İşkembe Gazetecilik

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Üstte görmüş olduğunuz, 11 haziran 2014 Fotomac gazetesinin ilk sayfası ve atılan manşetleri tek tek inceleyelim ve Türkiye’deki Spor Gazeteciliğinin ne hallere düştüğünü görelim,

1 – Galatasaray’ın yeni çileği Robben

Arjan Robben Hala Bayer Munich oyuncusu ve Galatasaray hiçbir şekilde görüşmedi, en azında resmi bir teklif olmadı, ilerde olur olmaz bilemeyiz, lakin geçtiğimiz 75 günde böyle bir transfer söz konusu olmadı,

2- Roberto Mancini devam kararı çıktı

Belki de en vahimi bu: Bu gazetenin çıktığı tarihte Galatasaray “Mancini ile yollarını ayırdığını duyurdu”

3- “Fenerbahçe Supriz golcü arıyor”,  Batefemi Gomis Kadıköy’e mi?”

Fenerbahçe  sezon bitmeden “Diego Ribas” harici hiç bir transfer yapmayacağını , Başkan ve yöneticilerimiz aracılığı ile bir çok kanaldan duyurdu…

4- “Olcan Satılık Değil”

Olcan Adın 4 Temmuz 2014’te resmen Galatasaray’a transfer oldu,  futbola yakın çevreler bu transferi 2014 Ocak ayından beri dillendiriyorlar, hal böyle iken böylesine keskin bir manşetin atılması nedendir ?

5- “Trabzon’a Brezilyalı golcü: Eduardo”

Trabzonspor yaklaşık 19 oyuncu transfer etti, hiç biri Brezilyalı değildi , ayrıca ismi Eduardo olan biride gelmedi, Gazetenin bahsettiği Eduardo Brezilya asıllı Hırvat oyuncu  ( Bunu bile yazamadılar )ve Flamengo’ya transfer oldu

6-“Kartal Transferde bombayı patlattı: Lanzini Beşiktaşta”

River Plate’li yıldız hafta sonu İstanbul’a gelecek,  üzerinden 8 hafta sonu geçti Lanzini hala yok…….

 

Bazı durumlar değişiklik gösterebilir, özellikle futbolda Transfer Dönemlerinde, bu sebep ile özellikle SPOR GAZETECİLERİNİN, şu gazetecilik ilkesine riayet etmeleri gerekir ;

“Doğruluğu kesinleşmeyen haber, doğruymuş gibi sunularak, okuyucu-izleyici yanıltılmaz. Her şeye karşın yanlışlığı ortaya çıkan haber ve yorum düzeltilir, yanıt ve düzeltme hakkı kullandırılır. ”

Yukarıda saydığım 6 manşetten hiç biri gerçekleşmemiş ve bu haberlerin hepsi OKUYUCUNUN ilk gördüğü yerde, Yukardaki Tablo, ülkemizde SPOR GAZETECİLİĞİNİN geldiği noktayı gösteriyor, böyle bir ortamda, Sporun 1 adım ileri gitmemesi kadar doğal bir şey yok,

Aklıma şu soru geliveriyor “Bu haberleri kim yazdırıyor?” Doğal olarak cevabını da tahmin ediyorum ” Eğer Gazeteciler yazıyorsa vahim, Eğer Başkaları yazdırıyorsa Vahim ötesi…….”

TAPELERİN DİLİ

 

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

 

Şike iftirasıyla bağlantılı tapeler hakkında genellikle yazmıyordum. Lehte olanları da (TS tarafı) aleyhte olanları da toptan reddediyordum.

Bugün bir istisna yapacağım. Çünkü bazı kesimlerin “gerçekleri” bildiği halde “kasten/kastı aşan” tutumları hakikaten sabırları taşırıyor

3 Temmuz iftirasını kamuoyuna kabul ettirmek için “KOL GÜCÜ” sağlamak amacıyla kullanılan/aldatılan Trabzonspor taraftarı hala kullanılıyor.

Görüldüğü kadarıyla Trabzon’da bir “şike ekonomisi” oluşmuş. Az sonra yazacaklarım Trabzonlular, hatta Trabzonsporlular ile ilgili değil…

Saf taraftarlara diyecek bir şey yok. Ama “TRABZONDAN, TRABZONSPORDAN GEÇİNENLERLE İLGİLİ” hala “SEYRE DEVAM” edenlere bir çift lafım var.

Trabzonspor’dan geçinenlerin mutad girişimleri ve ısrarla onların eylemlerini bilip seyretmeye devam edenler yaşayacakları şoka hazır olmalı.

Trabzondan geçinenlerin maceraları (Fenerbahçe’yle mücadele adı altında toplanan paralar) yakında mutlaka ortaya çıkacaktır. Buna kuşku yok..

Tapelerle ilgili konuda bazı hususları paylaşmak isterim. 3 Temmuz sürecinde kullanılan tapelerle ilgili benim en çok ilgimi çeken husus şu: Emniyet, Savcılık ve mahkeme sürecinde 2 türlü tape değerlendirmesi var. Fenerbahçe ile ilgili tapeler, TS ile ilgili tapeler

Birazdan örneklerini de açıklayacağım. Hepimiz ezberledik. Ancak her yazılanı herkes okumuyor. Israrla diğer sporseverlere anlatmak lazım.

16 Ağır Ceza Mahkemesi’nin Fenerbahçe tapelerine bakışı ile TS tapelerine bakışı taban tabana zıt. Bunu kamuoyu bir türlü kavrayamıyor..

16. ACM’nin Fenerbahçe’nin aleyhine bu bakış açısını örneklerle açıklamak lazım. Örnekler ve içerikleri daha fazla okundukça anlaşılacaktır.

En önemli husus 16. ACM’nin gerekçeli kararında (mealen) yazılan ifade. “tapeleri tek başına delil olarak kabul etmedik” kısmı

16. ACM heyeti “Tapeler mahkeme heyetinin kanaatini oluşturdu, pekiştirdi. Tapelerden diğer kanıtlarla bütün olarak bu açıdan faydalandık”

Eğer tapeler “kanaat” oluşturmak için faydalanılan bir belge ise o halde TS bağlantılı tapelerden neden hiçbir sonuç çıkarılmadı..

Taplerin bir kısmı soruşturmayla ilgisiz bulunarak dosyadan çıkarılmış. Bu nedenle mahkeme göremedi diyelim. Dosyaya konan tapeler var…

Aynı konuda aynı tonda konuşan Fenerbahçe yöneticisinin sözlerine kanıt, neden TS yöneticisininki için her türlü şüpheden uzak değil deniyor.

Son zamanlarda ortaya çıktı ki (öküz ölüp ortaklık ayrıldı sonrası) tapelerin değerlendirmeye alınıp alınmaması konusunda yargı “etkilenmiş”

Yargı sürecinde etkin olan ve kamuoyunu yönlendiren kişilerin TS’lu işadamlarından, kamu görevlilerinden nakdi destek aldığı da yazıldı.

Şimdi, hem yargı makamlarının, hem TS yönetiminin, hem siyasi otoritenin “tapeler nasıl dosyadan çıktı” diye sorması gerekmez mi?

