Refleks mi? Organize mi?

Biz Fenerbahçeliler,  7 Ağustos- 15 ağustos arası zor bir dönem geçirdik, o kadar zor bir dönemdi ki önümüzü, arkamızı, çevremizi bıraktık, tabiri caizse “birbirimizi yedik“,

Biz birbirimizi yerken Rakiplerimiz boş durmadı, durmuyor, kamuoyuna Fenerbahçe’yi hedef gösterip, karmaşadan yararlanmak istiyor, Sanki 1 “Şeytan Üçgeni” kuruyor,

Biz kendi “KAOSUMUZ”‘u yaratırken;

* Gündeme Trabzonspor’un “Türk Futbol Sistemi Şikeyi korumaktadır” başlıklı açıklaması düştü, Trabzonspor’un UEFA tarafında bir soruşturma geçirdiğini ve sonucunun bu yakınlarda açıklanacağını üzerinde durmayan “MEDYAMIZ”, yüzsüzce “Trabzonspor’dan Sert açıklama” şeklinde haberi yayıyordu,

* Ünal Aysal ise boş durmuyor, Eski Teknik Direktörümüz Ersun Yanal’ın avukatlığına soyunurken( Ünal Aysal “Ersun Yanal’ın Hakkı Yenmez”) , bunu gündeme “FLAŞ FLAŞ FLAŞ Başlıklar” şeklinde taşıyan “MEDYAMIZ“,  Adnan Öztürk’ün Galatasaray hakkındaki açıklamalarını gündemden düşürüyordu ( Merak Edenler için o açıklamanın tam metni )

15/08/2014 Cuma

Trabzonspor’un Sezon açılışı, Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu, Saygı ile Andığımız Efsane Başkan Süleyman Seba’nın sözleri ile Fenerbahçe’yi hedefe almış, konuşuyor (Yoksa nasıl unutturacak, kongre için toplanan 1490 imzayı)

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

16/08/2014 Cumartesi

Beşiktaş Divan Kurulu, Başkan Fikret Orman, hepimizin ortak Sorunu olan E-bilet üzerinden Fenerbahçe’yi hedef alıyor, (Yoksa “Menfaatlerimize göre kabul ettik” açıklamasını Ebilet’e KARŞI olan taraftarına nasıl izah edecek? Ödenmeyen Vergileri Divan kuruluna nasıl unutturacak?)

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

17/08/2014 Pazar

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal 25/08/2014’da oynanacak olan Süper Kupa finali öncesi, Basketbolda Yaşanan final serisi son maçı üzerinden Fenerbahçe’yi üzeri kapalı hedef alıyor ( Yoksa Adnan Öztürk’ün açıklamaları nasıl unutturulacak )

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Tüm bu gelişmelerin hemen öncesinde, Geçtiğimiz hafta içinde Kulüplerin ödenmeyen vergi borçları açıklandı (Tablo @sporekonomi )

Üst Üste Fenerbahçe’yi hedef alan, 3 Başkanın Aşağıdaki Tablonun ilk 4’ünde olması ve Toplam vergi borçlarının 287 Milyon TL olması Tesadüf olamayacak kadar gerçek,

Gömülü resim için kalıcı bağlantı

Şimdi bu tabloyu, bu olayların  en  üstüne koyup düşünelim;

1 Kendi sorunlarını unutturmak isteyen Camiaların Fenerbahçe’yi hedef alması bir refleks mi ?

2 Fenerbahçe’ye organize şekilde bir planlı bir eylem mi yapılıyor ?

KANUNİ ŞİKE

hakim

 

Şike konusundaki gerçeklerin bir plan doğrultusunda “medya sihiri”yle gizlendiğini bunun uluslararası bir lobinin işi olduğunu çokça yazdım

Uluslararası lobinin finansal, organizasyonel, siyasi, sosyolojik hedefleri ile yerel menfaatdar ve tedarikçilerinin rolleri karıştırılıyor

Roller “Organizasyona hizmet, katkı ve sağlanacak” kazançla orantılı. Roller, kazançlar karışınca herkes ilk yakaladığını sorumlu tutuyor.

O nedenle organizasyonu bir kafa (organize eden beyin), iki bacak (yürütücü), 6 kolu (uygulayıcı) olduğu öngörüsüyle ahtapota benzettim

Nadiren bir bacağı, çoğunlukla kolları yakalanır gibi oluyor. Kollara odaklanınca da organizasyon dikkatlerden kaçmayı başarıyor.

“Organizasyon”un bütünüyle kavranması açısından yaratılan “şike” algısının net anlaşılması çok önemli. Mücadele için de “kritik bir eşik”

“Organizasyon”un en az 5 kez “Tamam şimdi dirençleri kırılacak, pes edecekler, mücadeleden vazgeçecekler”umuduyla bekledi.

Fenerbahçe taraftarı, (sadece benim arşivime göre, fazlası vardır) o kritik eşikleri parçalayıp attı. “Organizasyon”u geri adım attırdı

Organizatör ve işbirlikçilerinin yine “Artık bu iş bitti. Bu kez teslim bayrağı bu kez çekilecek” umuduyla gece kutlama yaptığı günlerden geçiyoruz

Gece “zafer sarhoşu” uyuyan, öğlen “Televizyonu açtığımda bir altyazı görmek istiyorum” diye uyananların hayal kırıklığı sürüyor

Normal şartlarda pes etmesi beklenen Fenerbahçe Başkanı “Aziz Yıldırım teslim olur. Fenerbahçe teslim olmaz”diyor. Şişeler duvarda patlıyor

Fenerbahçe taraftarı, en zor anda dahi “Fenerbahçe yıkılmaz”, “Son sözü Fenerbahçe söyleyecek”, “Mücadeleye devam” diyor. Duvarda patlama

Fenerbahçe taraftarı net: “Eninde sonunda iftiranın ortaya çıkacağı” inancıyla “10 yılda sürse kabullenmeyeceğiz, mücadele edeceğiz” diyor

Her bir taraftarımız mücadeleye katkıda bulunmak istiyor. Herkes fikir yürütüyor. Öneriler geliştiriyor. Çözüm arıyor. İftirayı reddediyor

Farklı öneri ve beklentiler var

1-Savunma yeter, sokağa çıkalım

2-Adil yargılama için baskı yapalım

3-Siyasete protesto ile gücümüz gösterelim

Daha pek çok alternatif var. İstatistiki ağırlık bu yönde (kabaca). Şahsi görüşüm şu: Birini tercih etmek zorunda değiliz.

Eğer stratejik yaklaşılır, iyi organize edilir, herkes bulunduğu noktada maksimum katkı sağlarsa tüm beklentiler aynı anda karşılanabilir.

Ben sokağa çıkanlarla sokakta şiddete başvurmadan tüm demokratik protesto haklarımı kullanmak isterim. Her türlü organizasyona katılırım

Siyasete baskı konusunda bir analizim var. Sonuç odaklı bir stratejik yaklaşım. Arzu edenlerle önerilerimi mail yoluyla paylaşıyorum.

Adil yargılama konusu hayati önemde. İletişim araç/kanallarını kullanarak haklılığımızı anlatmak isteyenlere de her türlü katkıya hazırım

Benim anlayamadığım, davranışlarını şık bulmadığım kişiler; birisi bir öneri getirdiğinde tuhaf şekilde hücum edenler…

Bir öneriyi beğenmemek, desteklememek en doğal hak. Ama aşağılamak, suçlamak nedir? Kim, neden kendisinde böyle bir hak görüyor?

İletişim kanalları kullanmak suretiyle, özellikle operasyonun merkezi konumundaki medyadaki bazı isimlere gerçekleri anlatmak lazım.

Bu cümleyi öncesi ve sonrasıyla okumadan “ilk aklına gelenleri yazmaya” kalkışacaklardan rica ediyorum. Lütfen paylaşımlarımı okumayın.

Neden “gerçekleri” ısrarla anlatmamız lazım. Hala 16. ACM’nin elektronik imzayla şimdilik “onanan” kararı “şike onandı” diye yorumlayanlar var

“Şike yargı tarafından onandı” diye yazan, çizen, yorumlayanların hepsi “organizasyona tabi” değil. Ve kanaat getirdim ki: BİLMİYORLAR

Medyayı, Fenerbahçeli olmayan sporseverleri (ki onların tavrı belirleyici olacak) bazı renkdaşlarımız dahi tam olarak durumu kavramış değil

Renkdaşlarımız hala “Kiminle şike yaptık” “Kime para verdik” diye soruyor. Lütfen paylaşacağım metinleri okuyun. Bu sorular anlamsız

Kitlelerin zihninde bir “şike” kavramı. Bu malum. Medya yoluyla zihninde yaratılan bir “şike” algısı da var. Malum. Peki gerçekte olan ne?

Bu konuda epeyce yazdım. Anlaşılmadı. Bir de resimlerle anlatmayı deneyeyim. Bu resimleri rt etmeyin. Okuyun. Doğru buluyorsanız paylaşın

Mümkün olan her fırsatta, olabildiği çok sporsevere “şike” diye yutturulmaya çalışılan kavramın “kanuni” boyunu resimlerle anlatın.

Mahkeme kararından alıntılarla “şike tesbit edildi derken aslında ne kastedildiğini” anlatmak mümkün. Her birimiz bir kişi ikna etsek

Bu gelecekteki mücadele açısından da önemli… Haberleri okumuşsunuzdur. UEFA Yargıtay kararının tercümesini istedi vs vs…

Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin kararından da alıntılar yaptım. Eğer bu yazılan metin olduğu gibi tercüme edilirse büyük skandal olacaktır.

5. Ceza Dairesi’nin kararında öyle ifadeler var ki, inanılacak gibi değil. Biz yorumlara kızıyorduk. Metinde gerçekler tahrif edilmiş

Metni okudukça şu inanç hasıl oldu. Ya karara imza atan yüksek yargıçlar dava dosyasından ve kanıtları “aceleden”yeterince tartışamadı.

Ya da 5. Ceza Dairesi üyeleri bu kararı istemeden, zorla imzaladı. Olmayan şeyleri olmuş gibi yazmaya başka izah getiremiyorum.

Ben yüksek yargıçların, bir Türk takımı olan Fenerbahçe’yi UEFA önünde adeta savunmasız bırakacak bu cümlelerin altını bilerek imzalamaz

Yargıtay kararını tercüme ettirip UEFA’ya gönderildiğinde Fenerbahçe yönetiminin önünde kulübün haklarını savunmak için tek seçenek kalıyor

Yönetim “gerçeklerin kasten, planlı olarak tahrif edildiğini” savunmak, kanıtlamak zorunda. Bu Türk hukuku için utanç vesilesi olacaktır

Sabrı ve zamanı olanlar okusun paylaşsın

16. ACM aslında ne kararı verdi? Gerçekten “şike” mi onandı? Gerçekleri kimler, neden, nasıl gizledi?

Bu cümleyi okuyup “Hah iste Fenerbahçe yönetiminin hatası” diye atlamaya hevesli kardeşlerime de bir ricam var.

Fenerbahçe yönetiminin hangi koşullarda, nasıl mücadele verdiğini birinci ağızdan bilmiyoruz. Daha iyisini yapabilirlerdi demek için bunu bilmek lazım.

Ben eleştiri hakkımı, gerçekleri öğreninceye kadar saklı tutuyorum. Daha iyisini yapabilirler miydi? Evet. Ellerinden geleni yapmışlardır

Suçlamadan, önce içinde bulundukları özel koşulları bilmek lazım. Süreç devam ettiği için açıklamaları hem mantıksız, hem imkansız.

Benim mücadeleye katkı anlayışım böyle…

Dünyada şike denince taraf, hatır, bahis, hakem şikesi bilinir. Türk hukuku (polis, savcı, hakim) transfer şikesi diye bir tür keşfetti.

Yargıtayımız daha gelişmiş bir tür buldu ve literatüre yeni bir şike tanım kazandırdı: KANUNİ ŞİKE…

Bakalım, başımızı derde sokmadan, yüksek yargıçların KENDİ İFADESİYLE “KANUNDA TANIMLANAN” YASAK FİİL OLAN ŞİKE NEYMİŞ? NASIL YAPILIRMIŞ?

