilmemize imkan yok. Tunalı’nın bazı yazıları referans alınabilir

Sedat Tunalı, Aydınlar’ın Ali Koç ve Nihat Özdemir’le Bakırköy Acıbadem’de “gizli” toplantı yaptığını ortaya çıkarmış, “Twitter”den duyurmuş

Sedat Tunalı’nın, 31.12.2012’deTaraf Gazetesi’nde yayınlanan makalesine de konu olan gizli toplantının “kaynağı” M Ali Aydınlar olamaz.

“Hür ve Hesapsız” Sedat Tunalı duygusal yakınlık kurmuşsa da “Bir basiretsiz portresi olarak TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar” başlığı atmış

Toplantı gözlerden uzak mekanda ve gizli olduğuna ve sadece 3 kişi bildiğine göre “demek ki” Ali Koç veya Nihat Özdemir sızdırmış

Bir Basiretsiz Portresi olarak TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar

Sedat Tunalı duygusal anlarına tanık olacak kadar yakınlaştığı “Haber kaynağı” Aydınlar’ı adeta kurtaran soruyu neden sorduğunu da açıklıyor

Sedat Tunalı; aynı yazda yazdığından anladığımız kadarıyla “Korku İmparatorluğu” kurduğuna inandığı Aziz Yıldırım’ı NTV’de izlemiş.

Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012’de tahliye sonrası verdiği ilk TV röportajını izleyen Sedat Tunalı büyük bir üzüntüye kapılmış.

Sedat Tunalı’ya göre (kendi yazılarındaki ifadeyle) “BİATÇI” ve “Aziz Yıldırım’ın uşağı” olan medyaya öfke duymuş. Ve bir hayale kapılmış

Diyor ki “Ben bu cümleleri duyduğum günden bu güne (Sanırım 13 Eylül 2012) neredeyse 1 yıldır bu soruyu sormak için bekledim”

Duygusal anlarına tanık olacak kadar yakınlaştığı; haber kaynağı olarak iletişimini sürdürdüğü Aydınlar’a “o soru”yu soracak zamanı olmamış

“Bu düzeydeki suçlamaların, evlat acısıyla kavrulmuş bir baba yüreğindeki yansımalarını” merak etmiş ve muhteşem zamanlamayla sormuş

“BİR YILDIR BU SORUYU SORMAYI BEKLİYORDUM”

“Ben bu cümleleri duyduğum günden bu güne (Sanırım 13 Eylül 2012) neredeyse 1 yıldır bu soruyu sormak için bekledim, keşke benden önce bu soru sorulsaydı da, canlı yayınlandığından bile haberim olmayan bir toplantıda o soruyu sormama lüzum kalmasaydı, bir baba benim sorumla gözyaşlarına boğulmasaydı.
Ama bu düzeydeki suçlamaların , evlat acısıyla kavrulmuş bir baba yüreğindeki yansımalarını hep merak ettim. Hiç birimiz, hiçbir dil, hiçbir tasvir, bir odada evladının anılarıyla baş başa, bibaşına kalmış bir babanın ruhundaki fırtınaları tarif edemez.
Namuslu insanlara düşen, bu alçak düzeydeki öfkeyi modern toplumlar için olması gereken düzeye çekmek için kendi çapınca çaba göstermek , varoluş gerekçelerini kişisel ve toplumsal empati korelasyonu ile diri kılmaktır. Yani konu aslında ne AY dir ne de MAA, konu biziz, hani şu çürüyen toplumumuz, hepimiz…
O soruyu;
Başta o yayın sırasında AY’ı konuk eden RD,FAve GO olmak üzere, bu sözlere değil tepki göstermek, herhangi bir zemin ya da zamanda bu “sorunu” gündeme bile getirmekten imtina eden, korkan, düşünemeyen, önemsemeyen tüm gazetecilere sordum. Vicdanı olan herhangi biri bu sözleri yok sayamaz. Bu soruyu tam 1 yıl sonra sorabilmemin nedeni, mesleki ve ahlak fikri takiptir ve bulabildiğim ilk fırsatta da sorulması gereken bu vicdani soruyu sordum.

http://sedattunali.com/sub.asp?page=koseyazi_detay&id=139

Neresinden bakılırsa tuhaf olan açıklamanın ilginç cümlelerinden biri de şu “canlı yayınlandığından bile haberim olmayan bir toplantı”

Biyografisine göre “Saygın bir kuruluşun kurumsal iletişimin biriminde çalışmış” olan gazeteci televizyoncu Tunalı “canlı” yayından habersiz

Olabilir. İnsanlık hali. Başka bir noktaya veya “acı”larını paylaştığı M A Aydınlara odaklandığından fark etmemiş olabilir.

Bunlar önemli olmayabilir. Asıl kritik nokta şu: Aydınlar, TFF Başkanı iken ve sonrasında nasıl bir “haber kaynağı” işlevi gördü.

Düşünelim. M Ali Aydınlar başında olduğu kurumla ilgili haberle kaynaklık etmiş olabilir mi? Sedat Tunalı söz konusuysa pek mantıklı değil

Sedat Tunalı’nın Taraf Gazetesi’nde, kendi internet hesabında yazdığı yazıların listesini ekledim. İnceleyin ve siz karar verin.

Sedat Tunalı, sürekli olarak Fenerbahçe, Şike soruşturması, TS karşı tezgah kurulduğu iddialarını yazıyor. Hem da galiz ifadelerle

Birçok renkdaşımız diyebilir ki “Biz Sedat Tunalı adını ilk kez duyuyoruz. Neden çok önemliymiş gibi buraya yazıyorsun”

Birkaç sebebi var. Birincisi Sedat Tunalı’nın bazı yazıları çok dikkat çekiciydi. Misal Yargıtay 5 Ceza Dairesi Başkanı’na ziyareti.

Sedat Tunalı şike iddialarıyla ilgili son sözü söyleyecek olan Yargıtay 5. Ceza Dairesi Başkanına “ıhlamur” içmeye gidip röportaj yaptı

Kıramayacağı bir dostunun aracılık ettiğini yazdığı ziyarette röportaj yapan Sedat Tunalı “Trabzon halkının hassasiyetini” iletti

Sedat Tunalı’nın twitterden Fenerbahçe iftarına katılan yargı mensupları ile ilgili açıklamaları da olmuştu. Ve ilginç bazı iddiaları da.

Sedat Tunalı tanınmıyor ve çok okunan bir gazetede yazmıyor olabilir. Ancak yazıları Trabzon’da yoğun olarak paylaşlıyor.

Yazıların listesi ekte. Başlıklarına bakarak fikir edinmek de mümkün. Trabzon halkı neden bu kadar öfkeli? Sorusunun yanıtını bulabilirsiniz

Kayda değer değilmiş gibi görünen bazı yazıların okunma ve kamuoyu yaratma özelliğini bilmekte fayda var. En azından anlamak için.

Uzun bir yazı okumama rağmen ben Sedat Tunalı’nın neden M Ali Aydınlar’a “kurtarma” sorusunu sorduğunu anlamadım. O da benim ayıbım olsun