Hatta daha öteye geçilip “Aynı içeriğe sahip tapeler” ortadayken neden bir taraf peşinen suçlu bulundu, diğer taraf özenle korundu!!!!

3 Temmuz sürecinin ilk günlerinden bu yana “kayıp” tape konusu gündemden düşmüyor. Mahmut Uslu geçenlerde 100 küsür nolu tapeden dem vurdu

Uslu'dan Rasim Ozan'a sert sözler

Trabzon yerel medyası hemen haber yaptı. 103 numaralı tape işte bu. Mahmut Uslu şöyle böyle… Gerçekten de 100′li tapelerde TS olması zor..

Birkaç gündür renkdaşlarımız 23. Klasörden soruşturmaya ilgisiz diye çıkarılan ve adli emanete kaldırılan tapelerle ilgili belge paylaşıyor.

Trabzon yerel medyada da ses yok. Tapeler gerçekten ilgisiz olabilir. Ama bir önceki bir sonraki konuşma için ışık da tutabilir.

Fenerbahçe ile ilgili tapelerde hiçbir doğrudan ifade, talimat olmadığı halde tapeler “akıllara ziyan” yorumlarla birleştirilmedi mi?

Mehmet Berk’in 23. Klasörden çıkardığı ve adli emanette olduğu yazılan tapeler “yeniden yargılamanın” ne denli elzem olduğunu da kanıtlıyor.

Adalete yardım edelim. Tutanakla 23. klasörden çıkarılan tapelerle ilgili tutanağı arşivden çıkardım.

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Baştan yazayım. Haliyle 64. Dizi Sıra boş. 65. sırada 64. sıradaki tapenin TİB tutanağı var. Tape alınmış Dizi Sıra Tutanağı kalmış.

Bu tutanaktan da anlaşılacağı üzere çıkarılan tape Hasan Yener-Faruk Özak konuşması

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

HASAN YENER İLE FARUK ÖZAK ARASINDA GERÇEKLEŞEN GÖRÜŞME TARİHİ 3 TEMMUZ 2011 SAATİ 16.55 SİLİNEN TAPE NUMARASI 3847

Belki tape gerçekten önemsizdir. Ama 3846 numaralı Nevzat Şakar-X şahıs arasındaki tape bakışı açısını değiştirebilir

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

DİZİ SIRA NO: 66’DA NEVZAT ŞAKAR İLE X ŞAHIS (ÖZGÜR ŞAHİN ADINA KAYITLI TELEFONDAN) GÖRÜŞÜYOR. 3 TEMMUZ GÜNÜ. SAAT 10.15

Konuşmanın olduğu saatlerde TV’ler N Şakar gözaltına alındı diye altyazı geçiyor. N Şakar arayan kişiye “YUKARI ÇIKMAK”tan bahsediyor.

Fenerbahçe tapelerinde her konuşmadan nem kapan heyet gözaltına alınma durumundaki kişinin yukarı derken ne kastettiğini merak etmiyor.

Sonraki dizi pusulasına göre 4 konuşma var. 3′ü soyada. Biri kaldırılmış. Adli Emanete Kaldırılan Tapelerin numaraları 3822-3823-3824

3824 NUMARALI TAPE SADRİ ŞENER FARUK ÖZAK GÖRÜŞMESİ… 10 MAYIS 2011’DE SAAT 20.22’DE KONUŞMUŞ TİB DİZİ PUSULASINDA NET OLARAK GÖRÜNÜYOR

Dört tapeden birinin kaldırılması ilginç. Çünkü diğer tapeler medyaya da yansıdı ve oldukça ses getirdi. Biri Gökmen Özdemir’le ilgili

SADRİ ŞENER-GÖKMEN ÖZDEMİR GÖRÜŞMESİ VAR 1 MAYIS 2011 TARİHLİ SAATİ 22.04

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Sadri Şener Gökmen Özdemir konuşmasında medya ile ilgili ipuçları epeyce tartışıldı

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Silinmeyen diğer tapelerde Nevzat Şakar-Sadri Şener konuşmaları var. 3 Temmuz günü olan konuşma hayli ilginç

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Aziz Yıldırım operasyonu haber aldı kaçacaktı o nedenle pazar günü operasyon yapıldı denmişti. Konuşmadan anlaşılıyor ki Şakar da biliyormuş.

Aziz Yıldırım operasyonu haber aldı diye kıyamet koparken bu konuşma önemsiz bulunmuş

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Aynı sırada Mecnun Odyakmaz Zeki Mazlum konuşması da var. Zeki Mazlum Fenerbahçe bugün yarın sevinsin diyor

Zeki Mazlum’un “şehre anlatamıyoruz” dediği tape de hiç kanıt değeri kazanmamış

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

8 tape tutanağa bağlanmış. 4′ü silinmiş.

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Dosyada kalan tepelerden birinde Nevzat Şakar’ın Ahmet Bulut’u tehdidi yer alıyor. (Bir SMS)

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Dosyada kalan bir baska tapede ise Nevzat Şakar meşhur 6 trilyonla ilgili Bülent isimli birisiyle konuşuyor

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Nezvar Şakar 6 trilyonu ne yapacaklarını anlatırken Başbakan için “Onunla ne işim olur” diyor Görüşmekle lütfetmişler

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Bu sorulara devletin ilgili kurumları mutlaka cevap vermeli. Bu cevap da soruşturma açarak elde edilecek belgelerle olmalı.

Soru şu: Aynı polis, aynı savcılar, aynı mahkeme heyeti “benzer içerikli” tapelerin birisinde suç unsusru bulup diğerlerini neden es geçti

Bir takımla (Fenerbahçe) ilgili her emare suç kanıtı sayılırken veya kanıta dönüştürülürken, diğer takım (TS) neden kollandı?

Bir takımla (Fenerbahçe) ilgili her konuyu köpürten medya, diğer takımla ilgili tape gerçeklerini neden görmezden geliyor?

FENERBAHÇE’YE ASLAN KESİLEN YARGI, SPORTİF KURUMLAR, MEDYA VE SAİR KAZANÇ SAHİPLERİ “ORGANİZE EYLEM BİRLİĞİ” İÇİNDE Mİ?

SELİM FERİT YILDIZ

CİNCİ HOCA KİM? TRANSFER ŞİKESİ İSPATLANDI MI?

gizlitanikgorseli11

Savcılığın İddianamesini okuyan herkes Fenerbahçeli yöneticiler için yapılan sorgulamalardan sonra varılan zorlama ve varsayımlara dayalı iddiaları ve bunun sonucunda Mahkemenin İzahtan Vareste diyerek bitirdiği kararları bilir, burada tekrar hatırlatmaya lüzum görmüyoruz.. Bizi ilgilendiren ise bu emek, enerji ve vicdani kanaatlerin neden Trabzonspor için kullanılmadığıydı; merak etmeyin biz o enerjiyi “Gerçeklerin Bir gün Mutlaka ortaya çıkması gerektiğini” düşünerek sizin için harcadık..