Tarih kitapları 3 Temmuz 2011’den sonraki 30 ay için “kitlesel illüzyon” veya “akıllara durgun veren sihirbazlık gösterisi” diye yazacaktır

“Gerçekte olan” ile “yazılan”, “söylenen” ve “kitleler tarafından doğru/gerçekmiş gibi algılanan” arasında bu denli fahiş fark/hata nadirdir

Türkiye 900 küsür gündür “şike” diye bir “kavram” ile yatıp kalkıyor. 900 küsür gün “şike” konuşulan ülkede “gerçekler” başarıyla gizlendi

Şike ne?

Şike yapmak ne demek?

Şike yapıldığı tesbit edildi ne demek?

Şike yapıldığı tesbit edildi dendiğinde aslında kastedilen ne?

EN ÖNEMLİSİ ŞU: RESMİ MAKAMLAR, MEDYA “ŞİKE” VİRÜSÜ SAÇTIKÇA BİREYLERİN ZİHNİNDE NASIL BİR TAHRİFAT OLUŞUYOR…

Baroni Propagandasını Kim Organize Etti ?

Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe Galatasaray (10/11/2013) maçının hemen ardından, Galatasaray Kurmayları Galatasaray adasında olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda medyadan öğrendiğimiz kadarıyla, 4 kritik karar alındı. En Önemlisi ise “MEDYA DOĞRU KULLANILMALI” Kararıydı.

ünal aysal

Bu toplantının hemen ardından, 16 Numaralı Fenerbahçe oyuncusu Cristian Baroni’ye yönelik Medya üzerinden, Şükrü Ergün açıklamalarıyla beraber organize bir propaganda faaliyeti olduğunu düşündüğümüz “Entegre haberler” yapıldı. ( Medya Doğru Kullanılmalı derken bunu mu kastettiler?).

şükrü ergün

aysal+düş..

Entegre haberler yapıldığı sırada Galatasaray Medya Sorumluluğu için en büyük Alper Mert ile görüşüldüğünü öğrendik, (Twitter kaynaklarımız resmi olmasa da bu bilgiyi doğruluyor).

alper mert

Medyayı iyi takip eden bir taraftar olarak aklıma şu sorular ve şüpheler geliyor..

Cristian Baroni’ye Yönelik bu haberlerin alt yapısında Alper Mert rol almış mıdır?

Ünal Aysal’ın “Medya Doğru Kullanılmalı” kararı, Şükrü Ergün Cristian Baroni açıklamaları ve Galatasaray Medya sorumluluğu için görüşülen Alper Mert, Kontra haberler için “Şeytan Üçgeni” kurmuş olabilirler mi?

Cristian Baroni Fenerbahçe taraftarının en çok eleştirdiği oyuncu olması nedeniyle, kurban seçilmiş olabilir mi? Peki bu bilgiyi Ünal Aysal’ın kurduğu sosyal medya ekibi mi sağlıyor?

Ünal Aysal’ın sosyal medya ekibini itiraf eden Alper Mert, bu ekibe bilgi ve haber sağlıyor mu veya bu ekibe göre mi haber yapıyor?

Galatasaray Sosyal medyada bir ekip kurduğunu ve Galatasaray başkanının sosyal medyada yazılanları takip ettirdiğini söyleyen Alper Mert, Bu konuda Ünal Aysal’a destek mi olmuştur?

Cristian Baroni ve diğer entegre haber PR çalışmalarının fikir babası Alper Mert midir?

Alper Mert’in Geçmişte yaptığı bazı açıklamaları incelediğimiz de;

Terim, Türk futboluna karşılık beklemeksizin emek verdi. Aykut Kocaman Eskişehir maçından sonra sahay girdi. 1 maç ceza aldı paraya çevirildi. Terim Türk futboluna hiçbir karşılık almadan hizmet etti.

Bu camia haksızlığa isyan ediyor. Şenes Erzik’in görevi Türk futboluna hizmet etmek değil mi? Neden savunmuyorlar Galatasaray’ı? Niye başkalarının suçu karası beyaz olurken GS’ye iftira atılıyor, hakkı yeniyor?

Bu camianın isyanı bu haksızlığadır. Yoksa suç varsa ceza çekilir. Galatasaray’da suç örtülmez.

Fatih Terim, Türk ve dünya futbolu için rol modeldir. Suçlu ise alsın cezasını, biz bir şey demeyiz. Ancak bu şekilde haksızlığı kabul etmiyoruz!

9 maç ceza şampiyonluğun ilanıdır. Işıkları kapatsanız da o kupa kalkacak. Siz masa başında uğraşsanız da okupa hakedenin olacak! Galatsaray sizin gibi masa başında kazanmıyor şampiyonlukları.

FT’ye sahip çıkmak suç; şike yapana, hak yiyene sahip çıkmak doğru. Bunları yapanlar şikeyi savunanlar Kahraman oldu Fatih Terim Türk futboluna çağ atlattı, karşılıksız hizmet verdi.

Biz hiç bir siyasinin peşinde GS’nin hakkını savunmak için koşturmuyoruz.

Karşı tarafın futbolcusu ırkçılıktan aklandı. Bir de yanına zenci bir futbolcu koydular. Irkçılık uygulanan karşı taraf ne oldu? Yok sayıldı!

Düşünebiliyor musunuz? Birileri arıyor TFF’yi, şuna şu cezayı vereceksin diyor, bize o ceza veriliyor.

Şike ile şike cumhuriyeti ile uğraşıyoruz. Fatih terim’e verdiğin cezA ile şikeyi temizleyecek misin?

Ağır cezada yargılananlar, şike yapanlar 2 maç alıyor. Fatih terim 9 maç alıyor. Şike yüzünden Şenol Güneş’i bitirdiler. Fatih Terim’leri Şenol güneş’leri bitirerek kendi terimlerinizi kendi Şenol güneşlerinizi yaratmazsınız, kapasiteniz yok çünkü.

Hakemler, mahkeme başkanları, mahkemeler, adalet harcandı. Şike yapanlar aklandı. Bana asla hiç kimse sipariş haber yaptırmamıştır. Asla kimse beni arayıp bir suçu kapatmak için haber yapmamı istememiştir.

Biz adalet için isyan ediyoruz. Susmayacağız.

Kadir çetinçalı (telefon bağlantısı) GS’nin rakipleri sadece sahada değil. Masa başında rakipleri var. 3 Temmuz’da verilen cezaları, aklananları hepimiz biliyoruz. Fatih Terim’in bitirmeyeceksiniz.

Bizim sözlerimiz Fatih Terim’in aldığı ceza değil. Adalet tek taraflı sağlanıyor. Karşı camia ödüllendiriliyor. Bugün burada bunun konuşulmasının sebebi bu. Koskova Trabzon’un bugün bu noktada olmasının sebebi 3 Temmuz’dur. Kim verecek bu haksızlığın cevabını? Bi Atatürk’ün çocuklarıyız.</ins>

Bir tarafta ağır cezada yargılananlar bir tarafta topu yere vuranlar var. Fatih Terim’e 9 maç müebbet yazmışlar. Böyle bir şey olamaz, bunlar ağırımıza gidiyor.

Arif kızılyalın: Fatih Terim adam mı öldürdü? Adam öldürmüş olması lazım. Yeni sezonda zEkeriya alp gidiyor. Bu duyumu aldım. Umarım yeni gelecekler böyle olmazlar. Buna dikkat etmek gerekir. Sayın Terim’e ceza ek bir ceza daha istiyorum. Evinin yakınındaki fırınlar Terim’in ekmek de satmasınlar, hocamızı aç bırakalım.

Alper M: medyanın görevi yanlış olanın üzerine gitmek. Medya hakim yada avukat değildir. Kimseye suç belirleyemez. Gazetecilik yürek işidir. Yüreğin yoksa yapmayacaksın. Bizim gibi dürüst gazeteciler tetikçi oldu. Ben bunun savaşını vermeye devam edeceğim. Şikecilerin yanında olanlar Fatih Terim gibi dürüst bir insanı eleştiremezler. Bu bir adalet savaşıdır. Biz gazeteciliğimizi adalet için yapacağız. Zamanında şike yok diyenler Terim’i eleştiremezler. Zamanında şike var diyenler eleştirebilir bizi. Biz bu işi helaliyle yapmaya çalışıyoruz. Basını böyle tetikçilerden temizlemek için de uğraşıyoruz, inşallah o da olacak az kaldı.

Bugün adalete Galatasaray’ın ihtiyacı var. Ben pazarlıkla konuşmam. Türkiye’de adaletin timsali Galatasaray’dır. O kupa kalktığında bu adalet sağlanacaktır.

Bu açıklamaları yapan birinin sadece muhabir olması enteresan, tanımayan biri okusa Kulüp yöneticisi olduğunu düşünebilir. Geçtiğimiz hafta itibariyle yapılan haber ve PR çalışmalarının özetini yazının başında verdim. Galatasaray Medya Sorumluluğu için Alper Mert’in Düşünüldüğünü biliyoruz. Ünal Aysal’ın “Medya Doğru Kullanılmalı” kararını Medya’dan duyduk, Şükrü Ergün’ün açıklamalarının ne kadar hızlı yayılıp, gündem yarattığını hep beraber izledik, bu izlenimler ışığında, geçmişte Alper Mert imzalı haberleri aşağıda paylaştım, yorum siz okuyanların…

alper 105_madde

alper can

alper men

alper mert __

alper mert uefa

alper mert

alper mert_

alper mert____

alper mert1

alper sermaye

alper uefa

alper!

ALPER%~1

alper_!

alper__

alper_______

ALPER-~1

alperalper

alpercik

alpergs

alperm

alpermertt

alperuefa_com

Lütfi Arıboğan, Mehmet Helvacı, Ebru Köksal daha önce yaptıkları başarılı misyon çalışmaları nedeniyle, şu anda Galatasaray yönetiminde aktif olarak görev yapmaktadırlar. Alper Mert’in hangi başarısı, Galatasaray Medya sorumluluğu görevi için düşünülmesine neden oldu? Yoksa Baroni haberleri mi? Acaba bir gemi daha mı dönüyor yuva limana?

Göstere göstere…

maaa

18 Eylül 2013 günü saat 13.54’ten sonra “Mehmet Ali Aydınlar’ın gözyaşı” da Fenerbahçe ile ilgili saldırı başlıklarının arasına eklendi

1 dakika 42 saniyelik “gözyaşı” videosu, saat 14:43 itibarıyla üzerine (olumlu, olumsuz) çok yoğun yorum yapılan konu haline geldi.

Çok kısa sürede dha kaynaklı “tıpkı metin” tüm medyada “Tıklayın Mehmet Ali Aydınların gözyaşlarını izleyin” haberinin altında yer buldu.

Mehmet Ali Aydınlar’ı ağlattılar

Mehmet Ali Aydınlar, düzenlediği basın toplantısına kendisine oğlu ile ilgili sorulan bir soru sonrasında gözyaşlarına hakim olamadı…

Türkiye Futbol Federasyonu Eski Başkanı Aydınlar’ın, düzenlediği basın toplantısında çok ilginç anlar yaşandı…

Bir basın mensubunun “Aziz Yıldırım’ın sizin için söylediği ‘Yaşadığı acıyı unutması için voleybol şubesini verdik’ sözleri hakkında neler düşünüyorsunuz” sorusu sonrasında şunları söyledi ve gözyaşlarına hakim olamadı: “Herkesin manevi değerleri vardır. Ben 2007 yılında voleybol şubesine sponsor oldum ve başına geçtim. Benim oğlum ise 2008 yılında….”

Mehmet Ali Aydınlar, cümlesini tamamlayamadan gözyaşları içinde kaldı. Aydınlar’ın ağlamasından sonra soruyu soran gazeteciye salonda büyük tepki oluştu...