Sedat TUNALI YAZILARI

sedat tunalı

Sadri Şener nereye koşuyor – 21.02.2013

Şenol ‘Beckenbauer’in vaktidir – 14.02.2013

Futbolun cerahati patladı – 06.02.2013

Sahi ırkçı sanığı ile barış filmi kimin fikri – 30.01.2013

Trabzon küme düşer mi – 23.01.2013

Faşizmin şike hürriyeti! – 16.01.2013

Biri Spor Bakanı’nı uyarsın! ‘Bişe oldi mi ganki?’ – 09.01.2013

Kanunî’nin değil Makyavel’in torunlarıyız! – 02.01.2013

‘Onu çekme bunu çek’ ve Meireles’in tükürüğü – 26.12.2012

Şikeci TFF tüyü de diksin! – 19.12.2012

Ambulansın peşindeki zihinsel engelliler ülkesi – 12.12.2012

‘Merhaba şike, pardon, Fenerbahçe’ – 05.12.2012

Temiz futbol ve şike kardeşliği – 29.11.2012

‘Onu çekme bunu çek’ medyası ve Caner ve Aykut K.! – 21.11.2012

Şenol Güneş TFF başkanı olsun! – 14.11.2012

Özkan Sümer’i duyan oldu mu – 07.11.2012

Şike çetesinin seyir defteri – 31.10.2012

Gölgemiz bile duruşumuza bağlı… – 24.10.2012

60 bin dolar! Yiyin efendiler yiyin! – 17.10.2012

Gerçekten temiz futbol isteyen var mı – 13.10.2012

İstanbul Karması’nı (Milli Takım!) Abdullah Avcı mı seçiyor – 10.10.2012

‘Cizvit ruhu’ ve Alex – 06.10.2012

Galatasaray ve Fener neden yenildi – 02.10.2012

Sahibinden satılık! – 29.09.2012

Çankırı’nın valisi ve piyano! – 26.09.2012

Şike’nin CHP’si! – 22.09.2012

Işık Yurtçu – 19.09.2012

Aziz Yıldırım ve konukları! – 15.09.2012

Yıldırım D.- Abdullah A. – 12.09.2012

Miroğlu ve ‘hakikat’ – 08.09.2012

70’lik Trabzon!‏ – 05.09.2012

Ş. Güneş, A. da Kocaman ama… – 01.09.2012

Avni Aker’de maç – 25.08.2012

Trabzon HESaplaşması (2)‏ – 22.08.2012

Trabzon HESaplaşması – 18.08.2012

Nakkaştepe’de raks! – 15.08.2012

Olimpos’u bilmeyen Spor Bakanı! – 08.08.2012

Zavallının mumu!‏ – 01.08.2012

Medya ahlakının şalterini kim indirdi – 25.07.2012

Fenerbahçeliler neden seviniyor – 21.07.2012

Yataklı trenden metrobüse – 18.07.2012

FİFA Başkanı rüşvet alır mı? – 14.07.2012

Rıdvan Dilmen ve spor ahlâkı – 11.07.2012

Ertuğrul Özkök niye küçük düştü – 07.07.2012

Aziz Yıldırım’ın yüzü… – 04.07.2012

Şike-Çete süreci ve Trabzon Barosu! (2) – 30.06.2012

Aydın esnaf ve Trabzon Barosu! (1) – 27.06.2012

Sedat Simavi ‘Hürriyet’i bu mu – 23.06.2012

Medya neden korkuyor – 20.06.2012

İspanya- Almanya finali engellenebilir mi – 16.06.2012

Aziz Yıldırım 27-28 haziranda serbest! – 13.06.2012

Çağlayan Adliyesi’nde neler oldu – 09.06.2012

Siz Aziz Yıldırım olsanız – 06.06.2012

Sevgili okur, şike çete yordu bizi, bir mola! – 02.06.2012

Biz dostu da düşmanı da biliriz – 30.05.2012

Bir renk olarak beyaz! – 26.05.2012

Neşe Düzel’in röportajı – 23.05.2012

Etik Kurulu Başkanı Kuran’a el basar mı – 19.05.2012

Behzat Ç. göreve! – 16.05.2012

İki vasat dükkânı kapattı – 12.05.2012

‘Tahkim Kurulu Başkanı Zokora’ o tekmeyi kime attı – 10.05.2012

‘Onu (A. Kocaman) konuşturan ve destekleyenler çok önemli’ – 05.05.2012

Etik Kurulu ne yaptı – 02.05.2012

Etik Kurul ve çorbadaki sinek – 28.04.2012

İyiler mi kazanır, silahı olanlar mı – 25.04.2012

Şike-çete ve Hayri Kozanoğlu! – 21.04.2012

‘Tutam men de diyem ona (EB) Müselman’ – 18.04.2012

Fenerbahçe’nin CAS davası ne oldu – 14.04.2012

Spor ahlakı ve Muslera’nın penaltısı – 11.04.2012

Kapıcı çocuğu Rıza – 08.04.2012

Futbolda yeni dönem ve Fırat Aydınus örneği – 04.04.2012

Başbakanı kim yanıltıyor – 31.03.2012

İrrasyonel özgüvenin trajedisi! – 28.03.2012

Çarşı AVM mi oldu – 24.03.2012

‘Algıdan olguya, şikenin seyir defteri’ – 17.03.2012

Biri bizi kandırıyor Şener mi, Öztürk mü, Yıldırım mı bilmem! – 10.03.2012

Göztepe taraftarının adalet arayışı! – 07.03.2012

Bir futbol takımına gönül vermek (!) – 03.03.2012

Mehmet Yıldız’a teşviki kim yapmış ola! – 29.02.2012

Trabzon neden elendi – 25.02.2012

Arama konferansı (1): Aziz Yıldırım başkan olsa ne olur – 22.02.2012

MAA yeniden aday mı – 15.02.2012

MAA: Futbolumuzun önü çok karanlık. Futbolsever: Madalya da ister misiniz? – 11.02.2012

Sürecin asıl kaybedeni Bursaspor ve Anadolu futboludur! – 08.02.2012

Galatasaray gerçekten temiz futboldan yana mı – 04.02.2012

Meğer Kulüpler Birliği’ni Özkan Sümer kurmamış mı – 01.02.2012

‘Herkes temiz tek suçlu TFF’ – 28.01.2012

İstanbul Yerel Sipol Medyası – 25.01.2012

‘TürKürtErmeni hepimiz kardeşiz’ – 21.01.2012

TFF halkı ‘kandırmaya’ devam ediyor – 18.01.2012

Var bu düzen mutlaka sona ermek! – 14.01.2012

Özkan Sümer ve etik sorunu! – 11.01.2012

‘Şecaat arz ederken sirkatin söyler merd-i Kıpti’ ya da Aykut Kocaman! – 07.01.2012

Trabzonsporlular TFF’ye neden yürüdü – 04.01.2012

Bir basiretsiz portresi olarak TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar – 31.12.2011

Ormanda Fantom Türkiye’de FB 10 kaplan gücündedir! – 28.12.2011

Spor Bakanı yol yapıyor! – 24.12.2011

Fenerbahçe sol ile sağı nasıl birleştirdi! – 21.12.2011

Hey sporsever! Büyük oyunun farkında mısın? Hepimizi kandırıyorlar!‏ – 17.12.2011

Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe iktidarı! – 14.12.2011

Hacivat-Karagöz, Kavuklu-Pişekâr ya da Fener ile TFF – 03.12.2011

Şike avukatlarından Köşk’e teşvik primi mi gitmiş! Bu ne rahatlık – 30.11.2011

‘Memleket Meselesi’nden: Böyle başa böyle yasa!‏ – 26.11.2011

61 nerede başlar nerede biter – 23.11.2011

Milli Takım’a neden Tolunay Kafkas olmalıydı? – 19.11.2011

Şenol Güneş’i hâlâ anlayamayanlara – 16.11.2011

Ahmet Özhan ne demek istedi – 12.11.2011

Colmandante ‘che’ Gustavo – 09.11.2011

Türkiye’nin üstü kapatılan ilk resmî şikesi döneminde iktidar bilin bakalım kimdi – 05.11.2011

Deprem Volkan Konak’ı ilgilendirmiyorsa, terör de beni – 02.11.2011

Anılara sıkışmış bir şike hikâyesi – 23.10.2011

Trabzonspor ve Nâzım Hikmet – 22.10.2011

İslam Çupi’den Cavcav’a – 15.10.2011

Şehrimizin yüzüyle annemizin yüzü – 12.10.2011

Suat Kılıç Anlama Kılavuzu! – 09.10.2011

‘Türkiye’de futbolu mafya yönetiyor’ – 06.10.2011

İlhan Cavcav varken Platini de kim oluyor – 01.10.2011

Şikesiz ligin lideri Trabzon golleri kime atıyor – 29.09.2011

İ… Trabzon olamazsın şampiyon’ – 24.09.2011

Ali Koç’u Trabzon’a kim davet etti! – 22.09.2011

Güneş ‘Hürriyet’ten özür dilemeli – 20.09.2011

TFF’ye boynun var mı demişler oy!(*) – 19.09.2011

‘Egemen’ Türk medyasının Trabzon kompleksi – 16.09.2011

Erman Toroğlu’na zorunlu bir hatırlatma – 14.09.2011

‘Siz gerçekten Fenerbahçe’nin neden Şampiyonlar Ligi’ne alınmadığını bilmiyor musunuz?’- 10.09.2011

‘Menfaat şövalyeleri’ – 07.09.2011

Spor Bakanı kulüp başkanlarını neden topladı, Bayram diye mi – 05.09.2011

Şark kurnazlığından Batı Rasyonalizmine – 31.08.2011

‘Popstar, megastar, Edirne’den öte kim star’ – 27.08.2011

Futbolda yeni sistem! – 24.08.2011

İspanya’nın ‘Anadolu Çocuğu’ Güiza – 20.08.2011

Müstakbel Fenerbahçe başkanından büyüklere masallar – 17.08.2011

Trabzon’a çakal yağmuru yağdı – 14.08.2011

FenerbahCHE – 10.08.2011

Atilla Gökçe’den Hıncal Uluç’a! – 06.08.2011

FenerbahCHEli kardeşlerime – 03.08.2011

Nereye Emenike? Daha karpuz keseceğidik! – 30.07.2011

Adamın biri… – 27.07.2011

Bir Trabzon türküsü: Ya adalet ya isyan! – 24.07.2011

‘Paris’te orospuluk güzel sanatların sekizincisidir’ – 20.07.2011

Bülent Ataman, İbrahim Akın ve Göksel Gümüşdağ üzerine… – 16.07.2011

Devekuşu Futbol Federasyonu – 13.07.2011

Şansal Büyüka Okuma Kılavuzu! – 09.07.2011

Hürriyet gazetesinin telaşı niye – 07.07.2011

Emenike’den Sezer Öztürk’e bir etik yolculuk* – 06.07.2011

Nuri Albayrak’la Sadri Şener arasındaki fark – 02.07.2011

Kâzım Koyuncu – 29.06.2011

Haluk Ulusoy’un planı ne – 26.06.2011

Emenike’den Sezer Öztürk’e bir ahlak yolculuğu – 22.06.2011

Sadri Şener – 18.06.2011

Göstere göstere…

maaa

18 Eylül 2013 günü saat 13.54’ten sonra “Mehmet Ali Aydınlar’ın gözyaşı” da Fenerbahçe ile ilgili saldırı başlıklarının arasına eklendi

1 dakika 42 saniyelik “gözyaşı” videosu, saat 14:43 itibarıyla üzerine (olumlu, olumsuz) çok yoğun yorum yapılan konu haline geldi.