Renad Sezer, “Trabzonspor Profesyonel Futbolcular Derneği” çalışanı ve Nevzat Şakar arasında 20.05.2011 gününde geçen telefon görüşmesine istinaden sorgulamada verdiği ifadeden:

1

Tape çözümlemesine göre bir şahıs Sivas Fenerbahçe maç sonucunu etkilemek için 300.000 TL. talep etmektedir ve Renad Sezer Nevzat Şakar’a bildirir.İş bittikten sonra alacaktır parayı ve kabul ederlerse akşama yüz yüze görüşmek istemektedir Nevzat Şakar ile.

Renad Sezer bu kişinin Sakarya ilinde Cinci Hocalık yaptığını bildiğim Dursun Hoca olduğunu söyler. Fakat Mahkeme ve Savcılık Bir Cinci Hocanın iş bittikten sonra para istemesi ve bu tutarın 300.000 TL. olmasının, hayatın olağan akışına, aykırı olduğunu görmez.. İfadeden Devam edelim:

2

Dernek sekreteri Şeyda hanım Cinci Hoca’dan “OĞLAN” diye bahsetmekte ve bu oğlan, gerçekten Cinci Oğlan ise Fenerbahçe’nin Trabzon’un verdiğinin beş katı para verebileceğini söylemekteydi :)) Renad ise halen Cinci Hoca’dan dem vurmaktadır ve Fakat savcılık oturmayan ifadelerine rağmen Renad’ı ne çoluğunu çocuğunu göremeyeceği konusunda uyarır, ne de Şeyda Hanımın ifadesine başvurur.. Arkasından Serdar Bali’nin ifşaatı gelir: Şunun şurasında Futbolcu Satın Alınıyor ya..

Eğer Savcılık tarafından gerçekten davanın, Fenerbahçe tarafına yapıldığı gibi derinlemesine bir soruşturma yapılmak istenseydi, ne gibi sonuçlara ulaşılabilirdi? Gelin bu yazılık İddia makamı biz olalım ve KİMSE müdahale etmeden görevimizi yapalım..

Kim olabilir Bu Cinci Hoca?
Dur bakalım şurada Nevzat Şakar ile Mithat Halis arasında geçen bir konuşma vardı:

3

Mithat Halis; Futbolcu menajeri, özellikle doğu bloku ülkelerdeki futbolcuların menajerliğini yapmakta ve Sadri Şener ile yakın dost. Trabzonspor Fenerbahçe yerine Şampiyonlar ligine katıldığında, daha sonra Trabzon’un elinde patlayacak çok sayıda futbolcuyu Trabzonspor’a iteledi.. Konuşmada Eskişehirspor maçında denk getiremediğini ( ESES:0 TS:0 ) Bucaspor maçında denk getirdiğini ( BUCA:1 TS:2 ); Okuyup üflemesi gerektiğini söyleyen Şakar’a ‘NEFESİNİN ÇOK KUVVETLİ’ olduğunu ve o işi halledeceğini söylemektedir..

Sakın bu Renad’ın ifadesinde bahsettiği Cinci Hoca, Nefesi kuvvetli Mithat Halis olmasın? Renad’ın ifadesine bir bakalım nereliydi bu hoca?

4

Peki Mithat Halis nereliymiş?

5

Yok artık dediğinizi duyar gibiyim; Renad Savcılık ile ya dalga geçmiş ya da Savcının sorgunun devamında sorabileceği soruları kestiremediği için akıl oyunu yaratmaya çalışıyor.. Mithat Halis’te tesadüf bu ya Hendek ilçesinin bir köyünden çıkmasın mı?

Peki bu hoca Sivasspor Fenerbahçe maçında kimlere üfleyebilir? Kendisinin de söylediği gibi aşağıda 2010-2011 sezonunda Sivasspor kadrosunda yer alan menajerliğini yaptığı oyuncularına üfleyebilir mi?

6

Kendimizi İddia makamının yerine koyduğumuzu söylemiştik naçizane; Mithat Halis’e soruyoruz: İfadenizi verirken menajerliğini yaptığınız bazı futbolcuların isimlerini vermiştiniz. Peki neden menajerliğini yaptığınız MKE Ankaragücü futbolcularının isimlerini özellikle sakladınız? Ankaragücü’nün 2010-2011 kadrosunda kaç tane futbolcunuz var ve bu futbolculara Nevzat Şakar vasıtası ile ‘Transfer Teşviği’ ( Bunu da Literatüre biz katalım) vaadinde bulundunuz mu?

İşte Savcılığın görmezden geldiği Transfer vaadiyle yapılan Teşvik itirafı:
Nevzat Şakar’ın ifadesinden:

7

Mithat Halis ne demiş bu konuda ifadesinde bakalım:

8

Mithat Halis bu görüşmenin Ankaragücü maçı ile alakalı olmadığını söyleyerek Nevzat Şakar’ı yalanlıyor; görüşmeyi hatırlamıyor, zaten Yurtdışında olduğunu söylüyor.. Yurt dışında olsa bile teşvik amaçlı görüşmeleri tapelerde var ve bizim vicdani kanaat elde etmemize yeterli. Peki savcılık makamı ne yapıyor diye soruyorsunuz değil mi? Hani Fenerbahçe’nin Emenike, Sezer Öztürk transferleri transfer vaadiyle şike yapmak diye zoraki yorumlarınız? Adrian Mierjievski’nin Cinci Hoca Mithat Halis tarafından Fenerbahçe maçı öncesi üflenip sezon sonu Trabzon’a transfer edilmesi vicdani kanaat oluşturmanıza yetmedi mi? Trabzonspor mevzu bahis olunca hayal gücünüz neden iflas ediyor? Buraya kadar yazılanlar sizi ikna etmediyse o zaman aşağıdaki haberle işi bitirelim..

Trabzonhaber sitesinin 26.Ağustos.2011 tarihli haberi: Mithat’ın Oyuncuları geliyor! Paralar sıradan oyunculara akacak..
Mithatspor

9

Trabzonspor Başkanı Sadri Şener ile aralarında nasıl bir ilişki olduğu merak edilen… diye girilmiş habere ben söyleyeyim: Mithat Halis’in Cinleri var ve bunları kuvvetli bir üfleme ile Trabzonspor’a musallat edebilir; bu yüzden Trabzonspor kulübü bu oyuncuları maliyetinden yüksek fiyatlara almak zorunda kalmıştır..

Hemen hepimizin aklına Aziz Yıldırım’ın mahkemelerde yaptığı Biz Trabzonspor’un şike ve teşvik amaçlı çalışmalarına engel olmaya çalışıyorduk açıklamasının geldiğini biliyorum.. Daha çok bildiğimiz ama kişilik haklarına zarar vermemek ve mahkemelerle uğraşamamak adına yazamadıklarımız olduğunun bilinmesini de özellikle istiyoruz..

Kimse unutmasın:

SON SÖZÜ FENERBAHÇE SÖYLEYECEK!

haklıyız kazanacağız

@cengiz_YILDIZ

Cevapsız Sorular ???

hukuk

Fenerbahçe taraftarının haklı bir isyanı var. Trabzonlular ve GS’lılar “Tarla” muhabbeti açtığında “Ya profiller, balıklar, Gabriç” diyoruz. Biz “Balıklardan ne haber” rakip takım taraftarlar “tarlalar yeşillendi mi” dedikçe tartışma tıkanıyor. Birileri de gülerek izliyor…. Belki “Bakın Ankaragücü ve Karabük maçı öncesi tapelerine” demekten daha ileri bir adım atabiliriz… Artık sorunun sebebi tartışılmalı… Okuyanlar muhakkak benden daha fazla feraset sahibidir. Daha etkili söylemler geliştirebilirler.