100’ü aşkın internet sitesinin aynı anda yaydığı “tıpkı metin”le anlaşıldı ki “Aydınlar’ın gözyaşlarının müsebbibi Aziz Yıldırım”mış.

Yine o saatlerde şaşılacak kadar hızla Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012’de NTVSPOR’daki açıklamalarının ilgili bölümü tüm mecralarda paylaşıldı

Aksi kanıtlanana kadar Aydınlar’ın “yeni bir fay hattı/kırığı oluşturma amaçlı uygulama”da kendi iradesiyle rol almadığını kabul etmeliyiz

Az sonra paylaşacağım yayınlanarak aleniyet kazanmış metinleri okuyup; linklerdeki görüntüleri izledikten sonra belki bir fikir oluşabilir.

Aydınlar’ın kasti “rol”ü olduğunu söylemek şimdilik zor ancak göstere göstere yapılan medya uygulamasını “organize edenler” ipucu bıraktı

Mehmet Ali Aydınlar’ın ne düşünüp, tasarlayarak basın toplantısı düzenlediğini bilmiyoruz. Her ne umduysa tam aksi etki yaptığı muhakkak

Mehmet Ali Aydınlar’ıntaaa14 Eylül 2012 günü yazılı açıklamayla yapacağını ilan ettiği basın toplantısından beklentiler çok fazlaydı.

Aydınlar’ın beklentilerinden ziyade, yapacağı bilinen konuşmanın yaratacağı etkiden faydalanmak isteyenlerin ne yapacağı kritik öneme haizdi.

Aydınların konuşmasından beklenen en büyük fayda (kendisinin haberi var veya yok) geçen hafta meydan okuyan Aziz Yıldırım’a mesaj vermekti.

Aziz Yıldırım ismi etrafında yaratılan “medya şablonu ürünü” olumsuz algıyı güçlendirmek, kaos ortamı yaratmak, kongreyi etkilemek vsde var

Aydınlar’ın basın toplantısı saat 13.30 itibarıyla normal seyir izliyordu. (Benim değil, bilimsel parametrelere bakan ekibin görüşü.)

Referans mecralar incelendiğinde Fenerbahçe taraftarının ekseriyetle öfkelendiği, diğer sporseverlerin olumsuz baktığı sonucuna varılmıştı

Çok önem verilen Hürriyet “etekte”, Milliyet “kutu”da görmüş, NTVSPOR umulan sıcaklığı göstermemişti. Sabah “Kutu”ya dahi almamıştı.

“Aday değilim ama” etkili olmuş olamazdı. Bilinmeyen bir durum değildi. Asıl endişe yaratan medya gruplarının patron katının yaklaşımıydı.

Hayal kırıklığıyla bitmesi muhtemel toplantının sonuna doğru öyle bir hadise yaşandı ki diğer her şeyin önüne geçti. Herkes istediğini aldı

Aydınlar’ın aday olup olmaması, hatta UEFA ile ne konuştuğu aslında sürece nezaret edenlerin umurunda değildi. Onların hesabı şuydu:

Bu toplantıdan sonra Fenerbahçe’deki kongre sürecine etki edecek bir fırsat elde edilebilir mi? Baskıyla kırmak üzere yeni bir fay hattı oluşur mu?

Aydınlar’ın kendi iradesiyle dahil olup olmadığı bilinmese de “organize ekip” 1 yıl önce altyapısı hazırlanan eylemi gerçekleştirdi.

Fırsat yaratılır yaratılmaz nasıl saldırıldığını tüm Fenerbahçeliler izliyor. Açıklama. Şok cevap. Sert açıklama. Jet yanıt. “ARABULUCU”lar.

Yeter ki Fenerbahçe’de kaos devam etsin. Yeter ki hukuki sürece kimse konsantre olmasın. Aman iki huzurlu gün geçmesin!!!!

Peki “evlat acısını bile kullanacak kadar acımasız Aziz Yıldırırm” saldırısının “medya uygulaması”nın alt yapısı nasıl gerçekleştirildi?

Eğer Fenerbahçe yönetimi bu tür “UYGULAMA”ların önüne geçemezse o pratiğe sahip olmazsa huzur bulma şansı yoktur.

Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012’de yaptığı açıklamanın bedeli bugün ödetiliyor. 13 Eylül 2013’de yaptığı açıklamanın da bedeli olacak.

13 Eylül 2012’de NTVSPOR’daki açıklamada sarfedilen “çarpıtılmaya elverişli” ifadenin benzeri cümleler 13 Eylül 2013’te de kayda alındı.

“Başkan Yıldırım neden malzeme veriyor. Vermesin. Zorla mı konuşturuluyor” diyenler çıkacaktır. Böyle düşünenlerin haklılık payı var.

Ancak az sonra örneklerle açıklayacağım girişimler düşünüldüğünde, bu kadar haince plana olan insana suç bulmak bana kolaycılık gibi geliyor

Önce planı yapan, uygulayan ve faydalananlara bakıp; sonra “Başkanım siz de biraz ölçüp biçip konuşun” demek daha doğru

13 Eylül 2012’de NTVSPOR’da programa karılmadan önce Aziz Yıldırım’a sistemli bir baskı uygulandı. “Konuş. Açıkla. Susma”

Bir yandan Aziz Yıldırım’a “Konuş” baskısı yapılırken dahilde “Konuşursa mutlaka malzeme verir. Vermese de malzeme yaratırız” deniyordu

Şöyle bir öngörü vardı: “Konuşursa anlık öfke sıçramasıyla hata yapma potansiyeli var. İrticalen konuştuğundan mutlaka açık verecek. ”

Ve deniyordu ki “Bu konuşmadan sonra öyle bir baskı oluşsun ki konuştuğuna pişman olsun” SONRA TEKRAR SUSMA! KONUŞ! AÇIKLA BASKISI!!!

Diğer pek çok konuda olduğu gibi sistemli olarak “Sussa dert, konuşsa dert” sarmalına sokulup yıpratılacaktı. Kaos planının parçası

“Konuşsun” ısrarının bir nedeni de “Aziz Yıldırım’a topyekün hücum yapılmasın. O hallerde taraftar etrafında kenetleniyor. Hata bekleyin”

Stratejinin temeli: Hata yapmasını bekle. Hata yapmazsa hayata sevket. Hata yapınca kaşı. Kanat. Yaraya dönüştür. Gerektiğinde kanat

Başkan Aziz Yıldırım 13 Eylül 2012’de NTVSPOR’daki programda “malzeme bekleyenlere” ummadıkları kadar malzeme verdi. “Alex efsane değil…”

Bu arada bir de “bonus” elde ettiler. Başkan Yıldırım’ın Aydınlar ile ilgili soruyucevaplarken sarf ettiği bir cümleye çok sevindiler.

Ancak fırsatçıların “Büyük iş yapar” diye sevindiği cümle ertesi gün pek rağbet görmedi. Ve “işlenmesine” karar verildi.

Çünkü, Aziz Yıldırım aleyhine kullanılacak her veri “anahtar cümle” denen bana göre virüsten farksız saldırı aracı haline dönüştürülüyor.

Virüsler, profesyonel ekibin stratejisi çerçevesinde medya aracılığıyla ekranlardan zihnine giriyor. İhtiyaç anında infilak ettiriliyor

Aziz Yıldırım’ın 13 Eylül 2012 günü NTVSPOR’da yaptığı açıklamanın hemen ardından “anahtar cümle” uygulaması medya şablonu hazırlandı.

O tarihlerde öncelikli stratejik hedef Alex’ti. O nedenle “Alex efsane değil” ön plana çıkarıldı. Ve kolayca hatırlanacak diğer polemikler.

Onların tabiriyle “Evlat acısı” uygulaması öncelikle değildi. Yine kendi ifadeleriyle “kısık ateş” te pişirilmeye uygundu.

“MEVLÜTE GİTTİK… OYALANSIN DİYE … KIZ TAKIMINI VERDİK”

Aziz Yıldırım’ın açıklama yaptığı gece ve ertesi gün yayınlanan bazı haberleri dikkatinize sunuyorum. Haberi yayınlayanların hepsi bu organizasyona dahil diyemem. Ancak her bu tür haber yaymada kullanılanlar hemen dikkatiniz çekecektir.

1. Aziz Yıldırım’dan bomba açıklamalar – Hürriyet Futbol

hÜRRİYET

14 Eyl 2012
– Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne çıkar. … Aykut Kocaman’ın istekleri doğrultusunda bir yola giriyoruz ama buna izin ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. …Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. …Biz de kız takımını verdik.

2. Aziz Yıldırım canlı yayında konuştu – EnSonHaber.com

son haber

Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne çıkar. ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la …

3. Aziz Yıldırım Başbakan’a Teşekkür Etti – Medyataraf

Medya Taraf

14 Eyl 2012 – Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında kızlar arasında …

4. Söz Aziz Yıldırım’da – Milliyet Haber

Milliyet

13 Eyl 2012 – Okumazlar diye herkes bir şeyler yazıyor. Ekonomi … Heykel yapma niyetimiz var dediler. Ben de “yapın” dedim. …..Çocuğu vefat etti, hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali Koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. Bir şeyler ver dediler. Biz de kız takımını verdik.

5. Aziz Yıldırım’dan çarpıcı açıklamalar – Posta

Posta

14 Eyl 2012 – Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında kızlar arasında …

6. Aziz Yıldırım Merak Edilen Soruları Cevapladı – Acunn

acun

3 Eyl 2013 – Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında kızlar arasında …

7. Ve söz Aziz Yıldırım’da | Spor | Finans Gündem

finans gündem

14 Eyl 2012 – Zamanında paranın bir kısmını biz ödedik bir kısmını da sponsorlar ödedi. Her şeyi kendimiz ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler 1Bir şeyler ver dediler.” Biz de kız takımını verdik. Devre arasında …

8. Aziz Yıldırım’dan bomba gibi açıklamalar – F5 Haber

f5

14 Eyl 2012 – Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne …. Zamanında paranın bir kısmını biz ödedik bir kısmını da sponsorlar ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. Acısına katıldık. Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler 1Bir şeyler ver dediler.

9. haberfark.net – Alex efsane değil… Aziz Yıldırım’dan bombalar …

haberfark

14 Eyl 2012 – 3. sene tüm Türkiye’yi domine edecek bir kadro kurmuşken başımıza olaylar geldi, ….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık.

10. Radyospor – Aziz Yıldırım konuştu!

Radyo spor

14 Eyl 2012 – Büyük yıldızların belli süreçlerden sonra kendilerinde egolar öne çıkar. …Bir dosta attığı tweet kamuoyuna yansıtılırsa her gün kavga çıkar. Alex’in….Çocuğu vefat etti hemen yanına gittim, gerekenleri yaptık. …Ali koç’la beraber mevlütüne geldik. Sonra yanında olanlar geldiler. …Biz de kız takımını verdik.

Kriz Çıkarma Amaçlı Diğer Haberler

Kriz çıkarma amaçlı haberler istenen verimliliği sağlamadı. Mehmet Ali Aydınlar 14 Eylül 2012 günü yazılı açıklama yaptı.

aydınlardan yanıt

AYDINLAR’DAN AZİZ YILDIRIM’A CEVAP

Aydınlar ülke spor adına konuşmasının zamanının geldiğini, yurt dışından dönüşünde konuşacağını bildirdi. Polemik alevlenmemişti.

Polemiğin alevlendirmesi ve konuşmanın çarpıtılıp; yıkıcı amaçla kullanmaya müsait formata sokulması için 2 gün daha beklemek gerekti.

Çünkü yazılı, görsel ve internet medyasında tohumu atılan, etkisi ölçülen ve değerlenen anahtar cümleler hafta sonları zihinlere mıhlanıyor

Futbol üzerine konuşma vaadiyle ekran başına topladığı seyircilere virüs yayan spor programı görünümlü yayınlar önemli işleve sahip.

16 Eylül 2012 tarihli Telegol’de “Evlat acısı şablonunu”nun nasıl uygulandığını görmek mümkün…

Hatta iyimserlik olacak belki ama Aydınlar ve ailesinin yayınların etkisiyle normalin fevkinde öfkeye kapıldığı bile varsayılabilir

Program “Mehmet Ali Aydınlar Telegol’e konuştu” klibiyle başlıyor.