Çok kısa sürede dha kaynaklı “tıpkı metin” tüm medyada “Tıklayın Mehmet Ali Aydınların gözyaşlarını izleyin” haberinin altında yer buldu.

Mehmet Ali Aydınlar’ı ağlattılar

Mehmet Ali Aydınlar, düzenlediği basın toplantısına kendisine oğlu ile ilgili sorulan bir soru sonrasında gözyaşlarına hakim olamadı…

Türkiye Futbol Federasyonu Eski Başkanı Aydınlar’ın, düzenlediği basın toplantısında çok ilginç anlar yaşandı…

Bir basın mensubunun “Aziz Yıldırım’ın sizin için söylediği ‘Yaşadığı acıyı unutması için voleybol şubesini verdik’ sözleri hakkında neler düşünüyorsunuz” sorusu sonrasında şunları söyledi ve gözyaşlarına hakim olamadı: “Herkesin manevi değerleri vardır. Ben 2007 yılında voleybol şubesine sponsor oldum ve başına geçtim. Benim oğlum ise 2008 yılında….”

Mehmet Ali Aydınlar, cümlesini tamamlayamadan gözyaşları içinde kaldı. Aydınlar’ın ağlamasından sonra soruyu soran gazeteciye salonda büyük tepki oluştu...

100’ü aşkın internet sitesinin aynı anda yaydığı “tıpkı metin”le anlaşıldı ki “Aydınlar’ın gözyaşlarının müsebbibi Aziz Yıldırım”mış.

Yine o saatlerde şaşılacak kadar hızla Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012’de NTVSPOR’daki açıklamalarının ilgili bölümü tüm mecralarda paylaşıldı

Aksi kanıtlanana kadar Aydınlar’ın “yeni bir fay hattı/kırığı oluşturma amaçlı uygulama”da kendi iradesiyle rol almadığını kabul etmeliyiz

Az sonra paylaşacağım yayınlanarak aleniyet kazanmış metinleri okuyup; linklerdeki görüntüleri izledikten sonra belki bir fikir oluşabilir.

Aydınlar’ın kasti “rol”ü olduğunu söylemek şimdilik zor ancak göstere göstere yapılan medya uygulamasını “organize edenler” ipucu bıraktı

Mehmet Ali Aydınlar’ın ne düşünüp, tasarlayarak basın toplantısı düzenlediğini bilmiyoruz. Her ne umduysa tam aksi etki yaptığı muhakkak

Mehmet Ali Aydınlar’ıntaaa14 Eylül 2012 günü yazılı açıklamayla yapacağını ilan ettiği basın toplantısından beklentiler çok fazlaydı.

Aydınlar’ın beklentilerinden ziyade, yapacağı bilinen konuşmanın yaratacağı etkiden faydalanmak isteyenlerin ne yapacağı kritik öneme haizdi.

Aydınların konuşmasından beklenen en büyük fayda (kendisinin haberi var veya yok) geçen hafta meydan okuyan Aziz Yıldırım’a mesaj vermekti.

Aziz Yıldırım ismi etrafında yaratılan “medya şablonu ürünü” olumsuz algıyı güçlendirmek, kaos ortamı yaratmak, kongreyi etkilemek vsde var

Aydınlar’ın basın toplantısı saat 13.30 itibarıyla normal seyir izliyordu. (Benim değil, bilimsel parametrelere bakan ekibin görüşü.)

Referans mecralar incelendiğinde Fenerbahçe taraftarının ekseriyetle öfkelendiği, diğer sporseverlerin olumsuz baktığı sonucuna varılmıştı

Çok önem verilen Hürriyet “etekte”, Milliyet “kutu”da görmüş, NTVSPOR umulan sıcaklığı göstermemişti. Sabah “Kutu”ya dahi almamıştı.

“Aday değilim ama” etkili olmuş olamazdı. Bilinmeyen bir durum değildi. Asıl endişe yaratan medya gruplarının patron katının yaklaşımıydı.

Hayal kırıklığıyla bitmesi muhtemel toplantının sonuna doğru öyle bir hadise yaşandı ki diğer her şeyin önüne geçti. Herkes istediğini aldı

Aydınlar’ın aday olup olmaması, hatta UEFA ile ne konuştuğu aslında sürece nezaret edenlerin umurunda değildi. Onların hesabı şuydu:

Bu toplantıdan sonra Fenerbahçe’deki kongre sürecine etki edecek bir fırsat elde edilebilir mi? Baskıyla kırmak üzere yeni bir fay hattı oluşur mu?

Aydınlar’ın kendi iradesiyle dahil olup olmadığı bilinmese de “organize ekip” 1 yıl önce altyapısı hazırlanan eylemi gerçekleştirdi.

Fırsat yaratılır yaratılmaz nasıl saldırıldığını tüm Fenerbahçeliler izliyor. Açıklama. Şok cevap. Sert açıklama. Jet yanıt. “ARABULUCU”lar.

Yeter ki Fenerbahçe’de kaos devam etsin. Yeter ki hukuki sürece kimse konsantre olmasın. Aman iki huzurlu gün geçmesin!!!!

Peki “evlat acısını bile kullanacak kadar acımasız Aziz Yıldırırm” saldırısının “medya uygulaması”nın alt yapısı nasıl gerçekleştirildi?

Eğer Fenerbahçe yönetimi bu tür “UYGULAMA”ların önüne geçemezse o pratiğe sahip olmazsa huzur bulma şansı yoktur.

Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012’de yaptığı açıklamanın bedeli bugün ödetiliyor. 13 Eylül 2013’de yaptığı açıklamanın da bedeli olacak.

13 Eylül 2012’de NTVSPOR’daki açıklamada sarfedilen “çarpıtılmaya elverişli” ifadenin benzeri cümleler 13 Eylül 2013’te de kayda alındı.

“Başkan Yıldırım neden malzeme veriyor. Vermesin. Zorla mı konuşturuluyor” diyenler çıkacaktır. Böyle düşünenlerin haklılık payı var.

Ancak az sonra örneklerle açıklayacağım girişimler düşünüldüğünde, bu kadar haince plana olan insana suç bulmak bana kolaycılık gibi geliyor

Önce planı yapan, uygulayan ve faydalananlara bakıp; sonra “Başkanım siz de biraz ölçüp biçip konuşun” demek daha doğru

13 Eylül 2012’de NTVSPOR’da programa karılmadan önce Aziz Yıldırım’a sistemli bir baskı uygulandı. “Konuş. Açıkla. Susma”

Bir yandan Aziz Yıldırım’a “Konuş” baskısı yapılırken dahilde “Konuşursa mutlaka malzeme verir. Vermese de malzeme yaratırız” deniyordu

Şöyle bir öngörü vardı: “Konuşursa anlık öfke sıçramasıyla hata yapma potansiyeli var. İrticalen konuştuğundan mutlaka açık verecek. ”

Ve deniyordu ki “Bu konuşmadan sonra öyle bir baskı oluşsun ki konuştuğuna pişman olsun” SONRA TEKRAR SUSMA! KONUŞ! AÇIKLA BASKISI!!!

Diğer pek çok konuda olduğu gibi sistemli olarak “Sussa dert, konuşsa dert” sarmalına sokulup yıpratılacaktı. Kaos planının parçası

“Konuşsun” ısrarının bir nedeni de “Aziz Yıldırım’a topyekün hücum yapılmasın. O hallerde taraftar etrafında kenetleniyor. Hata bekleyin”

Stratejinin temeli: Hata yapmasını bekle. Hata yapmazsa hayata sevket. Hata yapınca kaşı. Kanat. Yaraya dönüştür. Gerektiğinde kanat

Başkan Aziz Yıldırım 13 Eylül 2012’de NTVSPOR’daki programda “malzeme bekleyenlere” ummadıkları kadar malzeme verdi. “Alex efsane değil…”

Bu arada bir de “bonus” elde ettiler. Başkan Yıldırım’ın Aydınlar ile ilgili soruyucevaplarken sarf ettiği bir cümleye çok sevindiler.

Ancak fırsatçıların “Büyük iş yapar” diye sevindiği cümle ertesi gün pek rağbet görmedi. Ve “işlenmesine” karar verildi.

Çünkü, Aziz Yıldırım aleyhine kullanılacak her veri “anahtar cümle” denen bana göre virüsten farksız saldırı aracı haline dönüştürülüyor.

Virüsler, profesyonel ekibin stratejisi çerçevesinde medya aracılığıyla ekranlardan zihnine giriyor. İhtiyaç anında infilak ettiriliyor

Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012 günü NTVSPOR’da yaptığı açıklamanın hemen ardından “anahtar cümle” uygulaması medya şablonu hazırlandı.