Ancak artık taraftarlar tartışmamalı…Taraftarların tartışmasına yol açan kararlar tartışılmalı ki sıra o kararın alınmasının müsebbibi TBMM’ye (kanun yapıcıya) gelsin… Benim takip ettiğim renkdaşlarım en az bir kez “Profiller, balıklar, Gabriç” konusunda neden birşey yapılmadı diye sordu. CEVAP YOK…Peki Trabzonsporu ilgilendiren tapelerdeki konuşmalarda neden suç unsuru bulunmadığını en iyi kim yanıtlar. Kararı veren hakim? Mantıken!!! Trabzonspor tapelerinde suç unsuru bulmayan hakim medyaya konuşmaz. Gerek de yok. Hakimler kararlarıyla konuşur. Kararında da açıklamış. Ama Açıklamaların sonucunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Bence de 3-4 kişinin muhabbetine bakıp şike kararı vermek ağırdır. Hakim haklıdır.

adaa

16 ACM Trabzonspor tapelerinde şike var denecek kadar suç unsuru görmemekle haklı. O ZAMAN DAHA FENA BİR SORU ORTAYA ÇIKIYOR. Kİ CEVAPSIZ!!!

Eğer, TS tapelerinde açık ve somut delil yok diyorsanız Fenerbahçe’yle ilgili tapelerde nasıl kanıtlar buldunuz. Bu soruya yanıt yok..Bu yazıyı okuyan kardeşlerimle şunu paylaşmak istiyorum. Hakimin neden TS tapelerinde suç unsuru bulmadığını kendi kaleminden yazayım… Bazı kısımlarını biz birkaç kişi bir araya geldik. Çözemedik. Bakalım bu cümlelerdeki sırrı çözen çıkacak mı?

TAVSİYEM ŞU: BAZI CÜMLELERİ (Kİ ALTINI ÇİZDİM) OKUYUN. SONRA TEKRAR OKUYUN… BİRKAÇ KEZ OKUDUKTAN SONRA KARAR VERİN… BİR TUHAFLIK VAR!!!

“…. teşvik girişimlerinde bulundukları görülmüş, şüphelilerin eylemleri teşebbüs/girişim aşamasında kalmıştır”

“Ancak iki Trabzonsporlu arasındaki bu konuşmada geçen Gabriç’in bonservisinin verilmesi…”

15.05.2011 GÜNÜ OYNANAN FENERBAHÇE – ANKARAGÜCÜ MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLDİĞİ İDDİASI

Nevzat: ” Söyledin de o şeyi herhalde, Demiri diyor şey yapmamız lazım diyor, Görmem lazım diyor işte kaçlık demir olduğunu diyor”

“TEŞVİK AMAÇLI ULAŞILMAYA ÇALIŞTIKLARI ANLAŞILMIŞSA DA… BU NİYETİN…”

bak Buca’da denk getirdim ama, nefesim çok kuvvetli benim, eninde sonunda denk getireceğiz

“gerek Ankaragücü onursal başkanı Melih Gökçek ve gerekse anılan kulüple ilgili bir başkası arasında”

ZAMANI OLAN ŞU CÜNLEYİ TEKRAR OKUSUN… VE ÇÖZSÜN… ÇÖZEBİLİRSE

Anlayan çıkacak mı? “Garbic’in Ankaragücü’ne karşılıksız verilmesi gibi bir tekliflerinin olmadığını”

ŞU CÜMLEYİ TEKRAR OKUMANIZI ÖNERİYORUM. MAHKEME HEYETİ NE DEMİŞ OLABİLİR

GEREKÇELİ KARARDAN… HAKİM NEDEN ANKARAGÜCÜ MAÇI TAPELERİNDE SUÇ UNSURU BULAMADI

Bu metne lütfen salimen bakın…Tuhaflıklar bulacak mısınız bakalım… Sürekli karşımıza çıkarılan bir cümle var… Burada sık tekrarlanan.

Hakim Nevzat Şakar’a soruyor. “Demir profil konuşmalarını” Nevzat Şakar “Stadımızı yenileyecektik” diye izahat veriyor. Buradaki tavır önemli, Mahkeme Heyeti Fenerbahçeli yöneticilerin açıklamalarına karşılık oldukça nüktedan hatta alaycı yorumlar getirirken, burada pas geçiyor.. Neden cezalandırmadıklarını açıklarken de “niyetin hayata geçirildiğine dair bir görüşme, para trafiği vs. başkaca bir faaliyet” yok diyor.

Sorun şu: Mahkeme Heyeti, Manisa tapelerini yorumlarken Hikmet Karaman’ın Aziz Yıldırım’a “Arkadaşlar geldi” cümlesini “şike anlaşması” sydı.

Aynı Mahkeme Heyeti, neden niyret okuma yoluna gitmiyor… Eğer bu konuşma suç değilse Fenerbahçeli yöneticilerin de konuşması suç olmamalı

Mithat Halis’in “Nefesim kuvvetlidir” “geçen hafta denk getiremedim bak Buca’da denk getirdim ama” cümlesine neden anlam yüklenmemiş.

Fenerbahçe ile ilgili tapeleri teşebbüs iradesi var deyip ceza isterken şu cümle ne “disiplin hukuku konusu dışında ceza yargılaması” diyor.

Mahkeme neden TS söz konusu olunca “futbol içinde temenniden ibaret” yorumunu yaparken Fenerbahçe yöneticilerini peşinen suçlu gördü.

Bütün sorun bu ve tartışılması gereken de bu. Mahkeme Heyeti neden Fenerbahçe Başkanı ve yöneticilerini peşinen suçlu buldu…

ali koç

Ali Koç penceresinden bakarsak: “Hakim de insan.” Medyanın yoğun baskısının etkisi altında kaldı. Karardaki medya sloganları buna kanıt.

Ancak bir durum daha var… Son olarak o durumu yazmak istiyorum… 40 günden fazla zaman geçti. Her kaynaktan araştırdım. Yalanlayan yok.

Yalanlanmadığına göre burada tartışmamızda da zarar olmamalı… 3 Temmuz haftasında yaratılan linç ortamını düşünerek bu cümle okunmalı

Rasim Ozan K 30 Eylül 2013 tarihli Derin Futbolda “BEN HİÇBİR ZAMAN POLİSE, SAVCIYA, HAKİME KENDİM ARAMAMIŞIMDIR. ONLAR BENİ ARAMIŞTIR”

RASİM OZAN K’NIN CÜMLESİNİN TAM DEŞİFRESİ

Eğer Rasim Ozan K hiç hakim, savcı, polis aramadıysa şu haberlerin kaynağının kim olması gerekir.

rok 1

Tekrar Ali Koç’un kongre öncesi açıklamasını hatırlatmak isterim… Neden gizlilik ihlallerinin önüne geçilmedi. Basın yasağı getirilmedi.