Hem Aydınlar’ın hem Sadri Şener’in Aziz Yıldırım’a sert yanıtla vereceği anlaşılıyor. Bu mesajlar sürekli altyazı olarak dönüyor.

Aziz Yıldırım’ın konuşmasından seçme başlıklar 20’şer dakika konuşuluyor. Hem kendi taraftarı, hem rakip taraftar öfkelendirilerek hazırlanıyor

telegol 1

telegol 2

telegol 3

telegol 4

telegol 5

telegol 6

telegol 7

telegol 8

Yaklaşık iki saat özellikle seçilen Alex konusu başta olmak üzere sinirlendirilen seyirciye Aziz Yıldırım’ın Aydınlar’la ilgili açıklaması dinletiliyor.

Güntekin Onay’ın sakin insanları dahi çıldırtan tarzı malum. Yani fitil ateşleniyor. Serhat Ulueren “Biraz da kırıcı oldu” kaseti yayınlıyor

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONU ŞU: SÖYLENMESE DAHA İYİ OLUR CÜMLESİ “CENAZEYE GİTTİM. HALİNE ACIDIM. VOLEYBOL TAKIMINI VERDİM”E NASIL DÖNÜŞTÜ…

“BUNLARI ANLATMAZDIM AMA İÇİME UKTE OLDUĞU İÇİN SÖYLÜYORUM”… NOKTASINA NASIL GELİNDİ. KONUŞMANIN DEŞİFRESİ AŞAĞIDA…

AYDINLAR’I GÖZYAŞINA BOĞAN KONUŞMA DENİLEREK DÜNDEN BU YANA BAZI PAYLAŞIMLAR YAPILIYOR. YAKLAŞIK 10 DAKİKALIK GÖRÜNTÜNÜN YARISI VAR. TAMAMINI BİLMEK GEREKİYOR. HERŞEYDEN ÖNEMLİSİ İSE AZİZ YILDIRIM BU KONUŞMAYI NEDEN YAPTI, ONU BU KADAR ÖFKELENDİREN OLAY NEYDİ SORUSU HİÇ SORULMADI. BU SORUNUN YANITI OLAYIN ANAHTARI SAYILABİLİR
2.03.36

Güntekin Onay: Peki Sayın Mehmet Ali Aydınlar iyi bir Fenerbahçeli. Fenerbahçe’ye hizmet etmiş

Aziz Yıldırım: Öyle olduğunu sen söylüyorsun

Güntekin Onay: Fenerbahçe’ye hizmet etti. Yöneticilik yaptı

Aziz Yıldırım: Yapmış olabilir

Güntekin Onay: Voleybol takımına sponsorluk yaptı.

Aziz Yıldırım: ….demiyorum

Güntekin Onay : Ters düştünüz

Aziz Yıldırım: Ters düşmedim (2.03.49)

Güntekin Onay: Biraz o konuyu açar mısınız? Sayın Mehmet Ali Aydınlar…

Aziz Yıldırım: Açayım. Ben Metris’te yatarken. Dışarıda eğer tersi olsaydı içeride yatan kim olursa olsun mahkemesi varsa bazı olayları yaşıyorsa ediyorsa onlar hakkında yorum yapmazdım. Hiçbir zaman yorum yapmazdım. Hiçbir zaman yorum yapmazdım. Her gün de gider ziyaret ederdim (2.04.14) Konuşurdum. Ederdim. Yine kendi bildiğimiz yapardım. Ben böyle düşünüyorum. Yapardım. (2.04.19) Hastaneye geldiği zaman söyledim ben kendisine. Bu tamamen bir operasyondur. Sakın tuzağa düşme. Fenerbahçe ile ilgili hiçbir şey yok dedim. Sonunda hiçbir şey çıkmayacak dedim. (2.04.30) Göreceğiz hep beraber.

Rıdvan Dilmen: Temmuz başında

Aziz Yıldırım: Tabi tabi hastaneye geldi. Hasekiye. Şeye Şişli Etfal’e. Geldi gece. Söyledim bunu kendisine. (2.04.41) Bu süreç devam etti. Her seferinde bizim yöneticilerle konuşuyor ediyorlar. Avukatı da bana geliyor. Arada sırada. Şekip Beyin ortağıdır. Ben anlatıyorum. Ona da anlatıyorum. Bak burada bu var. O ara maçları çalışmaya başladım. Okuyorum. Görüyorum. Bu böyle yanlıştır. Şu şöyledir. Böyledir. Kendi düşüncelerimi anlatıyorum O’na. Burada bir şey yok. Burada bir şey yok. Tamam mı? Süreç devam ediyor.(2.25.11) Fakat kendisi çıktı dedi ki, yargılama başlamasına 3-4 gün vardı, “yargılama başlasın kimin ne olduğunu göreceğiz” Daha biz yargılanmadık ki. (2.05.27) Mahkemeye gidiyoruz yani. Bunu düşmanın söylemez yani. Böyle bir söz söylenir mi? Bakın be ne yaptım Mehmet Ali Aydınlar için. (2.05.34) Dinliyorsa bunları hep duysun. Allah kimseye göstermesin. Çocuğu vefat etti. Rahmetli Hasan Doğan, ben, Cihan Kamer hemen kendisinin yanına gittik. BUNLARI ANLATMAZDIM AMA İÇİME UKTE OLDUĞU İÇİN SÖYLÜYORUM. Gereken neyse biz düşen görevleri yaptık. (2.05.56) Acısına her türlü katıldık. Ali Koç’la beraber özel helikopterle beraber mevlütüne geldik. Her bir şeyde bulunduk yani. Bulunmaya çalıştık.
Rıdvan Dilmen: Olması gereken buydu

Aziz Yıldırım: Normal bir insanın… Olması gereken… Yapması (gereken)görevleri yani. Demin söylediğim görev nasıl insani bir görevse biz de insani görevlerimizi yerine getirdik. Sonra geldiler dediler ki yanında olan isimler, kullanmıyorum şu anda, buna bir şeyler ver. Şekip Bey’de O’na bazı konularda yardımcı olmaya çalıştı. Tuttuk biz kız voleybol takımını kendisine verdik. Gel dedik sorumlu sensin. Bütün arkadaşlarıma dedim. “Kimse konuşmayacak, karışmayacak. Verin. Yürüsün” Yürüttüler. Devre arasıydı. Problem çıktı kızlar arasında. Kızlar gruplara bölünmüştü. Gruplaşma olmuş. Antrenörü yanlış seçmişler. Bir sene önce başarılı olan antrenörü göndermişler. Yanlış bir antrenör getirmişler. O antrenörlerden dolayı menajerlerle problemler olmuş. Oturdum ben yönetim kurulu toplantı odasında bütün sporcuları çağırdım, yetkilileri çağırdım, kendisi gelmedi. Ben bu kulüpte grupçuluğa karşılık bu kadar uğraş verirken siz voleybol takımı içinde gruplaşma yapıyorsunuz. Bunun olmaması gerekir. Bunlara müsaade etmeyiz diye konuştum. Toparladık. Antrenörün işine son verildi. (2.07.24) Sonra Belçika’dan Mehmet Ali Bey kendisi antrenör buldu. Getirdi. O sene kız takımı şampiyon oldu. Ardından bu süreç içinde hiçbir Fenerbahçeli yönetici oralara karıştırmadım. (2.07.40) Sanki orası kendisine bağlıymış gibi, oranın başkanıymış gibi devam etti. Transfer yaptı. Haber vermedi. Herkse kızdı. İçerideki bütün herkes “bu ne oluyor” dedi. Hiçbir tanesini karıştırmadım. Başarılı oldu. (2.07.57) O zannetti ki başarıları Mehmet Ali Aydınlar kazanıyor. Bütün başarıları… Burada da… Başarısızlık varsa benden, başarı varsa Fenerbahçe’nin kendisindedir. Büyüklüğündendir. Takım şampiyon olur. Aziz Yıldırım şampiyon yapamaz. (2.08.12) Fenerbahçe’nin kendisi, o arma yapar. O zannet ki, gittik Katar’a şampiyon olduk kendisi yaptı etti. Dünya Şampiyonu olduk. Oradaki takımlar zayıf. Bu sene de gidiyorlar. Bu sene de şampiyon olacaklar. Ondan sonraki sene Fenerbahçe Avrupa Şampiyonu oldu. Bu çalışmaları yaparken kendisine yetkileri ben verdim. Bir başkası olsa bu yetkileri vermezdi. Kullandırmazdı. Bir gün kıskanmadım. Bir gün etmedim. O kupayı O’na kaldırttım. (2.09.05)

Güntekin Onay: Süreçteki kırgınlığınız neden?

Aziz Yıldırım: Kırgınlığımız. Ben hapisteyken. Cezaevindeyken “Göreceğiz neler olduğunu” diye ortaya çıkması.”Vaay neler olmuş” diye feryatlar. Gidiyor savcıyla konuşuyor. Savcı buna ne söylüyorsa onları yapıyor. Bize ömür boyu ceza vermek için uğraşıyordu. Onları yaptılar. Bunları yaptılar. Neleri var. Konuşmalar. Devletle olan ilişkilerdeki o tutarsızlıklar. Bunlara girmeyeyim.

Aziz Yıldırım’ın açıklamalarından sonra Telegol yorumcuları (diğer kanallarda da aynı şekilde) “evlat acısı odaklı konuşmalarına başlıyor

Ziya Şengül: Aziz Yıldırım şampiyonluklarda Teknik direktör mü yaptı demişti .Maa gazetede okuduğuma göre onlardan daha fazla Fenerbahçe’ye parasal destek verdiğini söylüyor. BUNLAR BURADA KONUŞULACAK ŞEYLER Mİ? Bunların barışması mümkün değildir.

Kaya Çilinigroğlu: (2.14.01) Bir adamın evladının cenazesine gidip, o adamın yanına olmayı kalkıp bir insan televizyonda nasıl söylüyor ya. Yazıklar olsun. (2.14.09) Ben insanla ilgili evladının cenazesine gittim diye… Oturuyor diyor “bana bu mu yapılmalıydı?” Ne yapacaksın gitmeyip? Evlat acısı kadar kötü bir şey olur mu? Allah hiçbirimize göstermesin? Hepimizin evladı var. Evladının cenazesine gittim. Helikopterle. Ali Koç’la falan filan. Böyle bir konuşma yapıyorsun ya. (2.14.30) Çok ayıp ya. Burada söyleyemeyeceğim şeyleri söylerim orada karşımda olsa. (2.14.37)

Kaya Çilingiroğlu: Böyle bir şey var mı ya? Bir insanın evladını kaybetmesi kadar kötü bir şey olabilirmi? (2.14.43)

Erman Toroğlu: Şaşırdın mı?