O tarihlerde öncelikli stratejik hedef Alex’ti. O nedenle “Alex efsane değil” ön plana çıkarıldı. Ve kolayca hatırlanacak diğer polemikler.

Onların tabiriyle “Evlat acısı” uygulaması öncelikle değildi. Yine kendi ifadeleriyle “kısık ateş” te pişirilmeye uygundu.

“MEVLÜTE GİTTİK… OYALANSIN DİYE … KIZ TAKIMINI VERDİK”

Aziz Yıldırım’ın açıklama yaptığı gece ve ertesi gün yayınlanan bazı haberleri dikkatinize sunuyorum. Haberi yayınlayanların hepsi bu organizasyona dahil diyemem. Ancak her bu tür haber yaymada kullanılanlar hemen dikkatiniz çekecektir.

1. Aziz Yıldırım’dan bomba açıklamalar – Hürriyet Futbol

hÜRRİYET

14 Eyl 2012
– Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne çıkar. … Aykut Kocaman’ın istekleri doğrultusunda bir yola giriyoruz ama buna izin ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. …Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. …Biz de kız takımını verdik.

2. Aziz Yıldırım canlı yayında konuştu – EnSonHaber.com

son haber

Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne çıkar. ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la …

3. Aziz Yıldırım Başbakan’a Teşekkür Etti – Medyataraf

Medya Taraf

14 Eyl 2012 – Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında kızlar arasında …

4. Söz Aziz Yıldırım’da – Milliyet Haber

Milliyet

13 Eyl 2012 – Okumazlar diye herkes bir şeyler yazıyor. Ekonomi … Heykel yapma niyetimiz var dediler. Ben de “yapın” dedim. …..Çocuğu vefat etti, hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali Koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. Bir şeyler ver dediler. Biz de kız takımını verdik.

5. Aziz Yıldırım’dan çarpıcı açıklamalar – Posta

Posta

14 Eyl 2012 – Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında kızlar arasında …

6. Aziz Yıldırım Merak Edilen Soruları Cevapladı – Acunn

acun

3 Eyl 2013 – Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında kızlar arasında …

7. Ve söz Aziz Yıldırım’da | Spor | Finans Gündem

finans gündem

14 Eyl 2012 – Zamanında paranın bir kısmını biz ödedik bir kısmını da sponsorlar ödedi. Her şeyi kendimiz ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler 1Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında …

8. Aziz Yıldırım’dan bomba gibi açıklamalar – F5 Haber

f5

14 Eyl 2012 – Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne …. Zamanında paranın bir kısmını biz ödedik bir kısmını da sponsorlar ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler 1Bir şeyler ver dediler.

9. haberfark.net – Alex efsane değil… Aziz Yıldırım’dan bombalar …

haberfark

14 Eyl 2012 – 3. sene tüm Türkiye’yi domine edecek bir kadro kurmuşken başımıza olaylar geldi, ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık.

10. Radyospor – Aziz Yıldırım konuştu!

Radyo spor

14 Eyl 2012 – Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne çıkar. …Bir dosta attığı tweet kamuoyuna yansıtılırsa her gün kavga çıkar. Alex’in….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. …Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. …Biz de kız takımını verdik.

Kriz Çıkarma Amaçlı Diğer Haberler

Kriz çıkarma amaçlı haberler istenen verimliliği sağlamadı. Mehmet Ali Aydınlar 14 Eylül 2012 günü yazılı açıklama yaptı.

aydınlardan yanıt

AYDINLAR’DAN AZİZ YILDIRIM’A CEVAP

Aydınlar ülke spor adına konuşmasının zamanının geldiğini, yurt dışından dönüşünde konuşacağını bildirdi. Polemik alevlenmemişti.

Polemiğin alevlendirmesi ve konuşmanın çarpıtılıp; yıkıcı amaçla kullanmaya müsait formata sokulması için 2 gün daha beklemek gerekti.

Çünkü yazılı, görsel ve internet medyasında tohumu atılan, etkisi ölçülen ve değerlenen anahtar cümleler hafta sonları zihinlere mıhlanıyor

Futbol üzerine konuşma vaadiyle ekran başına topladığı seyircilere virüs yayan spor programı görünümlü yayınlar önemli işleve sahip.

16 Eylül 2012 tarihli Telegol’de “Evlat acısı şablonunu”nun nasıl uygulandığını görmek mümkün…

Hatta iyimserlik olacak belki ama Aydınlar ve ailesinin yayınların etkisiyle normalin fevkinde öfkeye kapıldığı bile varsayılabilir

Program “Mehmet Ali Aydınlar Telegol’e konuştu” klibiyle başlıyor.

Hem Aydınlar’ın hem Sadri Şener’in Aziz Yıldırım’a sert yanıtla vereceği anlaşılıyor. Bu mesajlar sürekli altyazı olarak dönüyor.

Aziz Yıldırım’ın konuşmasından seçme başlıklar 20’şer dakika konuşuluyor. Hem kendi taraftarı, hem rakip taraftar öfkelendirilerek hazırlanıyor

telegol 1

telegol 2

telegol 3

telegol 4

telegol 5

telegol 6

telegol 7

telegol 8

Yaklaşık iki saat özellikle seçilen Alex konusu başta olmak üzere sinirlendirilen seyirciye Aziz Yıldırım’ın Aydınlar’la ilgili açıklaması dinletiliyor.

Güntekin Onay’ın sakin insanları dahi çıldırtan tarzı malum. Yani fitil ateşleniyor. Serhat Ulueren “Biraz da kırıcı oldu” kaseti yayınlıyor

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONU ŞU: SÖYLENMESE DAHA İYİ OLUR CÜMLESİ “CENAZEYE GİTTİM. HALİNE ACIDIM. VOLEYBOL TAKIMINI VERDİM”E NASIL DÖNÜŞTÜ…

“BUNLARI ANLATMAZDIM AMA İÇİME UKTE OLDUĞU İÇİN SÖYLÜYORUM”… NOKTASINA NASIL GELİNDİ. KONUŞMANIN DEŞİFRESİ AŞAĞIDA…

AYDINLAR’I GÖZYAŞINA BOĞAN KONUŞMA DENİLEREK DÜNDEN BU YANA BAZI PAYLAŞIMLAR YAPILIYOR. YAKLAŞIK 10 DAKİKALIK GÖRÜNTÜNÜN YARISI VAR. TAMAMINI BİLMEK GEREKİYOR. HERŞEYDEN ÖNEMLİSİ İSE AZİZ YILDIRIM BU KONUŞMAYI NEDEN YAPTI, ONU BU KADAR ÖFKELENDİREN OLAY NEYDİ SORUSU HİÇ SORULMADI. BU SORUNUN YANITI OLAYIN ANAHTARI SAYILABİLİR
2.03.36

Güntekin Onay: Peki Sayın Mehmet Ali Aydınlar iyi bir Fenerbahçeli. Fenerbahçe’ye hizmet etmiş

Aziz Yıldırım: Öyle olduğunu sen söylüyorsun

Güntekin Onay: Fenerbahçe’ye hizmet etti. Yöneticilik yaptı

Aziz Yıldırım: Yapmış olabilir

Güntekin Onay: Voleybol takımına sponsorluk yaptı.

Aziz Yıldırım: ….demiyorum

Güntekin Onay : Ters düştünüz

Aziz Yıldırım: Ters düşmedim (2.03.49)

Güntekin Onay: Biraz o konuyu açar mısınız? Sayın Mehmet Ali Aydınlar…

Aziz Yıldırım: Açayım. Ben Metris’te yatarken. Dışarıda eğer tersi olsaydı içeride yatan kim olursa olsun mahkemesi varsa bazı olayları yaşıyorsa ediyorsa onlar hakkında yorum yapmazdım. Hiçbir zaman yorum yapmazdım. Hiçbir zaman yorum yapmazdım. Her gün de gider ziyaret ederdim (2.04.14) Konuşurdum. Ederdim. Yine kendi bildiğimiz yapardım. Ben böyle düşünüyorum. Yapardım. (2.04.19) Hastaneye geldiği zaman söyledim ben kendisine. Bu tamamen bir operasyondur. Sakın tuzağa düşme. Fenerbahçe ile ilgili hiçbir şey yok dedim. Sonunda hiçbir şey çıkmayacak dedim. (2.04.30) Göreceğiz hep beraber.