Zaman zaman işgüzarca mesajlar okuyorum. Şike varmış, Vicdanına koy elini filan… Önce siz cevap verin: Neden gizlilik ihlali önlenmedi.

haber trt

Gizlilik ihlalini önlemek bir yana neden teşvik edildi? Neden medyanın suçlanan insanları vicdanlarda mahkum etme çabası engellenmedi.

AZİZ YILDIRIM HABER TÜRK

Fenerbahçe’ye şike iftirasını bulaştırmaya çalışanlar önce bu sorunun yanıtını verecek… Neden insanların zihnine nefret tohumları ektiniz?

Bu koşullarda hangi mahkeme olursa olsun etkilenmeden, baskı altında kalmadan, halkta infial yaratmayacak karar alabilir mi?

Selim Ferit Yıldız

Sen Çevre Bakanı mısın?

fenerbank

Tarih : 03/11/2013

Yer : Asya Termal Otel/ Kızılcahamam (Ak Parti Kızılcahamam kampının son günü)

Konuşmacı : Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Tüm Ak Parti Bakanları ve Milletvekilleri karşısında

Saat : 19:00-20:00 Suları ( Fenerbahçe Seçimli Genel Kurulu bitmiş, Kazanan Aziz Yıldırım )

O sırada Başbakan’ın danışmanları, Fenerbahçe Seçimli Genel Kurulunun sonucunu Başbakan’a iletiyor ve bu konuyla alakalı bir soru soruluyor;

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Cevaplıyor;

“Ey Aziz Yıldırım ; Beş yüz milyon dolar borcun var, banka kuracaksın. Bunun için izin verecek kurumlar belli. Ayrıca sanki Çevre Bakanı elindeymiş, her izin elindeymiş gibi söz veriyor. ‘Şuraya şunu yapacağım, AVM yapacağım’ demek doğru değil.”

fenerbahçe 1

Bugün bu haberi Türkiye’de nefes alan herkes okudu, gördü, duydu. Ama Nasıl? Bu 3 satır açıklamanın basın yansıması, sosyal mühendislik ürünü Erdoğan, Aziz YILDIRIM’a ‘Sen Çevre Bakanı mısın’ “ anahtar cümlesi ile oldu. Dikkat Çeken ise bu haberin çok hızlı şekilde yayılması ve açıklamanın içeriğinde bu sorunun olmamasıydı.

mdy

Bu haberi , üzerine ekleyerek, sorgulamadan vermek asla TARAFSIZLIK olamaz … Yüzlerce internet sitesi, onlarca medya kuruluşu bu haberi kes yapıştır şekliyle noktasına virgülüne dokunmadan, haber yaptı (Kaynak ZAMAN gazetesi) ve kimse sorgulamadı. Aziz Yıldırım’ı küçük düşürerek, Fenerbahçe projelerini küçümseyen bu haberler, Aziz Yıldırım’ın seçim zaferinin ertesi günü ortaya çıkması ayrı bir soru işareti … “Devletin en üstünden bu tepkinin gelmesinin amacı ne olabilirdi?” derken, Üzerine 2 Saat geçmeden “Şike Davasında Şok Gelişme” diye geçilen haberi görünce bu Anahtar Cümle uygulamasının nedenini anladık. (Kaynak Cihan Haber Ajansı)

Ülkemizde malesef yazılı ve görsel medyanın İletişim değil Tetikçilik yaparak hizmet ettiğinin bir özetiydi. Nasıl doğru bilgi veririm yerine “kime nasıl yaranayım anlayışı” hakim olduğu sürece, Algı Zehirlemeleri devam edecektir. Aksini iddia eden varsa, Neden aşağıda yazdığım soruları, kes yapıştır haberi yapmadan önce, kendine ve vicdanına sormamıştır?

Türkiye Cumhuriyeti, IMF’ye borçlu olduğu halde yatırım yapmıyor mu ?

Yabancı Sermayenin kurduğu veya isim hakkını getirdiği bankalarada aynı tepkiyi veriyor musunuz?

Fenerbahçe’nin borcu 460 Milyon TL iken neden yukarı doğru yuvarlandı ?

Banka kurmak için izin verecek kurumlar, kuracak şirketlerin borçlarını ne kadar kontrol ediyor ? (Mesela son 10 yıldır Denizbank kaç kez el değiştirdi ? )

“Banka Kurmak için izin verecek kurumlar belli” derken Sayın Başbakan bu kurumları baskı altına almıyor mu?

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkan adayı Mehmet Ali Aydınlar’ın seçim konuşmaları ile Sayın Başbakanın Kızılcahamam’da yaptığı açıklamaların paralel olması, Sayın Başbakan’ın Mehmet Ali Aydınlar’a Fenerbahçe Seçimli Genel kurulu için destek olduğu anlamına gelmiyor mu? Şayet geliyorsa Siyaset Fenerbahçe Başkanını “ATAMA” ile demokratik ortama müdahale etmemiş midir?

Diğer takımlar borç içindeyken, Devlet o takımlar için yatırım yapıp tek kuruş bile almazken, kendi ayakları üzerinde duran Fenerbahçe’nin Devlet desteksiz, Ülkeye hizmet için yapmak istediği Projelerin Devlete ne zararı var ?

Vergisini bile ödemekten aciz Spor kulüpleri, kafasına göre Yabancı Futbolcu transferlerine para akıtırken, Vergisini Ödeyen Fenerbahçe Spor kulübünün Başkanı Seçim kazandığında tebrik etmemek haksızlık değil mi?

Fenerbahçe Spor Kulübü Kenan Evren Lisesi’nin arsasının 49 yıllığına kiralanması karşılığında (AVM), Fenerbahçe ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında protokol imzalanmıştır. MEB ile yapılan protokol gereği 3 yeni okul ve 1 okul için Spor salonu taahhütü yerine getirilmiş olmasına rağmen AVM projesi neden bu kadar rahatsızlık yarattı ?

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar, mesaisinin ciddi bölümünü Trabzon ve Trabzonpor için harcarken kimse neden “Çevre bakanı Trabzonun elinde, Her izin Trabzonun elindeymiş gibi söz veriyor” demedi ?

TMMOB’un karşı çıktığı “Akyazı Projesi” için “Gerekirse kanun çıkarırız” diyen Sayın Bakan Erdoğan Bayraktar, bu sözüyle kafasına göre iş yapmış olmuyor mu? Eğer oluyorsa Kimin Bakanı?

“ Trabzon’a mutlaka şampiyonluğu yaşatmamız lazım” “Trabzon’un kupası için ince ayar yapıyoruz!” “Trabzonspor şampiyon olması lazım Bu oluşuma destek olmaya biraz daha fazla mecburuz” diye zaman zaman çarpıcı demeçler veren Sayın Erdoğan Bayraktar, SEN ÇEVRE BAKANI MISIN, Yoksa Trabzonspor Bakanı mısın ?

KANUNİ şike MANTIĞI

Bir @fireofoctopus Derlemesidir;

hakim

“Her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlar” varmış ama biz göremiyormuşuz!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

3 Temmuz sürecinin yeni ve daha şiddetli “ikinci safha”sı 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla başladı. Bu zamanla daha net anlaşılacak.