Kaya Çilingiroğlu: Evet şaşırdım. Sana bir şey söyleyeyim mi? Bu konunun üstüne fazla bir şey konuşmak istemiyorum. (2.14.49) Voleybol şubesini ona verdim diyor. Adam çakıl taşı mı verdi? Ciddi paralar harcadı. O takım dünya şampiyonu olmadı mı? (…) Saçma sapan konuşuyor. Yazıklar olsun. Hiç yakıştırmadım. Hiç beklemediğim bir şey. (2.15.12)

Gökmen Özdenak: Beni de hiç hayal kırıklığına uğratmadı. Aziz Yıldırım bu.

telegol 9

Bir süre “Evlat acısı” teması işleniyor ama amaç farklı: GİTMEZSEN SEN BUNDAN SONRA KÖTÜ GİDECEKSİN

telegol 10

Erman Toroğlu: Arkadaşlar. Anne babamı kaybettim. Hayatımın en acı günü de yeğenimi kaybettim. Abimin oğlu. Trafik kazasında. Hastanede. Hala da burnumun direği sızlar. Bu..şu adamları gördükten sonra… Adamın oğlu ölmüş. (2.15.47) Dünyanın sonu. Adama diyor ki. Gittik diyor. Dediler ki buna bir şeyler ver. Voleybolu verdik. Ya Aziz Yıldırım. Hakikaten sen busun ya. Hakikaten sen busun ya (2.16.11) ALLAH AŞKINA BU ALEMİ TERKET YA. BU FUTBOLDAN GİDERSEN FUTBOL RAHATLAYACAK YEA. SEN ZİE DİYORSUN AMA SEN GİDERSEN FUTBOL RAHATLAR GİTMEZSEN BU FUTBOL RAHATLAMAZ. (2.16.24) BU FUTBOLA ÖYLE GELDİN Kİ BU FUTBOLU DUMAN ETTİN. NELERE SOKTUN YA. ŞEYE GİRDİN MAHKEME KONUŞACAĞIM KONUŞACAĞIM DEDİN SADRİ ŞENER’E YAPTIĞIN KIYAĞI ANLATTIN YA. SADRİ ŞENER’E İHALE VERMİŞ. SADRİ ŞENER’E VERDİĞİN İHALENİN ŞİKEYLE NE İLGİSİ VAR. (2.16.50) YAV SEN NASIL BİR İNSANSIN. AMA SEN BUSUN. BEN SENİN YERİNDE OLSAM BUNDAN SONRA KALMAM. TEŞEKKÜR EDER GİDERİM. GİTMEZSEN SEN BUNDAN SONRA KÖTÜ GİDECEKSİN. BEN SANA SÖYLEYEYİM. ÇOK NET SÖYLÜYORUM. HERKES DİYORDU Kİ AZİZ YILDIRIM ÇIKACAK HESAP SORACAK. BENS ENİN ÇIKMASI İSTEDİM. ÇIKTIĞIN ZAMAN BUNLARI YAPACAĞINI BİLİYORDUM. EĞER İÇERİDE KALSAYDIN MAĞDURU OYNAYACAKTIN. (2.17.16) TÜRK İNSANI MAĞDURU SEVER. ŞUNLARI DUYAN TÜRK İNSANININ SENİN İÇİN NELER DÜŞÜNDÜĞÜNÜ BEN İYİ BİLİYORUM. (2.17.23) ALLAAAH. ÖZELİKLE SANA VE BANA EVLAT ACISI VERMESİN. BİR FUTBOL İÇİN BUNLARI KONUŞABİLİYORSAN YAZIKLAR OLSUN SANA. (2.17.37)

telegol 11

Serhat Ulueren, Mehmet Ali Aydınlar’ı 15 Eylül’de veya 16 Eylül gündüz saatlerinde bulmuş ve tele röportaj yapmış. Aydınlar’ın kullandığı bazı sözler çok dikkat çekici:

MAA: Sorulara cevap verirsem yaptığımız açıklamanın anlamı kalmaz. Gereğini yapacağız. Merak etme.

Serhat Ulueren: İşte tamam gereği ne ama yani?

MAA: GÖRECEKSİN GEREĞİNİN NE OLDUĞUNU. (2.12.08)

Serhat Ulueren: Biraz ipucu verseniz

MAA: ARTIK BENİ İZLEYEBİLİRSİNİZ OK YAYDAN ÇIKTI. ATRIK BENİ İZLEYEBİLİRSİNİZ. GÜNAH BENDEN GİTTİ. SUSTUM AMA BİTTİ ARTIK. BEN ARTIK BU İŞİ KAFAMA TAKTIM. BENİM BİRİNCİ İŞİM BU İŞ. ONUN İÇİN BEN BU MÜCADELEDE GALİP ÇIKMAK ZORUNDAYIM. DOLAYISIYLA HER ADIMIMA DİKKAT ETMEK ZORUNDAYIM. (2.12.26)

Serhat Ulueren: Savcıyla hangi pazarlığı yaptınız? Aziz Yıldırım’ı hangi anlamda sattınız? Bunları sormam lazım.

MAA: Öyle bir şey yok ki. Olmayan şeyi nasıl söyleyeyim. (2.12.41)

Serhat Ulueren: Çok canı yanmış. Döndükten sonra çok çarpıcı açıklamalar yapacak Aziz Yıldırım’la ilgili. BİR KEZ DAHA İZLEYELİM. (2.13.02) Tarih 16 Eylül 2012 Pazar

Tartışma 17 Eylül 2012 Pazartesi günü tartışılacak gibi duruyor. Ancak ertesi gün bambaşka bir gündem var. Aziz Yıldırım’ın askerlik mevzusu

Baransu “bomba” haber yapmış! Baransu’nun zaman zaman ısıtılan konuyu aniden gündeme getirmesi kadar Serhat Ulueren’in yorumu daha ilginç

Serhat Ulueren “Aziz Yıldırım askerler, şehitler, Atatürk hakkında konuşunca Baransu çok kızmış haberi yazmaya” karar vermiş.

17 Eylül 2012 Pazartesi Aziz Yıldırım’a kendi açıklamaları üzerinden vurma gecesine dönüştürülüyor. “Evlat acısı teması” da unutulmuyor

SAHNE SELİM SOYDAN’IN: Son televizyon programından sonra ben Aziz Bey olsam bir daha televizyona çıkmam. HAYDAAA… ÇOCUĞUNUN ÖLÜMÜNÜ KARIŞTIRARAK…

TELEGOL 12

Selim Soydan: 1.37.24 Son televizyon programından sonra ben Aziz Bey olsam bir daha televizyona çıkmam.Bir daha televizyona çıkmam. Bir daha da böyle iddialı şeylerle konuşmam. ÇÜNKÜ ÜZÜLÜYOR FENERBAHÇELİLER. Ben şahsi fikrimi söylüyorum. Hiçbir şekilde çıkmam televizyona.

Serhat Ulueren: Baransu şeyden çıkarmış. (Haberi yapma amacı) NTV’deki programında asker, şehit, Atatürk kelimeleri üzerine duygu sömürüsü yapmaktan çekinmedi. Şehitleri anması. Ailelere başsağlığı dilemesi.

Selim Soydan: 1.38.37 Neden bu lafı ettiğimi de söyleyeyim. Neden bundan sonra televizyona çıkmasın dediğimi söyleyeyim size. En son konuşmasında bir laf geçti. Mehmet Ali Aydınlar’la. Ve dedi ki… İnanamadım. (Önüne bakıyor) Hele evladı öldükten sonra (dikkatli bakınca Gökmen Özdenak seçiliyor) oyalansın diye… böyle bir cümleyi ettiği andan itibaren çok soğudum ben bu işten. Hakikaten Ziya çok soğudum. (13.39.08) Günahtır. Ayıptır. Ne yapmış Mehmet Ali Aydınlar. Küçümseyerek, hiçe sayarak, lütfen verdim, hani … Şöyle anlatayım. Bunu duyan herkesin… herkesin

Selim Soydan: (kanı donmuş gibi) tuhaf(!) olmuştur yani. Ne oluyor demektir. (1.39.37)

Gökmen Özdenak: Böyle benzetme olur mu yani?

Selim Soydan: Günahtır. Ayıptır. Mehmet Ali’nin Fenerbahçe kulübü için ne yaptığını anlatsınlar. Doğru anlatsınlar. Eğer Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçeli olmasaydı felaketler gelirdi bu kulübün başına. Felaketler. Doğruyu anlatsınlar. Ne yaptı Mehmet Ali Fenerbahçe için. Her yıl 10 milyon dolar verdi. Ne yaptı Fenerbahçe için? En büyük kupayı kazandı getirdi. Eğer ben olsam Aziz Yıldırım her şeyden önce çok teşekkür ederim. Ancak böyle büyür bir insan. AMA BÖYLE KÜÇÜK GÖRMEKLE ÇOCUĞUNUN ÖLÜMÜNÜ KARIŞTIRARAK… AYIP BÖYLE KONUŞMAK.

Gökmen Özdenak: Kimseye Allah evlat acısı göstermesin.

Selim Soydan: Ayıp ayıp. GÜNAH BİR DE… ONUN İÇİN TAHMİN EDİYORUM MEHMET ALİ AYDINLAR ARTIK HERŞEYİ ANLATMASI LAZIM. AÇIK AÇIK KONUŞMASI LAZIM. BU OLDU. BUNU SÖYLEDİM. BUNU YAPTILAR. (1.41.02) HERGÜN ÇOCUğU KÖTÜLÜYORLAR. HİÇBİR SUÇU YOK BU KONULARDA MEHMET ALİ AYDINLAR’IN. BİR TEK SUÇU FENERBAHÇELİ OLMAK.

Erman Toroğlu: Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçe’yi kurtarmak için kendini feda etti. (1.41.18)

Ziya Şengül: En büyük hatası ne biliyor musunuz? Voleybol takımı tarihin en büyük şampiyonluğu getirdiği gün en büyük hatasını yaptı (1.41.34)

Selim Soydan: Bu çocuk gitmiş sana en büyük kupayı kazanmış sana. Onunla iftihar edeceksin. Aferin diyeceksin. Değil çocuğu öldü de biz bunu verdik. Böyle bir laf olur mu yaaa. Kimse bunun izahını..

Erman Toroğlu: O laf iğrenç (1.42.17)

Selim Soydan: …edemez arkadaş. Günahtır ya.

Gökmen Özdenak: Selim abi… Öyle bir ihtiras var ki Aziz Yıldırım’da (ŞİKE OLAYLARINI KASTEDİYOR) BU İŞLERİN BU GÜNLERE GELMESİNDEKİ ANA NEDEN O. DEVAMLILIĞINI SAĞLAMAK İÇİN İHTİRASLARI BUGÜNLERE GETİRDİ.!!!!!!!!!!!!!!!!! SEN NE BEKLİYORSUN Kİ (1.42.43)

“Evlat acısı” temalı bu yayın sadece bir örnek. Medya leşkerleri sürekli olarak “o yarayı kaşıdı” ve ne zaman ihtiyaç olursa kanattı.

Eylül’ün 13’ü ve Mehmet Ali Aydınlar

EYLÜL'ÜN 13 Ü

19 Eylül Çarşamba 2012

3 Temmuz’dan bu yana yaşananlar ve açıklamalar maskeleri teker teker düşürüyor. Kimileri, hakkında açılan davalar nedeniyle beraat ederken, kimileri için ise süreç devam ediyor.
Doğru işler mi yapıldı, yanlış işler mi ona yargı karar verecek. Ancak ortada bir gerçek var ki; o da bu olayların ülke futboluna verdiği ve telafisi mümkün olmayan zararlar.

Mahkemenin açıklamış olduğu kararlar bazıları için belki de geri dönüşü olamayan bir yola girdiklerinin göstergesi olacak. Taraftar cephesinden bakıldığında ise; geneli, kulüplerine mensup olan ve bu işlerde adı geçenlerin haklılığına inanıyor ya da öyle olmasını temenni ediyor. Buna bir yere kadar hak verilebilir. Fakat şu bir gerçek ki taraftarların da sabrı taşmaya başladı.
Tartışmaların göbeğindeki isim olan Aziz Yıldırım geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında, hakkında merak edilen sorulara yanıt vermeye çalıştı. Sorular hep çalışmış (!) olduğu yerlerden çıktığı için Yıldırım oldukça rahattı. Halbuki kendisine sorulması gereken ve yanıtı alınamamış o kadar çok şey var ki.

Aziz Yıldırım kendisine sorulanlara cevap vermek yerine tıpkı mahkeme sürecinde olduğu gibi yine başkalarını suçlamaya çalıştı. “Beni konuşturmasınlar” diyerek kimilerini tehdit etti, kimilerine de aba altından sopa gösterdi. Hatta “Bu şike davası değil bir organizasyondur ve bazı güçler yaptı” dedi.

Dedi, demesine de kimler olduğunu açıklayamadı bir türlü. Kimdi bu güçler ve neden Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalışıyorlardı? Asıl sorulup yanıt alınması gerekenler bunlardı. Fakat kendisine ne sorulabildi, ne de açıklayabildi bunu. Aziz Yıldırım bildiği ne varsa onları açıklamalıdır. Yoksa söylediklerinin hiçbir inandırıcılığı kalmıyor.