Rıdvan Dilmen: Temmuz başında

Aziz Yıldırım: Tabi tabi hastaneye geldi. Hasekiye. Şeye Şişli Etfal’e. Geldi gece. Söyledim bunu kendisine. (2.04.41) Bu süreç devam etti. Her seferinde bizim yöneticilerle konuşuyor ediyorlar. Avukatı da bana geliyor. Arada sırada. Şekip Beyin ortağıdır. Ben anlatıyorum. Ona da anlatıyorum. Bak burada bu var. O ara maçları çalışmaya başladım. Okuyorum. Görüyorum. Bu böyle yanlıştır. Şu şöyledir. Böyledir. Kendi düşüncelerimi anlatıyorum O’na. Burada bir şey yok. Burada bir şey yok. Tamam mı? Süreç devam ediyor.(2.25.11) Fakat kendisi çıktı dedi ki, yargılama başlamasına 3-4 gün vardı, “yargılama başlasın kimin ne olduğunu göreceğiz” Daha biz yargılanmadık ki. (2.05.27) Mahkemeye gidiyoruz yani. Bunu düşmanın söylemez yani. Böyle bir söz söylenir mi? Bakın be ne yaptım Mehmet Ali Aydınlar için. (2.05.34) Dinliyorsa bunları hep duysun. Allah kimseye göstermesin. Çocuğu vefat etti. Rahmetli Hasan Doğan, ben, Cihan Kamer hemen kendisinin yanına gittik. BUNLARI ANLATMAZDIM AMA İÇİME UKTE OLDUĞU İÇİN SÖYLÜYORUM. Gereken neyse biz düşen görevleri yaptık. (2.05.56) Acısına her türlü katıldık. Ali Koç’la beraber özel helikopterle beraber mevlütüne geldik. Her bir şeyde bulunduk yani. Bulunmaya çalıştık.
Rıdvan Dilmen: Olması gereken buydu

Aziz Yıldırım: Normal bir insanın… Olması gereken… Yapması (gereken)görevleri yani. Demin söylediğim görev nasıl insani bir görevse biz de insani görevlerimizi yerine getirdik. Sonra geldiler dediler ki yanında olan isimler, kullanmıyorum şu anda, buna bir şeyler ver. Şekip Bey’de O’na bazı konularda yardımcı olmaya çalıştı. Tuttuk biz kız voleybol takımını kendisine verdik. Gel dedik sorumlu sensin. Bütün arkadaşlarıma dedim. “Kimse konuşmayacak, karışmayacak. Verin. Yürüsün” Yürüttüler. Devre arasıydı. Problem çıktı kızlar arasında. Kızlar gruplara bölünmüştü. Gruplaşma olmuş. Antrenörü yanlış seçmişler. Bir sene önce başarılı olan antrenörü göndermişler. Yanlış bir antrenör getirmişler. O antrenörlerden dolayı menajerlerle problemler olmuş. Oturdum ben yönetim kurulu toplantı odasında bütün sporcuları çağırdım, yetkilileri çağırdım, kendisi gelmedi. Ben bu kulüpte grupçuluğa karşılık bu kadar uğraş verirken siz voleybol takımı içinde gruplaşma yapıyorsunuz. Bunun olmaması gerekir. Bunlara müsaade etmeyiz diye konuştum. Toparladık. Antrenörün işine son verildi. (2.07.24) Sonra Belçika’dan Mehmet Ali Bey kendisi antrenör buldu. Getirdi. O sene kız takımı şampiyon oldu. Ardından bu süreç içinde hiçbir Fenerbahçeli yönetici oralara karıştırmadım. (2.07.40) Sanki orası kendisine bağlıymış gibi, oranın başkanıymış gibi devam etti. Transfer yaptı. Haber vermedi. Herkse kızdı. İçerideki bütün herkes “bu ne oluyor” dedi. Hiçbir tanesini karıştırmadım. Başarılı oldu. (2.07.57) O zannetti ki başarıları Mehmet Ali Aydınlar kazanıyor. Bütün başarıları… Burada da… Başarısızlık varsa benden, başarı varsa Fenerbahçe’nin kendisindedir. Büyüklüğündendir. Takım şampiyon olur. Aziz Yıldırım şampiyon yapamaz. (2.08.12) Fenerbahçe’nin kendisi, o arma yapar. O zannet ki, gittik Katar’a şampiyon olduk kendisi yaptı etti. Dünya Şampiyonu olduk. Oradaki takımlar zayıf. Bu sene de gidiyorlar. Bu sene de şampiyon olacaklar. Ondan sonraki sene Fenerbahçe Avrupa Şampiyonu oldu. Bu çalışmaları yaparken kendisine yetkileri ben verdim. Bir başkası olsa bu yetkileri vermezdi. Kullandırmazdı. Bir gün kıskanmadım. Bir gün etmedim. O kupayı O’na kaldırttım. (2.09.05)

Güntekin Onay: Süreçteki kırgınlığınız neden?

Aziz Yıldırım: Kırgınlığımız. Ben hapisteyken. Cezaevindeyken “Göreceğiz neler olduğunu” diye ortaya çıkması.”Vaay neler olmuş” diye feryatlar. Gidiyor savcıyla konuşuyor. Savcı buna ne söylüyorsa onları yapıyor. Bize ömür boyu ceza vermek için uğraşıyordu. Onları yaptılar. Bunları yaptılar. Neleri var. Konuşmalar. Devletle olan ilişkilerdeki o tutarsızlıklar. Bunlara girmeyeyim.

Aziz Yıldırım’ın açıklamalarından sonra Telegol yorumcuları (diğer kanallarda da aynı şekilde) “evlat acısı odaklı konuşmalarına başlıyor

Ziya Şengül: Aziz Yıldırım şampiyonluklarda Teknik direktör mü yaptı demişti .Maa gazetede okuduğuma göre onlardan daha fazla Fenerbahçe’ye parasal destek verdiğini söylüyor. BUNLAR BURADA KONUŞULACAK ŞEYLER Mİ? Bunların barışması mümkün değildir.

Kaya Çilinigroğlu: (2.14.01) Bir adamın evladının cenazesine gidip, o adamın yanına olmayı kalkıp bir insan televizyonda nasıl söylüyor ya. Yazıklar olsun. (2.14.09) Ben insanla ilgili evladının cenazesine gittim diye… Oturuyor diyor “bana bu mu yapılmalıydı?” Ne yapacaksın gitmeyip? Evlat acısı kadar kötü bir şey olur mu? Allah hiçbirimize göstermesin? Hepimizin evladı var. Evladının cenazesine gittim. Helikopterle. Ali Koç’la falan filan. Böyle bir konuşma yapıyorsun ya. (2.14.30) Çok ayıp ya. Burada söyleyemeyeceğim şeyleri söylerim orada karşımda olsa. (2.14.37)

Kaya Çilingiroğlu: Böyle bir şey var mı ya? Bir insanın evladını kaybetmesi kadar kötü bir şey olabilirmi? (2.14.43)

Erman Toroğlu: Şaşırdın mı?

Kaya Çilingiroğlu: Evet şaşırdım. Sana bir şey söyleyeyim mi? Bu konunun üstüne fazla bir şey konuşmak istemiyorum. (2.14.49) Voleybol şubesini ona verdim diyor. Adam çakıl taşı mı verdi? Ciddi paralar harcadı. O takım dünya şampiyonu olmadı mı? (…) Saçma sapan konuşuyor. Yazıklar olsun. Hiç yakıştırmadım. Hiç beklemediğim bir şey. (2.15.12)

Gökmen Özdenak: Beni de hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Aziz Yıldırım bu.

telegol 9

Bir süre “Evlat acısı” teması işleniyor ama amaç farklı: GİTMEZSEN SEN BUNDAN SONRA KÖTÜ GİDECEKSİN

telegol 10

Erman Toroğlu: Arkadaşlar. Anne babamı kaybettim. Hayatımın en acı günü de yeğenimi kaybettim. Abimin oğlu. Trafik kazasında. Hastanede. Hala da burnumun direği sızlar. Bu..şu adamları gördükten sonra… Adamın oğlu ölmüş. (2.15.47) Dünyanın sonu. Adama diyor ki. Gittik diyor. Dediler ki buna bir şeyler ver. Voleybolu verdik. Ya Aziz Yıldırım. Hakikaten sen busun ya. Hakikaten sen busun ya (2.16.11) ALLAH AŞKINA BU ALEMİ TERKET YA. BU FUTBOLDAN GİDERSEN FUTBOL RAHATLAYACAK YEA. SEN ZİE DİYORSUN AMA SEN GİDERSEN FUTBOL RAHATLAR GİTMEZSEN BU FUTBOL RAHATLAMAZ. (2.16.24) BU FUTBOLA ÖYLE GELDİN Kİ BU FUTBOLU DUMAN ETTİN. NELERE SOKTUN YA. ŞEYE GİRDİN MAHKEME KONUŞACAĞIM KONUŞACAĞIM DEDİN SADRİ ŞENER’E YAPTIĞIN KIYAĞI ANLATTIN YA. SADRİ ŞENER’E İHALE VERMİŞ. SADRİ ŞENER’E VERDİĞİN İHALENİN ŞİKEYLE NE İLGİSİ VAR. (2.16.50) YAV SEN NASIL BİR İNSANSIN. AMA SEN BUSUN. BEN SENİN YERİNDE OLSAM BUNDAN SONRA KALMAM. TEŞEKKÜR EDER GİDERİM. GİTMEZSEN SEN BUNDAN SONRA KÖTÜ GİDECEKSİN. BEN SANA SÖYLEYEYİM. ÇOK NET SÖYLÜYORUM. HERKES DİYORDU Kİ AZİZ YILDIRIM ÇIKACAK HESAP SORACAK. BENS ENİN ÇIKMASI İSTEDİM. ÇIKTIĞIN ZAMAN BUNLARI YAPACAĞINI BİLİYORDUM. EĞER İÇERİDE KALSAYDIN MAĞDURU OYNAYACAKTIN. (2.17.16) TÜRK İNSANI MAĞDURU SEVER. ŞUNLARI DUYAN TÜRK İNSANININ SENİN İÇİN NELER DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BEN İYİ BİLİYORUM. (2.17.23) ALLAAAH. ÖZELİKLE SANA VE BANA EVLAT ACISI VERMESİN. BİR FUTBOL İÇİN BUNLARI KONUŞABİLİYORSAN YAZIKLAR OLSUN SANA. (2.17.37)

telegol 11

Serhat Ulueren, Mehmet Ali Aydınlar’ı 15 Eylül’de veya 16 Eylül gündüz saatlerinde bulmuş ve tele röportaj yapmış. Aydınlar’ın kullandığı bazı sözler çok dikkat çekici:

MAA: Sorulara cevap verirsem yaptığımız açıklamanın anlamı kalmaz. Gereğini yapacağız. Merak etme.