16 Ağır Ceza Mahkemesi’nin kamuoyuna “Şike tescillendi” diye yutturulmaya çalışılan kararının “GEREKÇESİ” tam bir hayal kırıklığı oldu.

3 Temmuz Operasyonu’nun “hareket merkezi” olan medya gerekçeli karardaki çelişkileri görmedi. Görüp yazmak isteyenlere de musallat oldu.
feneri-karalayıp-trabzon-tapeleri-ni-sansürlemek_214072
Fenerbahçe taraftarının çok takıldığı bir konu vardı: “Eğer tek kanıt tape ise neden TS ceza almadı. Onların da aynı içerikte tapeleri var”

İsyan haklı. TS’la ilgili benzer içerikli tapeler değerlendiriliyor ve kalıplaşmış cümleyle “beraatlerine karar vermek gerekmiştir” deniyor

O cümle şu:“yüklenen suçtan cezalandırılmalarına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığından beraatlerine”

TS hakkındaki tapeler değerlendirilirken “her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlara” ulaşılamadı denince ne anlaşılıyor?

Fenerbahçe hakkında hüküm tesis ederken “her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı kanıtlara” ulaşılmış olmalı. Bu anlama gelmiyor mu?

Peki Fenerbahçe ile TS arasındaki iddialara konu aynı da kararlar nasıl birbirine zıt!!! TS’a farklı “mualemele” yapılmasının sırrı ne?

“Muamele” farkının “menşei”nin gün ışığına çıkmasına katkı sağlamak üzere bir süredir “Gerekçeli Karar”daki çelişkileri yazıyorum.

“TS ile ilgili de tapeler var. Neden onlar suçlanmadı?” isyanının daha güçlü seslendirilmesi için “Kanuni Şike Mantığı”nı anlamak lazım.

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu’nda çerçevesi çizilen “şike” kavramının çok net anlaşılması şart.

Çünkü “Kanuna göre cezalandırılan şike” ile “kamuoyunda algılanan, bilinen, tahayyül edilen şike kavramı” arasında hiçbir alaka yok.

Fenerbahçe’ye reva görülen muamele “6222’ye sokuşturulan alengirli, ucu açık tanımlarla şike yapmış gibi cezalanıldırmak”tan başka şey değil

O nedenle çok seslendirilen yalanlardan sıyrılıp, resmen bilinenleri unutup 6222’nin yapım ve yazımında emeği geçenleri bilmek lazım.

Tek hamlede anlatmak, anlaşılmak, inanmak ve hazmetmek bakımından zor olabilir. Adım adım ilerlemekte fayda var.

Kamuoyunda “şike kanunu” algısı yaratılarak sunulan, gerekçesinden de anlaşılacağı üzere “şike” içermeyen 6222’yi ikiye ayırmak lazım.
6222 11
6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu’nun 20 (küsür) maddesi bir yana; “şikeli” 11. Maddesi bir yana…

6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Kanunu’nun 11. Maddesi’nin müellifi veya ilham perisi her kimse takdiri hak ediyor.

Şimdi muhakkak eseriyle övünmektedir. Tebrikleri kabul etmekten yorulmuştur. Hatta meyvelerini dahi toplamıştır.

Umarım bugün kendisini paylaşamayanlar gerçekler ortaya çıktığında da sahiplenir. Belki de ilk tekmeyi onlar basar, aslanların önüne atar

Kanunu mutlaka bir “komisyon” yazmıştır. Ben 11. Maddeyi yazanı (her kimse) tebrik ediyorum. Bir kanun maddesi bu kadar mı işlevsel olur!!!

11. Madde topluma “şike soruşturması” olarak sunulan operasyonu yapanların başlarının sıkıştığı her aşamada faydalandığı “maymuncuk” gibi…

6222 sayılı kanunun 11. Maddesi’nin fayda(!)ları saymakla bitmez… Kanunu yorumlayanlara o kadar geniş keyfi hareket alanı yaratıyor ki…

6222’nin 11. Maddesi “zaman yolculuğu mümkün mü; değil mi” tartışmalarına da son verebilir. Yoksa bu kadar öngörü nasıl mümkün olabilir!

Sanki 6222’nin 11. Maddesi 2012 yılının Mayıs-Haziran aylarında yazılmış. 11. Maddenin müellifi (her kimse) adeta zamanda yolculuk yapmış!!!

Misal Mayıs’ın 2. Cuma günü el ayak çekilince İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne duhul etmiş. Zamanda yolculuk olduğundan ışınlanmış diyelim

“Müellif” 16 Ağır Ceza Mahkemesi Heyetiyle görüşmüş ve onların “Şöyle bir kanunumuz olsa çok rahat ederdik” dileklerini dinlemiş.

Sanki “Mevcut dosyadaki evrakla beklenen karar imkansız. Her türlü yoruma açık, ispat keyfiyeti olmayan bir madde çok işe yarardı” denmiş.

Müellif de zamanda geriye yolculuk yapıp bu metni yazmış. Yoksa soruşturmanın tıkandığı her nokta 11. Maddeyle nasıl açılabilirdi ki???

Soruşturmanın içeriğini biliyor olamaz (Mantıken) Planlayıcılardan biri olamaz. Tahayyül sınırlarını da aşar. En mantıklısı zaman yolculuğu!

Yargı için 11. Madde bir nimet. Şikeyle suçlamak için sahaya yansımış olma şartı yok. Sahaya yansıma bir yana maç oynanmasa da olurmuş!

11. Maddenin bir başka hikmeti… Şike için illa para alışverişini kanıtlamaya gerek yok. O kısım “kazanç ve sair menfaat” tanımıyla aşılmış

“Sair menfaat” dendiğinde içine neler sokulabileceğini eminim kanunu yazanlar bile hayal etmemiştir…

“Kazanç ve sair menfaat”in rakip futbolcuya verilmesine de gerek yok. Teklif ettin mi? Bittin. Teklifi de suçlanan kişinin yapmasına gerek yok…

Öyle ki teklif etmek suçun tamamlanması anlamına geliyor. Teklif derken aleni bir ifade veya para telaffuzu değil. Yanlış anlaşılmasın.

Suçlanan kişinin yüz yüze konuştuğu kişi akabinde rakip takımla bağlantılı sayılan başka biriyle şifreli konuşursa kafi. Kanıt sayılıyor.

Şifreli konuşan kişiler buluşmuşsa, ayrıldıktan sonra başka başka kişilerle sohbete devam etmişlerse ve para mevzusu varsa…

Mantık şöyle kuruluyor.

X şahıslar neden Y şahsıyla buluşur… Olsa olsa şike içindir… X ve Y şahısları ne konuşur… Olsa olsa şikedir
Y şahsı çıkıp Z şahsını arıyor… Demek ki şike talimatı aldı. Y ve Z arasında bir para muhabbeti var. Olsa olsa şike teklifini iletiyordur.
X, Y, Z hatta Ğ konuşmayı sürdürüyor… Demek ki şike teklifi iletildi… Yoksa neden konuşmaya devam etsinler… Kanuni şike kanıtı!!!!

6222’nin 11. Maddesi (ilgili fıkrası) teklif iletildiği anda teşebbüsün tamamlandığını kabul ediyor. Teşebbüs de suç tamamlanmış gibi cezalandırılıyor.