Aziz Yıldırım’ın, oğlunun cenazesine katıldığı Mehmet Ali Aydınlar için söyledikleri ise hiç şık olmadı. Düşünebiliyor musunuz? Bir babanın hayatında yaşayabileceği en zor acıyı yani evlat acısını gören Aydınlar’ın bu durumunu bile kullanmaya çalıştı. Aydınlar’ı zamanında bu köşeden ben de çok eleştirdim ama doğru insan olduğundan asla şüphe etmedim.
Yıldırım’ın özellikle Şenes Erzik için ettiği laflar var ki hiçbiri yenilir yutulur cinsten değil. Bu suçlamalara maruz kalan Erzik sanırım kamuoyuna gerekli açıklamayı yapacaktır. Aksi taktirde bunları kabul etmiş olur. Erzik kendisi hakkındaki iddiaları öyle bir iki cümleyle de geçiştiremez. Bu iş çocuk oyuncağı falan değil. Futbolun içinde bulunan birçok insanın geleceği ile ilgili kararlar alacaksın ve bunu 1-2 cümleyle geçiştireceksin. Bunu kimse yemez!

Şenes Erzik kamu vicdanını tatmin etmelidir. Ya da bu açıklamaları kamuoyuyla paylaşan kişi hakkında gereğini yapmalıdır. Çünkü kendisi UEFA’nın Asbaşkanı olmasının yanında aynı zamanda da Türkiye Futbol Federasyo’nun Onursal Başkanı’dır.

Bunu kimse yemez!

Selçuk Dereli
_____________________________________________________________________________________________________________________________________

AZİZ YILDIRIM 1 YIL BOYUNCA “RAKİP GÖRDÜĞÜ İÇİN EVLAT ACISINI KULLANARAK ACIMASIZCA VURDU” DENİLEREK ELEŞTİRİLDİ

OYSA KONUŞMA İKİ BÖLÜM. AZİZ YILDIRIM’IN EVLAT ACISIYLA VURMA GİBİ BİR NİYETİ OLMADIĞI AÇIK. AMA SÖZLERİNİN BU AMAÇLA ÇARPITILDIĞI AŞİKAR

OLSA OLSA KULÜBE SPONSORLUK YAPMIŞ BİRİNE ÖFKESİNİ GİZLEMEMESİ, POLİTİK KONUŞMAMASI HADDİNİ BİLDİRMESİ, KÜÇÜMSEMESİ ELEŞTİRİLEBİLİR.

BAŞKAN YILDIRIM’IN TARZI SANIRIM “KONUŞUP DURSUNLAR. UMURUMDA DEĞİL” ANCAK NEYİ NEDEN YAPTIĞINIZI AÇIKLAMAZSANIZ SONUÇ KÖTÜ OLABİLİYOR

1 YILDIR MEDYA LEŞKERLERİ “EVLAT ACISI” ŞEKLİNDE KODLANAN ANAHTAR CÜMLE UYGULAMASINI HER FIRSATTA TEKRARLADI. AMA BİR ŞEY HİÇ YAPILMADI:

BİR TANRI KULU“AZİZ BAŞKAN SİZ MEHMET ALİ BEYE NEDEN BU KADAR ÖFKELENDİNİZ. RAKİP ÇIKACAK DİYE Mİ KIZDINIZ? ŞAHSİ KONU MUYDU” DİYE SORMADI

BU ÖNEMLİ AYRINTIYI HİÇBİR MEDYA MENSUBU GÜNDEME GETİRMEDİĞİ GİBİ FBTV DE ORALI OLMADI. VE 18 Eylül 2013’te FIRSATÇILAR TARAFINDAN KULLANILDI

Aziz Yıldırım’ın öfke patlaması sanırım şu cümlede gizli: “yargılama başlasın kimin ne olduğunu göreceğiz” Daha biz yargılanmadık ki.

(2.25.11) Fakat kendisi çıktı dedi ki, yargılama başlamasına 3-4 gün vardı, “yargılama başlasın kimin ne olduğunu göreceğiz” Daha biz yargılanmadık ki. (2.05.27) Mahkemeye gidiyoruz yani. Bunu düşmanın söylemez yani. Böyle bir söz söylenir mi? Bakın be ne yaptım Mehmet Ali Aydınlar için. (2.05.34) Dinliyorsa bunları hep duysun.

Evet evlat acısınıyla kıyaslanamaz ama özgürlüğünden yoksun bırakılmak da onun kadar olmasa dahi ağır bir durumdur. Hele ki iftira da varsa

Hem iftiraya uğrayıp, hem özgürlüğünden mahrum bırakılıp hem de ihanete uğramak da tahammül fersah haldir. Aziz Yıldırım’ın durumu budur

Aziz Yıldırım’da öfke patlamasına yol açan olay kendisi hapisteyken 9 Şubat 2012 tarihinde, yani mahkemeden önce yapılan bir yayın.

Aydınlar Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programına konuk oluyor. Yayın ilk duruşmadan birkaç gün önce. Şimdi de Yargıtay süreci öncesi

Aziz Yıldırım’ın heyecanla ilk duruşmaya hazırlanırken Aydınlar’ın sözlerini duyup sinir krizi geçirmemiş olması mucize.

Programda söylenen ve uzun süre ekranda KJ olarak kalan cümleler dahi ciddi manipülatif girişim izlenimi veriyor.

9 Şubat 2012 tarihli 32. Gün Programı’nı elinize 16. ACM‘nin gerekçeli kararını alıp izlemenizi öneririm. Epey benzerlik bulacaksınız

Pek çok yayın gibi 32. Gün programı da 16. ACM heyetine ilham vermiş görünüyor. Ancak bir bölümü var ki gerçekten çok can yakıcı…

İlk seyrettiğimde değil ama gelinen bu noktada şunu anlıyorum ki “savunma hakkı” açıkça gasp edilmiş. Çünkü “Şike var” denmiş.

Gerek yargı gerekse de UEFA üzerinde şikenin varlığını kabullenmiş TFF Başkanı portresinin etkisini anlamak için dahi olmaya gerek yok

Aydınlar 18 Eylül 2013 tarihli toplantıda direnç kıran “Durum vahim” açıklamasının o anki bir değerlendirme olduğunu söyledi

Oysa linkini verdiğim 32. Gün Programını izlediğinizde göreceksiniz ki “DURUM HALA VAHİM” diyor. Mahkemeye 3-4 gün kala…

Ayrıca avukatını Aziz Yıldırım’la görüşmeye göndermesi ve sonrasındaki gelişmeler de anlaşıldığı kadarıyla Aziz Yıldırım’ı çıldırtmış

“Gidiyor savcıyla konuşuyor. Savcı buna ne söylüyorsa onları yapıyor” sıradan bir cümle değil. Aziz Yıldırım da sinirlenmekte haksız değil.

Özellikle şu diyalogu izledikten sonra sakin kalmak mümkün değil. HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ? BİLMİYORUM!!!!

İlk duyduğumda da halen de tüylerimi diken diken eden rahmete kavuştuğu için kısaca aktardığım bazı sözler varDurum gerçekten vahim. Halen de vahim. (071.8)

BİRAND: Bir dakika. Şunu. Ben… Sizi… Şeye… Ee BİR YERE OTURTAYIM”

MAB: Siz dediniz ki. Durum vahim dediniz.

MAA: Bu söz çok eleştirliyor ya. Vahim de neden hiçbir şey yapmadınız deniyor bana ya… Durum gerçekten vahim. Halen de vahim. (071.8)

MAB: Vahim mi gerçekten?

MAA: Siz şimdi… Bu kadar yönetici hapiste. Vahim olmasa bu kadar insan olur muydu?

MAB: Şu var. Siz savcıyla konuştunuz. Etik kurulu raporunu okudunuz. İddianameyi gördünüz. Sizdeki izlenim, kişisel izlenim İNANÇ; “Burada birşeyler olmuş” şeklinde mi? (07.41)

MAA: Benim yorum yapmam doğru değil.

MAB: Ama bir de sizin önünüzde olan bir şey var..

MAA: Bakın 70 klasör tape var. Bu tapeleri ben yazmadım. Polisin bir soruşturması, incelemesi var. Savcının tahkikat süreci var. Yazdığı bir iddianame var. Mahkemenin bunu kabul etmesi var. HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ? BİLMİYORUM!!!! Bir de şu var. Şunu ayırt etmek lazım. Şike nedir?

MAB: Bir dakika. Şunu. Ben… Sizi… Şeye… Ee BİR YERE OTURTAYIM ONDAN SONRA TEK TEK GİDELİM. YAVAŞ YAVAŞ DEVAM EDECEĞİZ. (08.24) Bunları şeyettikten sonra savcıyla konuştuktan sonra içinizde bir şüphe doğdu mu? Yani fikri olarak.

MAA: Anlatılanları duyunca gayet tabi. Bütün Türkiye bu endişeyi taşımadı mı? Herkes gibi. (08.38)

MAB: Yav burada bir şey olmuş arkadaş dediniz mi kendi kendinize? (08.46)

MAA: Hiçbirşey olmamış diyemem (08.49) (meşhur gülüş.08.51)

MAB: Fenerbahçe… (aşkı gibi bir söz. Üstüste binme)

MAA: Sadece Fenerbahçe aşkı değil. Bunun içinde 8 kulüp daha var.

32 . gün 1

0.09.24: AYDINLAR: ŞİKE KONUSUNDA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ DİYEMEM”

32 . gün 3

44.34: AYDINLAR:UEFA’YA BİZ KULÜPLERİ DÜŞÜRMEK İSTEMİYORUZ DEDİK”

32 . gün 4

46.04: AYDINLAR:UEFA İLE CEZA PAZARLIĞI YAPTIK”

32 . gün 5

54.07. AYDINLAR: SIRF TARAFTARA ŞİRİN GÖRÜNEYİM DİYE TÜM SEKTÖRÜ ATEŞE ATAMAZSINIZ”

32 . gün 6

54.36: FENERBAHÇE İLE İLGİLİ ŞOK AÇIKLAMALAR

32 . gün 7

55.19 AYDINLAR: FB’NİN ŞİMDİKİ YÖNETİCİLERİ TAKIMI BÜYÜK BİR UÇURUMA GÖTÜRÜYOR”

32 . gün 8

06.33 AYDINLAR: AZİZ YILDIRIM’IN TUTUKLANACAĞINI BİLSEYDİM BAŞKAN OLMAZDIM”

32 . gün 9

07.45 AYDINLAR: DURUM HALA ÇOK VAHİM”

MAB: Siz dediniz ki. Durum vahim dediniz.

MAA: Bu söz çok eleştirliyor ya. Vahim de neden hiçbir şey yapmadınız deniyor bana ya… Dururm gerçekten vahim. Halen de vahim. (071.8)

MAB: Vahim mi gerçekten?

MAA: Siz şimdi… Bu kadar yönetici hapiste. Vahim olmasa bu kadar insan olur muydu?

MAB: Şu var. Siz savcıyla konuştunuz. Etik kurulu raporunu okudunuz. İddianameyi gördünüz. Sizdeki izlenim, kişisel izlenim İNANÇ; “Burada birşeyler olmuş” şeklinde mi? (07.41)

_______________________________________________________________________________________________________________________________________
MAA: Benim yorum yapmam doğru değil.

MAB: Ama bir de sizin önünüzde olan bir şey var..

MAA: Bakın 70 klasör tape var. Bu tapeleri ben yazmadım. Polisin bir soruşturması, incelemesi var. Savcının tahkikat süreci var. Yazdığı bir iddianame var. Mahkemenin bunu kabul etmesi var. HİÇBİR ŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ? BİLMİYORUM!!!! Bir de şu var. Şunu ayırt etmek lazım. Şike nedir?