Serhat Ulueren: İşte tamam gereği ne ama yani?

MAA: GÖRECEKSİN GEREĞİNİN NE OLDUĞUNU. (2.12.08)

Serhat Ulueren: Biraz ipucu verseniz

MAA: ARTIK BENİ İZLEYEBİLİRSİNİZ OK YAYDAN ÇIKTI. ATRIK BENİ İZLEYEBİLİRSİNİZ. GÜNAH BENDEN GİTTİ. SUSTUM AMA BİTTİ ARTIK. BEN ARTIK BU İŞİ KAFAMA TAKTIM. BENİM BİRİNCİ İŞİM BU İŞ. ONUN İÇİN BEN BU MÜCADELEDE GALİP ÇIKMAK ZORUNDAYIM. DOLAYISIYLA HER ADIMIMA DİKKAT ETMEK ZORUNDAYIM. (2.12.26)

Serhat Ulueren: Savcıyla hangi pazarlığı yaptınız? Aziz Yıldırım’ı hangi anlamda sattınız? Bunları sormam lazım.

MAA: Öyle bir şey yok ki. Olmayan şeyi nasıl söyleyeyim. (2.12.41)

Serhat Ulueren: Çok canı yanmış. Döndükten sonra çok çarpıcı açıklamalar yapacak Aziz Yıldırım’la ilgili. BİR KEZ DAHA İZLEYELİM. (2.13.02) Tarih 16 Eylül 2012 Pazar

Tartışma 17 Eylül 2012 Pazartesi günü tartışılacak gibi duruyor. Ancak ertesi gün bambaşka bir gündem var. Aziz Yıldırım’ın askerlik mevzusu

Baransu “bomba” haber yapmış! Baransu’nun zaman zaman ısıtılan konuyu aniden gündeme getirmesi kadar Serhat Ulueren’in yorumu daha ilginç

Serhat Ulueren “Aziz Yıldırım askerler, şehitler, Atatürk hakkında konuşunca Baransu çok kızmış haberi yazmaya” karar vermiş.

17 Eylül 2012 Pazartesi Aziz Yıldırım’a kendi açıklamaları üzerinden vurma gecesine dönüştürülüyor. “Evlat acısı teması” da unutulmuyor

SAHNE SELİM SOYDAN’IN: Son televizyon programından sonra ben Aziz Bey olsam bir daha televizyona çıkmam. HAYDAAA… ÇOCUĞUNUN ÖLÜMÜNÜ KARIŞTIRARAK…

TELEGOL 12

Selim Soydan: 1.37.24 Son televizyon programından sonra ben Aziz Bey olsam bir daha televizyona çıkmam.Bir daha televizyona çıkmam. Bir daha da böyle iddialı şeylerle konuşmam. ÇÜNKÜ ÜZÜLÜYOR FENERBAHÇELİLER. Ben şahsi fikrimi söylüyorum. Hiçbir şekilde çıkmam televizyona.

Serhat Ulueren: Baransu şeyden çıkarmış. (Haberi yapma amacı) NTV’deki programında asker, şehit, Atatürk kelimeleri üzerine duygu sömürüsü yapmaktan çekinmedi. Şehitleri anması. Ailelere başsağlığı dilemesi.

Selim Soydan: 1.38.37 Neden bu lafı ettiğimi de söyleyeyim. Neden bundan sonra televizyona çıkmasın dediğimi söyleyeyim size. En son konuşmasında bir laf geçti. Mehmet Ali Aydınlar’la. Ve dedi ki… İnanamadım. (Önüne bakıyor) Hele evladı öldükten sonra (dikkatli bakınca Gökmen Özdenak seçiliyor) oyalansın diye… böyle bir cümleyi ettiği andan itibaren çok soğudum ben bu işten. Hakikaten Ziya çok soğudum. (13.39.08) Günahtır. Ayıptır. Ne yapmış Mehmet Ali Aydınlar. Küçümseyerek, hiçe sayarak, lütfen verdim, hani … Şöyle anlatayım. Bunu duyan herkesin… herkesin

Selim Soydan: (kanı donmuş gibi) tuhaf(!) olmuştur yani. Ne oluyor demektir. (1.39.37)

Gökmen Özdenak: Böyle benzetme olur mu yani?

Selim Soydan: Günahtır. Ayıptır. Mehmet Ali’nin Fenerbahçe kulübü için ne yaptığını anlatsınlar. Doğru anlatsınlar. Eğer Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçeli olmasaydı felaketler gelirdi bu kulübün başına. Felaketler. Doğruyu anlatsınlar. Ne yaptı Mehmet Ali Fenerbahçe için. Her yıl 10 milyon dolar verdi. Ne yaptı Fenerbahçe için? En büyük kupayı kazandı getirdi. Eğer ben olsam Aziz Yıldırım her şeyden önce çok teşekkür ederim. Ancak böyle büyür bir insan. AMA BÖYLE KÜÇÜK GÖRMEKLE ÇOCUĞUNUN ÖLÜMÜNÜ KARIŞTIRARAK… AYIP BÖYLE KONUŞMAK.

Gökmen Özdenak: Kimseye Allah evlat acısı göstermesin.

Selim Soydan: Ayıp ayıp. GÜNAH BİR DE… ONUN İÇİN TAHMİN EDİYORUM MEHMET ALİ AYDINLAR ARTIK HERŞEYİ ANLATMASI LAZIM. AÇIK AÇIK KONUŞMASI LAZIM. BU OLDU. BUNU SÖYLEDİM. BUNU YAPTILAR. (1.41.02) HERGÜN ÇOCUğU KÖTÜLÜYORLAR. HİÇBİR SUÇU YOK BU KONULARDA MEHMET ALİ AYDINLAR’IN. BİR TEK SUÇU FENERBAHÇELİ OLMAK.

Erman Toroğlu: Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçe’yi kurtarmak için kendini feda etti. (1.41.18)

Ziya Şengül: En büyük hatası ne biliyor musunuz? Voleybol takımı tarihin en büyük şampiyonluğu getirdiği gün en büyük hatasını yaptı (1.41.34)

Selim Soydan: Bu çocuk gitmiş sana en büyük kupayı kazanmış sana. Onunla iftihar edeceksin. Aferin diyeceksin. Değil çocuğu öldü de biz bunu verdik. Böyle bir laf olur mu yaaa. Kimse bunun izahını..

Erman Toroğlu: O laf iğrenç (1.42.17)

Selim Soydan: …edemez arkadaş. Günahtır ya.

Gökmen Özdenak: Selim abi… Öyle bir ihtiras var ki Aziz Yıldırım’da (ŞİKE OLAYLARINI KASTEDİYOR) BU İŞLERİN BU GÜNLERE GELMESİNDEKİ ANA NEDEN O. DEVAMLILIĞINI SAĞLAMAK İÇİN İHTİRASLARI BUGÜNLERE GETİRDİ.!!!!!!!!!!!!!!!!! SEN NE BEKLİYORSUN Kİ (1.42.43)

“Evlat acısı” temalı bu yayın sadece bir örnek. Medya leşkerleri sürekli olarak “o yarayı kaşıdı” ve ne zaman ihtiyaç olursa kanattı.

Eylül’ün 13’ü ve Mehmet Ali Aydınlar

EYLÜL'ÜN 13 Ü

19 Eylül Çarşamba 2012

3 Temmuz’dan bu yana yaşananlar ve açıklamalar maskeleri teker teker düşürüyor. Kimileri, hakkında açılan davalar nedeniyle beraat ederken, kimileri için ise süreç devam ediyor.
Doğru işler mi yapıldı, yanlış işler mi ona yargı karar verecek. Ancak ortada bir gerçek var ki; o da bu olayların ülke futboluna verdiği ve telafisi mümkün olmayan zararlar.

Mahkemenin açıklamış olduğu kararlar bazıları için belki de geri dönüşü olamayan bir yola girdiklerinin göstergesi olacak. Taraftar cephesinden bakıldığında ise; geneli, kulüplerine mensup olan ve bu işlerde adı geçenlerin haklılığına inanıyor ya da öyle olmasını temenni ediyor. Buna bir yere kadar hak verilebilir. Fakat şu bir gerçek ki taraftarların da sabrı taşmaya başladı.
Tartışmaların göbeğindeki isim olan Aziz Yıldırım geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında, hakkında merak edilen sorulara yanıt vermeye çalıştı. Sorular hep çalışmış (!) olduğu yerlerden çıktığı için Yıldırım oldukça rahattı. Halbuki kendisine sorulması gereken ve yanıtı alınamamış o kadar çok şey var ki.