Teklifin yapılmış olduğu varsayımı (dahi) kabule bağlı kalmadan “şike anlaşması vücuda gelmiş” şeklinde yorumlanıyor. “Vaki-vuku” kurnazlığı

6222’nin 11. Maddesinin müellifleri azimli yargı mensuplarına işte bu kadar geniş bir hareket alanı yaratıyor. Hukuk kuralları çiğnenerek!!!

Özetle 6222’nin 11. Maddesi türlü türlü zorlama yorumlarla ve zincirleme varsayımlarla “şike” hükmüne fırsat tanıyor. Bu kabul edilemez!

Bunları şaka mahiyetinde okumayın. Konu “şaka gibi” olabilir ama şakayı yapan ben değilim. En azından ben başlatmadım.

Kanunun ilk mahkeme uygulamasının gerekçeli kararından anlıyoruz ki “varsayım” ve “DEMEK Kİ” “vicdani kanaat” için yeter de artar şart

6222’nin 11. Maddesi o kadar ustalıkla kurgulanmış ki, soruşturmacıları hiçbir şekilde kanıtlama mecburiyetine zorlamıyor. İnsafına kalmış

Kanuna bağlı yapılan “Teklif yapıldığı anda sonuca bağlı kalmadan suç işlenmiş sayılır” yorumu aslında yanlış değil.

Hukukçular da “Teklif yapılması halinde şike anlaşması vardır denebilir” diyor. Ben de aynı görüşteyim.

Ancak bu soyut kavramı canlandıran düşünce ne? Hukukçular neden “teklif edildiği anda” şike yapılmış sayılır diyor?

Okuduğum kitaplarda aynı mantık işletilmiş: X takımın X yöneticisi bir otele gidiyor. Futbolcuyla lobide buluşuyor. Ve orada para teklif ediyor.

X takımın X yöneticisi diyor ki “Bize yenilin 500 bin lira alın” Bu durumda para alışverişi olmasa da teklif aynı etkiyi yapmış olabilir.

Bu sahne medyada çokça zikredilen ve ülkede futbolla ilgilenen herkesin kolayca makul bulup inanacağı bir sahne.

Bu sahneyi gözünde canlandırıp “Şike anlaşması var sayılabilir” diyenler arasında savunmada yer alan Prof. Ersan Şen de var.

Ersan Şen’in bir makalesindeki “şike anlaşması olarak görülebilir” mealindeki ifadesi 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararına da alınmış.

Ancak ne hikmetse o cümleyi görüp altını çizen ve alıntı yapan mahkeme heyeti birkaç sayfa aşağıdaki açıklamaları görmemiş. Veya…

En önemlisi de yorumlarını aktaracağım hukukçular “teşebbüs” derken ortak bir olay hayal ediyor.

X kişi Y kişiyi öldürmek istiyor. Plan yapıyor. Silah temin ediyor. Pusu kuruyor. Öldürmek üzere ateş ediyor. Arızi sebeplerle başaramıyor

Şike teşebbüsü denince de bu tür bir sahne hayal ediliyor. Kişi öldürmek kastıyla ateş ediyor. “Elinde olmayan sebeplerle başaramıyor”

Nasıl ki öldürmek kastıyla ateş eden kişi suç tamamlanmış gibi ceza alırsa şike teklifi de aynı mahiyettedir diyen hukukçular var.

Gerekçeli karar detaylı incelendiğinde bu tanıma sokulamayacağı anlaşılıyor. Hatta kanun yazılırken o konuda şike yapıldığı inancı hakim.

6222’nin 11. Maddesine hiç gerekmediği halde eklenen fıkralarla ilgili en hafif yorum “yazım hatası ve acelecilikten kaynaklanan zafiyet”

Kanunun yorumlarla “zorlanma”sıyla, dosyadaki tapelerin varsayımlarla “zorlanma”sı arasındaki farkın anlaşılması istenmiyor.

Medya hem Fenerbahçe’ye “şike yapmış gibi varsayılarak” zorlamalarla ceza verilmeye kalkışıldığı gerçeğini duyurmuyor hem de suçluyor

Gerçekleri duyurmak bir yana şike iftirasını pekiştirmeye ve kanıksatmaya çalışan medya çok kritik rol üstlenmiş durumda.

Mahkeme kapısından geçmemiş bir sıradan taraftarın yorumları itibar görmeyebilir. Hukukçular ne diyor? Önemli olan onların yorumları

Hukukçu deyince, süreçte üstün yararlılık gösteren, ilmik ilmik ağları ören, güzide şahsiyetler anlaşılmasın.

Benim görüşlerini aktaracağım hukukçular medyanın yakınından dahi geçmediği, yazdıklarını okumadığı gerçek şahsiyetler.


Şike ve Teşvik Primi Suçları*
Prof. Dr. Muharrem ÖZEN**


Şike Suçu
Doç. Dr. Devrim GÜNGÖR
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi.

TRABZONSPORLULARA KIZIYORUZ AMA….

Bir @fireofoctopus derlemesidir

CEHALET
Fenerbahçe taraftarı ile Trabzon taraftarı arasındaki gerginlik had safhada. Karşılıklı mesajları okuyorum. Ve çok üzülüyorum.

Fenerbahçe Kulübü de iletişim stratejisini oluştururken bazı realiteleri görmek zorunda. Ve doğru mesajları vermek zorunda…

Fenerbahçe Spor Kulübü iletişim departmanı bin türlü dertle uğraşıyor. Arada Trabzonsporluları dert edecek hali yok. Ancaaak…

Bazı sorunlar zamana bırakıldıkça kronikleşiyor. Çözmeye kalktığında da geç kalıyorsun. Sürekli kaşınan Trabzon eksenli soruna çözüm zor mu?

Ben zamanı olan, düşünmeye üşenmeyen taraftarlarımız için farklı bir bakış açısı getirmek istedim. Anlaşılırsa çözüm önerim de var!

Merak eden olursa altını çizmeye çalışacağım realite ışığında fikir teatisinde de bulunabilirim… Çünkü zaman aleyhe işliyor…

Mesajların tonu ve nefret söylemi tartışmasız çok üzücü. Ancak üzüntümün asıl nedeni özellikle TS taraftarlarının kurulan tuzağa düşülmesi.

3 Temmuz Organizatörlerinin sadece Fenerbahçe taraftarına yönelik stratejik hamlelerinin olmadığını yazmıştım. Rakip takımlar da hedefteydi

GS’lıları “Hazır kıta” olarak değerlendiren profesyonel ekip TS taraftarı için de “İşlenmeye müsait maden” tanımını kullanmaktaydı.

3 Temmuz Organizatörlerinin medya vasıtasıyla yarattığı kin ve nefret fırtınaları estiren suni iklim Trabzonluları fena halde etkiledi.

Medyanın yönlendirmesiyle alevlenen ve stratejik yöntemlerle sürekli harlanan Fenerbahçe düşmanlığı çok üzüşü sonuçlar doğurdu.
şok şok
Medyanın “şok… şok…şok” şablonunda olduğundan fazla ve abartılı şiddetle yansıttığı eylemler aşılmaz sorun haline geldi

Ben her zaman medyanın Trabzon odaklı “tamamlayıcı” stratejisinin yansıtılandan daha düşük yoğunluklu olduğunu savundum.