32 . gün 10

08.20 AYDINLAR: “HİÇBİRŞEY YOKMUŞ GİBİ DAVRANILABİLİR Mİ BİLMİYORUM”

MAB: Bir dakika. Şunu. Ben… Sizi… Şeye… Ee BİR YERE OTURTAYIM ONDAN SONRA TEK TEK GİDELİM. YAVAŞ YAVAŞ DEVAM EDECEĞİZ. (08.24) Bunları şeyettikten sonra savcıyla konuştuktan sonra içinizde bir şüphe doğdu mu? Yani fikri olarak.

MAA: Anlatılanları duyunca gayet tabi. Bütün Türkiye bu endişeyi taşımadı mı? Herkes gibi. (08.38)
______________________________________________________________________________________________________________________________________

MAB: Yav burada bir şey olmuş arkadaş dediniz mi kendi kendinize? (08.46)

MAA: Hiçbirşey olmamış diyemem (08.49) (o gülüş.08.51)

32 . gün 11

MAB: Fenerbahçe… (aşkı gibi bir söz. Üstüste binme)

MAA: Sadece Fenerbahçe aşkı değil. Bunun içinde 8 kulüp daha var.
______________________________________________________________________________________________________________________________________

32 . gün 12

0.11.41 AYDINLAR: 6222 NO’LU YASA OLMASAYDI BUGÜN HİÇBİRŞEY OLMAMIŞ GİBİ DEVAM EDECEKTİK

Mehmet Ali Aydınlar 32. gün programı

Federasyon başkanı Mehmet Ali Aydınlar 32. gün programında herşeyi açıkladı!

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, Genel Kurul’da bir açıklama yaptı.

Küme düşme yerine puan silme teklifine cevap gelecek!

TÜRKİYE BU İDDA İLE ÇALKALANIYOR

BUNLARIN HEPSİNİ MEHMET ALİ AYDINLAR SÖYLEDİ !!!

* 5 TEMMUZ: Dava uzun sürebilir. Biz delillere göre hareket etmek zorundayız.

* 11 Temmuz: Bu süreçte UEFA ve FIFA ile sürekli temas içinde bulunacağız. Lig planlandığı şekilde 5 Ağustos tarihinde başlayacaktır.

* 31 Temmuz tarihinde Süper Kupa Finali Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanacaktır. Lig‚ tescil edildiği şekilde UEFA´ya bildirilmiştir.

* 13 TEMMUZ: Henüz elimizde herhangi bir belge yok…. Belgeler bize ulaştıktan sonra da gerekli işlemleri yapmaya başlayacağız.

* 19 TEMMUZ: Futbol Federasyonu 31 Mayıs tarihinde UEFA´ya Türkiye´den hangi takımların Avrupa Kupası maçlarına katılacağını beyan etmiştir. UEFA da bu takvimde bir değişiklik yapmayacağını dün bize belirtmiştir. Eğer soruşturma aşamasında bu takımlardan suçlu olan varsa veya cezaya uğrayacak olan varsa onun değerlendirmesini UEFA o kulüp nezdinde yapacaktır.

* 20 TEMMUZ: Görevde olduğumuz sürece ligler Ağustos sonundan önce başlamayacak.

* 20 TEMMUZ: Bizim‚ ´teşvik‚ şike var veya yok´ deme şansımız yok. Statümüze göre bu kararı verecek yer Etik Kurulu´dur. İncelemeyi onlar yapacak‚ bu kararı onlar verecek.

* 25 TEMMUZ: Spor Toto Süper Lig 9 Eylül‚ Bank Asya 1. Ligi ise 10 Eylül tarihinde başlayacak.

* 15 AĞUSTOS: Şu an UEFA´nın‚ bize ve kulüplere herhangi bir yaptırımı sözkonusu değildir. Kendini şüpheli gören varsa Avrupa maçlarına gitmesin.

* 23 AĞUSTOS: UEFA Disiplin Komitesi Başmüfettişi Pierre Cornu çok iyi izlenimlerle ayrıldı.

* 24 AĞUSTOS: Bu kararı UEFA´nın talebi doğrultusunda TFF olarak aldık. UEFA‚ Şampiyonlar Ligi´ne önem veriyor.

* 25 AĞUSTOS: İnsanların‚ “Sıfır tolerans kapsamına Trabzonspor girmiyor mu?” sorusunu sormakta haklı. Ama bu kararı UEFA veriyor. Bu soruyu biz de UEFA´ya sorarız. UEFA bizim kararlarımıza müdahale edemez.

* 11 KASIM: HAYATIM BOYUNCA YALAN SÖYLEMEDİM.

* 30 OCAK: Yolda devam diyoruz, bize güven tazeleyin diyenler, kendileri güven tazelesin.

* 31 OCAK: Ayrıca dün akşam bir haber kanalında, CAS Hakimi Sayın Av.KısmetErkiner’in açıklamalarını hayretler içerisinde izledim. Derhal bu açıklamaların doğruluğunu araştırdım ve ilgili raporun maalesef Federasyonumuza 6 Eylül ve 3 Kasım tarihlerinde ulaştığını bugün öğrendim. Böylece SAYIN ERKINER’İN ANLATTIKLARININ DOĞRULUĞU TEYİT ETMİŞ OLDUM. Kendisine uyarıları nedeniyle teşekkür ederim. İstifa ediyorum

* 09 ŞUBAT: KISMET ERKINER’İN SÖYLEDİKLERİ DOĞRU DEĞİL.

SELİM FERİT YILDIZ

Suçüstü!!!!

Bir @fireofoctobus Derlemesidir;

sucustu

İş adamları arasından bazıları; daha düşük iş hacmine veya ticari performansa sahip olsalar da diğerlerinden ayrılır öne plana çıkarlar.

Yaygın tabirle “Tanınmış sima” sınıfına atlayan bu işadamlarına kapıyı açan en önemli vasıfları spor alanındaki etkinlikleridir

Mehmet Nazif Günal, iş dünyasının tanınmış simalarından biridir. YK Başkanı olduğu MNG Holding Türkiye’nin köklü kuruluşlarındandir.

Mehmet Nazif Günal, Fenerbahçeli olarak tanınır. Tanındığı için mi Fenerbahçelidir? Fenerbahçeli olduğu için mi tanınmıştır? Bilmek zor

Konumuz Mehmet Nazif Günal’ın nasıl tanındığı da değil.Yazacağım “yargıyı etkileme” eylemine de Mehmet Nazif Günal’ın hiçbir dahli yok.
EB MNG
Mehmet Nazif Günal’ın Fenerbahçeliliğinden bahsederek konuya girdim. Çünkü inşaat ve turizm yatırımlarıyla tanınan Günal; TV8’in de patronu.
telegol
TV8, 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe aleyhindeki yanlı ve hasmane yayınlarıyla nam salan(!) Telegol adlı programın yayınlandığı kanal.

Telegol’ün yapımcısı ve yorumcuları 3 Temmuz’dan önce Fenerbahçe aşığı olup sonradan dönmediler. Hasmane tavırları bilinen kişiler.

Yöneticilik yapacak kadar Fenerbahçeli Mehmet Nazif Günal, “Fenerbahçe’ye düşmanlık yapsınlar kastıyla” Telegol ekibini transfer etmemiştir

Mehmet Nazif Günal’ın patronu olduğu TV8’in kapılarını Telegol ekibine açmasının nedeni ticaridir. Demek ki büyük reklam girdisi var.

Telegol Programı TV8’e reklam ve sponsorluk geliri getirmese yayın hayatını nasıl sürdürür?!!! Demek ki bir şekilde ticari kazanç sağlıyor

Aksini söyleyebilmemiz için “ticari kazanç sağlamadığını” kanıtlayan belgelere, resmi raporlara sahip olmamız lazım.

Mehmet Nazif Günal elbette Fenerbahçe’ye ve mevcut yönetime kötülük olsun diye Telegol’e kanalının kapılarını açmamıştır. Kastı bu değildir

Ama maalesef; Fenerbahçeli Mehmet Nazif Günal’ın sahibi olduğu TV8’in stüdyoları çok cüretkar bir medya manipülasyonuna ev sahipliği yaptı

Son aylarda (hatta geçen 1 yılda) benzeri görülmemiş medya manipülasyonunun planlaması mükemmel. Her şey ayrıntısıyla hesaplanmış

Fenerbahçe GS ile oynayacağı maçta süper kupayı kaybederse, taraftarının öfkesinden faydalanarak sonuca gitmek istemişler…dir.

Benim ilgimi çeken uygulamadaki “pervasızlık” . Ya yakalanırsak korkusu hiç duyulmamış. Beni bu düşündürdü. Onlara bu cesareti kim verdi?

Mehmet Nazif Günal, eğer gerçekten Fenerbahçeliyse, kalbinde zerre kadar Fenerbahçe aşkı varsa bu konuyu soruşturmalı. Tedbirini almalı.

Mehmet Nazif Günal’ın çalışanlarından veya yakınlarından bu mesajı görenler varsa uyarsınlar. Biliyorum ki çok sinirlidir. Anlatmak zordur.

Ancak bu kez durum farklı. Tanıyan, konuşabilenler mesajımı görüyorsa Günal’ı uyarsın. Çünkü son yapılanın izahı yok. Hukuken de riskli.

Detaylarını yazacağım yargıyı etkilemeye hatta yönlendirmeye dönük son medya manipülasyonunun çıkış yeri TV8 ise durum vahim olmaz mı?

Eninde sonunda bu manipülasyonları sevk ve idare edenler yargıya teslim edilecektir. O resmiyette operasyon karargahı TV8 gibi görünecektir.

“Kanalın patronu Fenerbahçeli, bu tür organizasyonlara müsamaha etmez” şeklindeki savunmaların fayda sağlayacağını sanmıyorum.

O nedenle Mehmet Nazif Günal, sahibi olduğu kanalın olanaklarının kimler tarafından, nasıl ve hangi gayeyle kullanıldığını soruşturmalıdır.

Mehmet Nazif Günal, detaylarıyla yazacağım manipülasyonu araştırırken son yayın kasetini getirtip; Kaya Çilingiroğlu’nu dinlemelidir.

Kaya Çilingiroğlu yayını izleyenlerin gözlerine de kulaklarına da inanamadığı bazı açıklamalar yaptı.
KÇ
Kaya Çilingiroğlu’nun Erman Toroğlu’na çıkışı: Ben bunu anlamıyorum. Arda Fener’e geldi mi iyi olmaz. GS’a gitse süper olurdu. Bu nasıl mantık?
SUUU
Serhat Ulueren: Fenerbahçe futbolcu öğütme makinası gibi. Bir oyuncu gelip üstüne koydu mu?
KÇ 1
Kaya Çilingiroğlu: Fener’i sürekli yerden yere vuruyoruz. Ama ben sana bazı isimler sayacağım. Engin, Yekta, Elmander, Chris, Ujfalusi, Yiğit. Nerede bunlar? Hani öğütme makinası Fener’di. Tek hatayı Fener yapmıyor. Diğerlerini de eleştirelim.

Serhat Ulueren:GS Şampiyon oldu ama!!! Ayrıca her transfer %100 isabetli olacak diye bir şey yok. Şampiyon olursan unutulur.

Kaya Çilingiroğlu: Tamam da öbürlerinin uğraştığı şeylere bak. Fenerbahçe şike konusuyla boğuşuyor. BJK parasızlıkla.Fatih Terim’ eleştiri anlamında söylemedim. Yanlış anlaşılmasın!!! Ama bunları da konuşmalı.

Selim Soydan: Başarı Fatih’indir. Hiç kimse anlatmasın. Fatih şampiyon olduysa kimse sormaz.