Aziz Yıldırım kendisine sorulanlara cevap vermek yerine tıpkı mahkeme sürecinde olduğu gibi yine başkalarını suçlamaya çalıştı. “Beni konuşturmasınlar” diyerek kimilerini tehdit etti, kimilerine de aba altından sopa gösterdi. Hatta “Bu şike davası değil bir organizasyondur ve bazı güçler yaptı” dedi.

Dedi, demesine de kimler olduğunu açıklayamadı bir türlü. Kimdi bu güçler ve neden Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalışıyorlardı? Asıl sorulup yanıt alınması gerekenler bunlardı. Fakat kendisine ne sorulabildi, ne de açıklayabildi bunu. Aziz Yıldırım bildiği ne varsa onları açıklamalıdır. Yoksa söylediklerinin hiçbir inandırıcılığı kalmıyor.

Aziz Yıldırım’ın, oğlunun cenazesine katıldığı Mehmet Ali Aydınlar için söyledikleri ise hiç şık olmadı. Düşünebiliyor musunuz? Bir babanın hayatında yaşayabileceği en zor acıyı yani evlat acısını gören Aydınlar’ın bu durumunu bile kullanmaya çalıştı. Aydınlar’ı zamanında bu köşeden ben de çok eleştirdim ama doğru insan olduğundan asla şüphe etmedim.
Yıldırım’ın özellikle Şenes Erzik için ettiği laflar var ki hiçbiri yenilir yutulur cinsten değil. Bu suçlamalara maruz kalan Erzik sanırım kamuoyuna gerekli açıklamayı yapacaktır. Aksi taktirde bunları kabul etmiş olur. Erzik kendisi hakkındaki iddiaları öyle bir iki cümleyle de geçiştiremez. Bu iş çocuk oyuncağı falan değil. Futbolun içinde bulunan birçok insanın geleceği ile ilgili kararlar alacaksın ve bunu 1-2 cümleyle geçiştireceksin. Bunu kimse yemez!

Şenes Erzik kamu vicdanını tatmin etmelidir. Ya da bu açıklamaları kamuoyuyla paylaşan kişi hakkında gereğini yapmalıdır. Çünkü kendisi UEFA’nın Asbaşkanı olmasının yanında aynı zamanda da Türkiye Futbol Federasyo’nun Onursal Başkanı’dır.

Bunu kimse yemez!

Selçuk Dereli
_____________________________________________________________________________________________________________________________________

AZİZ YILDIRIM 1 YIL BOYUNCA “RAKİP GÖRDÜĞÜ İÇİN EVLAT ACISINI KULLANARAK ACIMASIZCA VURDU” DENİLEREK ELEŞTİRİLDİ

OYSA KONUŞMA İKİ BÖLÜM. AZİZ YILDIRIM’IN EVLAT ACISIYLA VURMA GİBİ BİR NİYETİ OLMADIĞI AÇIK. AMA SÖZLERİNİN BU AMAÇLA ÇARPITILDIĞI AŞİKAR

OLSA OLSA KULÜBE SPONSORLUK YAPMIŞ BİRİNE ÖFKESİNİ GİZLEMEMESİ, POLİTİK KONUŞMAMASI HADDİNİ BİLDİRMESİ, KÜÇÜMSEMESİ ELEŞTİRİLEBİLİR.

BAŞKAN YILDIRIM’IN TARZI SANIRIM “KONUŞUP DURSUNLAR. UMURUMDA DEĞİL” ANCAK NEYİ NEDEN YAPTIĞINIZI AÇIKLAMAZSANIZ SONUÇ KÖTÜ OLABİLİYOR

1 YILDIR MEDYA LEŞKERLERİ “EVLAT ACISI” ŞEKLİNDE KODLANAN ANAHTAR CÜMLE UYGULAMASINI HER FIRSATTA TEKRARLADI. AMA BİR ŞEY HİÇ YAPILMADI:

BİR TANRI KULU“AZİZ BAŞKAN SİZ MEHMET ALİ BEYE NEDEN BU KADAR ÖFKELENDİNİZ. RAKİP ÇIKACAK DİYE Mİ KIZDINIZ? ŞAHSİ KONU MUYDU” DİYE SORMADI

BU ÖNEMLİ AYRINTIYI HİÇBİR MEDYA MENSUBU GÜNDEME GETİRMEDİĞİ GİBİ FBTV DE ORALI OLMADI. VE 18 Eylül 2013’te FIRSATÇILAR TARAFINDAN KULLANILDI

Aziz Yıldırım’ın öfke patlaması sanırım şu cümlede gizli: “yargılama başlasın kimin ne olduğunu göreceğiz” Daha biz yargılanmadık ki.

(2.25.11) Fakat kendisi çıktı dedi ki, yargılama başlamasına 3-4 gün vardı, “yargılama başlasın kimin ne olduğunu göreceğiz” Daha biz yargılanmadık ki. (2.05.27) Mahkemeye gidiyoruz yani. Bunu düşmanın söylemez yani. Böyle bir söz söylenir mi? Bakın be ne yaptım Mehmet Ali Aydınlar için. (2.05.34) Dinliyorsa bunları hep duysun.

Evet evlat acısınıyla kıyaslanamaz ama özgürlüğünden yoksun bırakılmak da onun kadar olmasa dahi ağır bir durumdur. Hele ki iftira da varsa

Hem iftiraya uğrayıp, hem özgürlüğünden mahrum bırakılıp hem de ihanete uğramak da tahammül fersah haldir. Aziz Yıldırım’ın durumu budur

Aziz Yıldırım’da öfke patlamasına yol açan olay kendisi hapisteyken 9 Şubat 2012 tarihinde, yani mahkemeden önce yapılan bir yayın.

Aydınlar Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programına konuk oluyor. Yayın ilk duruşmadan birkaç gün önce. Şimdi de Yargıtay süreci öncesi

Aziz Yıldırım’ın heyecanla ilk duruşmaya hazırlanırken Aydınlar’ın sözlerini duyup sinir krizi geçirmemiş olması mucize.

Programda söylenen ve uzun süre ekranda KJ olarak kalan cümleler dahi ciddi manipülatif girişim izlenimi veriyor.

9 Şubat 2012 tarihli 32. Gün Programı’nı elinize 16. ACM‘nin gerekçeli kararını alıp izlemenizi öneririm. Epey benzerlik bulacaksınız

Pek çok yayın gibi 32. Gün programı da 16. ACM heyetine ilham vermiş görünüyor. Ancak bir bölümü var ki gerçekten çok can yakıcı…

İlk seyrettiğimde değil ama gelinen bu noktada şunu anlıyorum ki “savunma hakkı” açıkça gasp edilmiş. Çünkü “Şike var” denmiş.

Gerek yargı gerekse de UEFA üzerinde şikenin varlığını kabullenmiş TFF Başkanı portresinin etkisini anlamak için dahi olmaya gerek yok

Aydınlar 18 Eylül 2013 tarihli toplantıda direnç kıran “Durum vahim” açıklamasının o anki bir değerlendirme olduğunu söyledi

Oysa linkini verdiğim 32. Gün Programını izlediğinizde göreceksiniz ki “DURUM HALA VAHİM” diyor. Mahkemeye 3-4 gün kala…

Ayrıca avukatını Aziz Yıldırım’la görüşmeye göndermesi ve sonrasındaki gelişmeler de anlaşıldığı kadarıyla Aziz Yıldırım’ı çıldırtmış

“Gidiyor savcıyla konuşuyor. Savcı buna ne söylüyorsa onları yapıyor” sıradan bir cümle değil. Aziz Yıldırım da sinirlenmekte haksız değil.

Özellikle şu diyalogu izledikten sonra sakin kalmak mümkün değil. HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ? BİLMİYORUM!!!!

İlk duyduğumda da halen de tüylerimi diken diken eden rahmete kavuştuğu için kısaca aktardığım bazı sözler varDurum gerçekten vahim. Halen de vahim. (071.8)

BİRAND: Bir dakika. Şunu. Ben… Sizi… Şeye… Ee BİR YERE OTURTAYIM”

MAB: Siz dediniz ki. Durum vahim dediniz.

MAA: Bu söz çok eleştirliyor ya. Vahim de neden hiçbir şey yapmadınız deniyor bana ya… Durum gerçekten vahim. Halen de vahim. (071.8)

MAB: Vahim mi gerçekten?

MAA: Siz şimdi… Bu kadar yönetici hapiste. Vahim olmasa bu kadar insan olur muydu?

MAB: Şu var. Siz savcıyla konuştunuz. Etik kurulu raporunu okudunuz. İddianameyi gördünüz. Sizdeki izlenim, kişisel izlenim İNANÇ; “Burada birşeyler olmuş” şeklinde mi? (07.41)

MAA: Benim yorum yapmam doğru değil.