Medyanın, gizli ajanda çerçevesinde ve genel alışkanlığı olan “BİR TAŞLA ÇOK KUŞ” vurma hevesi olmasa Trabzon da sakin düşünebilecekti

3 Temmuz Operasyonunu yapan organizatör neden medya kanalıyla GS’ın yanında TS camiasını da işledi? Bu ayrı bir yazı konusu.

Hem 3 Temmuz Organizatörlerinin hem de “en büyük menfaatdar”ın Trabzon odaklı “ŞİKE İFTİRASINA” gizlenmiş stratejisi meyvelerini verdi.
hoooo
Normal koşullarda TS Başkanlığını dahi rüyasında göremeyecek İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu seçimi kazanması organizatörü pek mutlu etmiş.
hoooooooo
“Şikeyle mücadele” lafını dilinden düşürmeyen başka pek bir vaadi olmayan bir adayın seçim kazanması organizatörü neden bu kadar sevindirir?

O “Organizatör” ki bahis piyasasını büyütecek milyar dolarlık yatırım yapmaya ve tabi kazanmaya hazırlanan çok uluslu yapı adına burada

Fenerbahçe’ye şike iftirası atılmasının ardından başlatılan kampanyanın “bonus”u başkanlık olmuş gibi görünüyor.

Ben zaman içinde sağduyulu Trabzonluların (ki bence çoğunluktalar) zamanla Fenerbahçe’nin hukuk mücadelesine saygı duyacağına eminim

Fenerbahçe Başkanı ve Hukuk Kurulu inançla ve azimle şike iftirasını telin etmeye devam ederse elbette bir makam bu haklı isyanı duyacak
ertem şener
Fenerbahçe taraftarı ile “kanlı bıçaklı olması” için büyük uğraş verilen Trabzonspor taraftarı adına çok da umutsuz olmaya gerek yok
04-07 RADİKAL
Öncelikle Trabzon taraftarını da anlamak gerekiyor. Çok büyük bir manipülasyon var. Hem kışkırtma var. Hem de kandırma.
açt
Bir yandan “Hakkınız yendi. Şampiyonluk sizin hakkınız” diye oralara kadar gidip propaganda yapanlar, sürekli kışkırtıyor ve nefret yaratıyor
baransu-001
Organize nefret söylemini fırsata çevirmeye çalışan ve Trabzonspor yönetimini elde tutmak/ele geçirmek isteyenler de bundan faydalanıyor

Buna “Şike iddiaları” konusunda kamuoyunun yanlış yönlendirilmesi, gerçeklerin anlatılmaması, konuşulmaması eklenince sorun büyüyor

Manipülasyon odakları susturulur, yüksek yargıçlar şike iftirasına payanda yapılan hukuki örgüdeki çelişkileri keşfederse sorun çözülür

Umutlu olmamın bir nedeni de sağduyulu Trabzonspor taraftarının sanılandan fazla olduğuna inancım. Bunun için makul gerekçelerim var

Trabzon’da 27 Mayıs 2013’te yapılan kongre düzelme umudunu tazeliyor. İbrahim HOO iddia ettiği gibi silip süpürmedi. Sadece 76 oy farkı vardı

İki yıl kupanız çalındı diye inandırılmaya çalışılan bir camia düşünün. Tek vaadi “kupa” olan başkan adayına 1.571 oy verdi. Rakibi 1.495 oy aldı

Trabzonspor delegelerinin mesajı açık. Ancak daha açık olan seçim gecesi Trabzonsporluların forumlarda verdiği mesajlar.

Trabzonlular “İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’na medyanın yansıttığı kadar güveniyor mu” diye taraftar forumlarına göz atmıştım.

Trabzonsporluların 27 Mayıs 2013 gecesi seçimi kazanan İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu hakkında yazdıklarını şaşkınlıkla okumuştum.

Trabzonspor taraftarlarının öngörülerini ben dahi “yok artık” diye karşılamıştım. Onlar 6-7 ay ömür biçiyorlardı. Gelinen nokta malum.

Trabzonsporlular, (yazdıklarından anladığım kadarıyla aralarında delege olanlar var) endişelerinde haklı çıktılar. En büyük korkuları buydu

Yani, Trabzonsporluları hepsini “Fenerbahçe düşmanı” olarak görmemek; makul düşünenlerin sayısının hiç de az olmadığını bilmemiz gerekiyor

Medya eksenli baskının yarattığı tahribatı da düşünmeliyiz. Bu bakış açısı nefret iklimini yumuşatıp organizasyonu bozma fırsatı olabilir.

Seçim gecesi Trabzonsporlu taraftarlarca Trabzonspor forumlarında yazılan mesajların bazılarını burada paylaşmak istiyorum.

Okuyacak zamanı ve sabrı olanlar şunu fark edecektir. Destekleyenlerin büyük çoğunluğu “çaresizlikten” bu kararı veriyor.

Asıl dikkati çeken unsur ise şu: KİMSE NE İŞ YAPTIĞINI BİLMİYOR? EĞİTİM DURUMUNU KARİYERİNİ DE BİLMİYOR. HEM DE TRABZONLULAR!!!!

Destekleyenler “Haksızlığa uğradıklarına” inandırıldıkları için mafyavari söylemler nedeniyle destek veriyor.

Bir grup ise büyük çaresizlik ve umutsuzluk içinde. Öyle ifadeler var ki… Fenerbahçeliler bile yazmamıştır. Hem de faha seçim gecesi

Trabzonsporlular, kendi yanlış anlamaları olsa da, manipüle edilerek o kadar büyük bir nefret cenderesine sokulmuş ki, mantık iflas etmiş.

Bir grup “İntikam” çığlığı atıyor”. “İntikam” mesajları bir hayli fazla. Asıl ilginç olan o ortamda dahi sakin kalıp soru soranlar…

Bir grup “Seçilmiş başkandır. Saygı duymak. İtirazın anlamı yok” diyor. Sayıca da azımsanmayacak miktarda. Bunu da belirtmek lazım.

TRABZONSPOR FORUMLARINDAN İŞTE O YORUMLAR

Asıl dikkat çekici olan diğerleri. Ki sayıları hiç de az değil. Tasnif ettim. Okuyun siz karar verin…

Seçim gecesi “intikam ve hesap sorma” odaklı olup kimin seçildiğini önemsemeden sevinenler ve yazdıkları… Mafya algısı dikkat çekici

TRABZONSPOR FORUMLARINDAN İŞTE O YORUMLAR 1

27 Mayıs 2013’deki Trabzon Genel Kurulu sonuçlandığında bugünleri görenler… Umutsuzluk ve ilk geceden pişmanlık

TRABZONSPOR FORUMLARINDAN İŞTE O YORUMLAR 2

27 Mayıs 2013’deki Trabzon Genel Kurulu sonuçlandığında bugünleri görenler… En iyi kendi taraftarı bilir diyelim. Bu sorular çok ilginç

TRABZONSPOR FORUMLARINDAN İŞTE O SORULAR