MAB: Ama bir de sizin önünüzde olan bir şey var..

MAA: Bakın 70 klasör tape var. Bu tapeleri ben yazmadım. Polisin bir soruşturması, incelemesi var. Savcının tahkikat süreci var. Yazdığı bir iddianame var. Mahkemenin bunu kabul etmesi var. HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ? BİLMİYORUM!!!! Bir de şu var. Şunu ayırt etmek lazım. Şike nedir?

MAB: Bir dakika. Şunu. Ben… Sizi… Şeye… Ee BİR YERE OTURTAYIM ONDAN SONRA TEK TEK GİDELİM. YAVAŞ YAVAŞ DEVAM EDECEĞİZ. (08.24) Bunları şeyettikten sonra savcıyla konuştuktan sonra içinizde bir şüphe doğdu mu? Yani fikri olarak.

MAA: Anlatılanları duyunca gayet tabi. Bütün Türkiye bu endişeyi taşımadı mı? Herkes gibi. (08.38)

MAB: Yav burada bir şey olmuş arkadaş dediniz mi kendi kendinize? (08.46)

MAA: Hiçbirşey olmamış diyemem (08.49) (meşhur gülüş.08.51)

MAB: Fenerbahçe… (aşkı gibi bir söz. Üstüste binme)

MAA: Sadece Fenerbahçe aşkı değil. Bunun içinde 8 kulüp daha var.

32 . gün 1

0.09.24: AYDINLAR: ŞİKE KONUSUNDA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ DİYEMEM”

32 . gün 3

44.34: AYDINLAR:UEFA’YA BİZ KULÜPLERİ DÜŞÜRMEK İSTEMİYORUZ DEDİK”

32 . gün 4

46.04: AYDINLAR:UEFA İLE CEZA PAZARLIĞI YAPTIK”

32 . gün 5

54.07. AYDINLAR: SIRF TARAFTARA ŞİRİN GÖRÜNEYİM DİYE TÜM SEKTÖRÜ ATEŞE ATAMAZSINIZ”

32 . gün 6

54.36: FENERBAHÇE İLE İLGİLİ ŞOK AÇIKLAMALAR

32 . gün 7

55.19 AYDINLAR: FB’NİN ŞİMDİKİ YÖNETİCİLERİ TAKIMI BÜYÜK BİR UÇURUMA GÖTÜRÜYOR”

32 . gün 8

06.33 AYDINLAR: AZİZ YILDIRIM’IN TUTUKLANACAĞINI BİLSEYDİM BAŞKAN OLMAZDIM”

32 . gün 9

07.45 AYDINLAR: DURUM HALA ÇOK VAHİM”

MAB: Siz dediniz ki. Durum vahim dediniz.

MAA: Bu söz çok eleştirliyor ya. Vahim de neden hiçbir şey yapmadınız deniyor bana ya… Dururm gerçekten vahim. Halen de vahim. (071.8)

MAB: Vahim mi gerçekten?

MAA: Siz şimdi… Bu kadar yönetici hapiste. Vahim olmasa bu kadar insan olur muydu?

MAB: Şu var. Siz savcıyla konuştunuz. Etik kurulu raporunu okudunuz. İddianameyi gördünüz. Sizdeki izlenim, kişisel izlenim İNANÇ; “Burada birşeyler olmuş” şeklinde mi? (07.41)

_______________________________________________________________________________________________________________________________________
MAA: Benim yorum yapmam doğru değil.

MAB: Ama bir de sizin önünüzde olan bir şey var..

MAA: Bakın 70 klasör tape var. Bu tapeleri ben yazmadım. Polisin bir soruşturması, incelemesi var. Savcının tahkikat süreci var. Yazdığı bir iddianame var. Mahkemenin bunu kabul etmesi var. HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ? BİLMİYORUM!!!! Bir de şu var. Şunu ayırt etmek lazım. Şike nedir?

32 . gün 10

08.20 AYDINLAR: “HİÇBİRŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ BİLMİYORUM”

MAB: Bir dakika. Şunu. Ben… Sizi… Şeye… Ee BİR YERE OTURTAYIM ONDAN SONRA TEK TEK GİDELİM. YAVAŞ YAVAŞ DEVAM EDECEĞİZ. (08.24) Bunları şeyettikten sonra savcıyla konuştuktan sonra içinizde bir şüphe doğdu mu? Yani fikri olarak.

MAA: Anlatılanları duyunca gayet tabi. Bütün Türkiye bu endişeyi taşımadı mı? Herkes gibi. (08.38)
______________________________________________________________________________________________________________________________________

MAB: Yav burada bir şey olmuş arkadaş dediniz mi kendi kendinize? (08.46)

MAA: Hiçbirşey olmamış diyemem (08.49) (o gülüş.08.51)

32 . gün 11

MAB: Fenerbahçe… (aşkı gibi bir söz. Üstüste binme)

MAA: Sadece Fenerbahçe aşkı değil. Bunun içinde 8 kulüp daha var.
______________________________________________________________________________________________________________________________________

32 . gün 12

0.11.41 AYDINLAR: 6222 NO’LU YASA OLMASAYDI BUGÜN HİÇBİRŞEY OLMAMIŞ GİBİ DEVAM EDECEKTİK

Mehmet Ali Aydınlar 32. gün programı

Federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar 32. gün programında herşeyi açıkladı!

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, Genel Kurul’da bir açıklama yaptı.

Küme düşme yerine puan silme teklifine cevap gelecek!

TÜRKİYE BU İDDA İLE ÇALKALANIYOR

BUNLARIN HEPSİNİ MEHMET ALİ AYDINLAR SÖYLEDİ !!!

* 5 TEMMUZ: Dava uzun sürebilir. Biz delillere göre hareket etmek zorundayız.

* 11 Temmuz: Bu süreçte UEFA ve FIFA ile sürekli temas içinde bulunacağız. Lig planlandığı şekilde 5 Ağustos tarihinde başlayacaktır.

* 31 Temmuz tarihinde Süper Kupa Finali Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanacaktır. Lig‚ tescil edildiği şekilde UEFA´ya bildirilmiştir.

* 13 TEMMUZ: Henüz elimizde herhangi bir belge yok…. Belgeler bize ulaştıktan sonra da gerekli işlemleri yapmaya başlayacağız.

* 19 TEMMUZ: Futbol Federasyonu 31 Mayıs tarihinde UEFA´ya Türkiye´den hangi takımların Avrupa Kupası maçlarına katılacağını beyan etmiştir. UEFA da bu takvimde bir değişiklik yapmayacağını dün bize belirtmiştir. Eğer soruşturma aşamasında bu takımlardan suçlu olan varsa veya cezaya uğrayacak olan varsa onun değerlendirmesini UEFA o kulüp nezdinde yapacaktır.

* 20 TEMMUZ: Görevde olduğumuz sürece ligler Ağustos sonundan önce başlamayacak.

* 20 TEMMUZ: Bizim‚ ´teşvik‚ şike var veya yok´ deme şansımız yok. Statümüze göre bu kararı verecek yer Etik Kurulu´dur. İncelemeyi onlar yapacak‚ bu kararı onlar verecek.

* 25 TEMMUZ: Spor Toto Süper Lig 9 Eylül‚ Bank Asya 1. Ligi ise 10 Eylül tarihinde başlayacak.

* 15 AĞUSTOS: Şu an UEFA´nın‚ bize ve kulüplere herhangi bir yaptırımı sözkonusu değildir. Kendini şüpheli gören varsa Avrupa maçlarına gitmesin.

* 23 AĞUSTOS: UEFA Disiplin Komitesi Başmüfettişi Pierre Cornu çok iyi izlenimlerle ayrıldı.

* 24 AĞUSTOS: Bu kararı UEFA´nın talebi doğrultusunda TFF olarak aldık. UEFA‚ Şampiyonlar Ligi´ne önem veriyor.

* 25 AĞUSTOS: İnsanların‚ “Sıfır tolerans kapsamına Trabzonspor girmiyor mu?” sorusunu sormakta haklı. Ama bu kararı UEFA veriyor. Bu soruyu biz de UEFA´ya sorarız. UEFA bizim kararlarımıza müdahale edemez.

* 11 KASIM: HAYATIM BOYUNCA YALAN SÖYLEMEDİM.

* 30 OCAK: Yolda devam diyoruz, bize güven tazeleyin diyenler, kendileri güven tazelesin.

* 31 OCAK: Ayrıca dün akşam bir haber kanalında, CAS Hakimi Sayın Av.KısmetErkiner’in açıklamalarını hayretler içerisinde izledim. Derhal bu açıklamaların doğruluğunu araştırdım ve ilgili raporun maalesef Federasyonumuza 6 Eylül ve 3 Kasım tarihlerinde ulaştığını bugün öğrendim. Böylece SAYIN ERKINER’İN ANLATTIKLARININ DOĞRULUĞU TEYİT ETMİŞ OLDUM. Kendisine uyarıları nedeniyle teşekkür ederim. İstifa ediyorum

* 09 ŞUBAT: KISMET ERKINER’İN SÖYLEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL.

SELİM FERİT YILDIZ