Kaya Çilingiroğlu: Şampiyon oldu diye GS’ın hatalarını görmezden mi geleceğiz? ALMIŞIZ ELİMİZE FENER’İ. VUR ALLAH VUR. HER GECE 3 SAAT. KONUŞAMIYORUZ. GS HİSSE SATIŞIYLA KÜÇÜK YATIRIMCIYI ZİYANA UĞRATTI. O PARAYLA FUTBOLCU ALDI…

Kaya Çilingiroğlu’nun asıl vahim cümlesi şu: “SPONTAN GELDİ AĞZIMA. DÜŞÜNEREK YAPMADIM. YANLIŞ ANLAMAYIN”

Stüdyodakilerin surat ifadesini göremiyoruz. Şaşkınlık veya kızgınlık var ki Kaya Çilingiroğlu “Düşünerek söylemedim” demek zorunda kalıyor

Çilingiroğlu’nun özür açıklamasından anlaşılıyor ki, Telegol yorumcularının ne söyleyip söyleyemeyeceği önceden belirleniyor bildiriliyor

Kanal sahibi Mehmet Nazif Günal bu noktaya çok hassasiyetle eğilmeli. Kendisinin dahli varsa elbette bu talebin anlamı yok.

Eğer TV8’in patronunun bilgisi haricinde gelişiyorsa önemli bir detay. Telegol yorumcuları neden sürekli Fenerbahçe aleyhine konuşmak zorunda

Kaya Çilingiroğlu Fenerbahçeyi savunur görünmesinin yarattığı endişeyle Selim Soydan’a normalin aksine tepki gösteriyor.

Kaya Çilingiroğlu “Sizin Fenerbahçe 2.olursa başarısızdır zihniyeti Aziz Yıldırım’ı bu noktaya getirdi” (Şike iddialarını kastediyor)

Kaya Çilingiroğlu, Fenerbahçe hakkında birkaç iyi söz, GS hakkında minik bir eleştiride bulunmasının bedelini “şike imasıyla” tazmin ediyor

İşte bu ruh haliyle yapılan programda söylenen birkaç cümle manipülasyon aracı haline getiriliyor. Hep yapılan şey demeyin. Detayları okuyun.
erman_toroglu_super_kupa_kral
Erman Toroğlu, 11 Ağustos tarihli Telegol Programında “zamanlamalı” bir iddiada bulundu: “Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur”
terim_fener_sampiyonlugu_4_yil_unutsun_h6730
Aslında bu Erman Toroğlu’nun özgün ifadesi de değil. Fatih Terim 1 yıl önce söylemişti. “Fenerbahçe 4 yıl şampiyonluğu unutsun” buyurmuştu
ÜA
Ünal Aysal,Erman Toroğlu’nun seslendirdiği cümlenin aynısını 2013 Şubat ayında söyledi. “5 yıl arka arkaya şampiyonuz”

Ünal Aysal, son günlerde “Ateşe odun taşımanın faydası yok” modunda. Aysal diyor ki “Yeni Fenerbahçe yönetimi ile barış sağlanacaktır”

Aysal “Camialar arasında sorun yok. Şahıslar değişince barış gelecek” tezini durup dururken gündeme getirmedi. Bu bir anahtar cümle.

Son zamanlarda hem Ünal Aysal Hem Lütfi Arıboğan “Bütün sorun Aziz Yıldırım” mesajını Yargıtay’a “dumanla” dahi gönderiyor.

12 numara.org’un şiddetle eleştirdiği Hürriyet Gazetesi mahreçli haber de “ÖZLENEN TABLOYU BOZAN” adamdan kurtulma mesajının yansıması.

Zincirleme çelişkilerle dolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının ve kanıtların incelenme sürecinde bu yayınların amacı açık.

Mahkeme kararındaki çelişkilerin ve kanıt sorununun dikkatlerden kaçırılması ve Aziz Yıldırım’a verilen cezanın onanması. Tek hedef bu.

Süper Kupa maçından sonraki protokolü sinirle terk eden Aziz Yıldırım fotoğrafının zihinlere kazınması için epeyce çaba sarf edildi.

Yüksek yargıçlara şunu söylüyorlar “BAKIN ÖZLENEN TABLOYU BOZAN AZİZ YILDIRIM. CEZAYI ONAYLAYIN FUTBOLA BARIŞ GELSİN. TEK SORUN O”

Aynı baskı 3 Temmuz sürecinde 16 Ağır Ceza Heyetine de yapıldı. Medya manipülasyonunun aksi gerekçeli kararda açıkça görülüyor.

“Özlenen tabloyu bozan barışın önündeki son engel olan adam” fikri denendi tutmadı. Veya istenen etkiyi yapmadı.

Erman Toroğlu’na seslendirtilen “Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” planı devreye sokuldu. İki gün üstüste. Boş nokta bırakılmadı

Muazzam penetrasyon planı. Günlük haber verende var, politik yayın yapan sitelerde var, bahis sitelerinde var, yerel medyada var

Ligde futbol takımı olan kentlerin yerel medyasında en önemlisi de magazin sitelerinde var. Haber özenle yayılıp dağıtılmış.

“Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” ile o kadar agresif bir çıkış yapıldı ki UEFA ve Tahkim Kararı günü bu denli yüklenme olmamıştı

Bu ciddi manipülasyon girişimini Fenerbahçe yönetiminin ilk andan fark edip, hukuk kurulu vasıtasıyla harekete geçeceğini düşündüm.

Ancak medyadan izlediğim kadarıyla ya önemsenmemiş ya da ciddiyeti anlaşılmamış. Kulüp yoğun sürece girerken normal kabul edelim.

Eğer bu bir operasyon değilse, organize olmamışlarsa habere yer veren sitelerin yöneticilerinin kamuoyuna şunu açıklaması lazım:

NASIL OLDU DA 100’DEN FAZLA (10 BİNLERCE LİNK İHTİVA EDEN) İNTERNET SİTESİ AYNI METİNLE ÇIKTI. İNSAN UTANIR DA BİR CÜMLE DEĞİŞTİRİR.

HANGİ MANYAK OTURUP YÜZLERCE SİTEYE TEK TEK BAKACAK VE “SÖYLEM BİRLİĞİ”Nİ GÖRECEK DİYE DÜŞÜNDÜNÜZ SANIRIM. KİMSE GÖRMEZ SANDINIZ BELKİ DE.

EĞER CAKA SATMAK İÇİN ORADA BURADA “TOPLU GEÇİRİYORUZ” DİYE KONUŞANLAR OLMASA LİSTE DOLAŞMASA HİÇBİR MANYAK TEK TEK TAKİP ETMEZDİ. BU DOĞRU!

“Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” anahtar cümlesini “AYNI METİNLE” yayınlayan internet sitelerinin listesi aşağıda

İŞTE O LİSTE

Bu internet sitelerini sorumluları veya editörleri açıklasın. Nasıl oldu da hepiniz aynı anda şu metni girdiniz:

ettttt
“Erman Toroğlu, Galatasaray’ın 5 sene üst üste şampiyon olacağını iddia etti.

Telegol programı yorumcusu Erman Toroğlu, yine çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.
Toroğlu programda, “Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” dedi.
“Fenerli taraftarlar Aziz Yıldırım’ın gitmesini istiyor, Galatasaray taraftarları kalsın istiyor” diyen Erman Toroğlu,
Süper Kupa maçı için “Fenerbahçe dün akşamki maçta fark yemekten kurtuldu” açıklamasını yaptı.
Fatih Terim’i öven Erman Toroğlu, “Fatih Terimöyle bir hoca ki Burak Yılmaz’ı kenarda tutabiliyor” dedi.”

Haklarını teslim edelim. Vatan Gazetesinden “beslenen” (ima yoktur) maildeki iki cümleyi eklemiş. Üç mesaj beşe çıkmış.

BİR METİN DÜŞÜNÜN… 5 SATIRDA 5 KUŞ VURULABİLİYOR. ÖYLE USTACA HAZIRLANMIŞ. DAHASI 100’LERCE MEDYA KURULUŞU MECBURMUŞ GİBİ AYNEN YAYINLIYOR

GS’A ÖVGÜ. TERİM’E ÖVGÜ. FENERBAHÇE TARAFTARININ YARASINA TUZ. UCUZ KURTULDUNUZ. AYSAL’IN SLOGANINA CAN VERME. HEPSİ VAR.

EN ÖNEMLİSİ İSE “FENERLİ TARAFTARLAR AZİZ YILDIRIM’IN GİTMESİNİ İSTİYOR” BU ASLINDA BİR GÜÇ GÖSTERİSİ. ZAMANLAMASI SEÇİLMİŞ BİR GÖSTERİ

NASIL OLDU DA HEPİNİZ AYNI ANDA ERMAN TOROĞLU’NUN “Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” CÜMLESİNİ ÇOK ÖNEMLİ BULDUNUZ

NASIL OLDU DA HEPİNİZ AYNI ANDA ERMAN TOROĞLU’NUN “Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” CÜMLESİNİ “GS İTİRAFI” DİYE SUNDUNUZ.

ERMAN TOROĞLU PAZAR GECESİ KONUŞTU. 2A SAAT SONRA NE OLDU Kİ BU PROGRAMDAKİ BOMBA AÇIKLAMA AYNI ANDA HERKESİN İLGİSİNİ ÇEKTİ? Vahiy mi indi?

ERMAN TOROĞLU’NDAN GS İTİRAFI DİYE YAZMAK TUZAK DEĞİL Mİ? İTİRAF DİYE TIKLAYINCA “KENDİ TARAFTARI AZİZ YILDIRIM’I İSTEMİYOR” CÜMLESİ. DAHİYANE

ERMAN TOROĞLU HER PROGRAMDA KERMET(!!!) KUSAN BİR İNSAN. PAZAR GECESİ SÖYLEDİKLERİNİN FARKI NE? NE OLDU DA ÇOK ÖNEMLİ BULDUNUZ!!!

HUKUKÇULARIN İLGİ GÖSTERDİĞİ MESLEKİ SİTELERİN YANI SIRA İLGİYLE TAKİP ETTİKLERİ BİLİNEN MAGAZİN SİTELERİNİ KİM NASIL İKNA ETTİ? REKLAM!!!!

Peşin peşin söyleyeyim. Ajanstan aldık, geç vakit dikkatten kaçmış, kaynak gösterdiğimiz için böyle gerekti konusuna girmeyin.

Bu metin size nasıl geldi? Metni kullanmak istemeyenlere telefonlar geldi mi? Özellikle Pazartesi günü reklam servisleri baskı yaptı mı?

Kafama takıldı: NASIL OLDU DA HABERİ GS’LILARIN OKUYACAĞI BAŞLIKLA SUNUP ANA METİNDE “KENDİ TARAFTARI AZİZ YILDIRIM İSTENMİYOR”A BAĞLADINIZ.

Fenerbahçe Spor Kulübü Hukuk Kurulu, 100’ü aşkın sitenin aynı metinle nasıl çıktığını hukuki yollarla araştırabilir. Araştırmalıdır.

Fenerbahçe taraftarının en öfkeli olduğu gün “Fenerli taraftarlar Aziz Yıldırım’ın gitmesini istiyor” yazmak!!!! Bu tesadüf nasıl açıklanır?

Habere yer vermeyen medya kuruluşu yok gibi. En büyüğünden en küçüğüne kadar. Bu kadar medya kuruluşunu tek kalemde ikna büyük iş.

Ortak metni yayınlayan medya kuruluşları arasında öyleleri var ki. Birbiriyle bağlantılı olması düşünülemez bile.

Peki birbiriyle en küçük alaksı olmayan medya kuruluşlarını BİRLEŞTİREN ORGANİZASYON NASIL YAPILMIŞ OLABİLİR. HEM DE 48 SAAT GÜN SONRA

Elbette, olur da Fenerbahçeli yöneticiler sorarsa, yüz yüze muhabette ikna için kullanacağınız epey zekice mazeretiniz vardır.

AMA SAKIN “BU FENERBAHÇE TARAFTARLARI DA ÖKÜZÜN ALTINDA BUZAĞI ARIYOR. OLAĞAN BİR HABERCİLİK” DEMEYİN. KOMİK DURUMA DÜŞERSİNİZ

Onbinlerce linkten milyonlarca haneye yayılan “virüs metnin” dağılım ve yayılma prosesi için nasıl bir açıklama yapacaksınız? Bilemiyorum.

Bence en iyisi Telegol Programı’ndan “Basın Bülteni” geldi, telaşla çok düşünmeden kullandık demek. Bu sizi kurtarmaz ama rahatlatır.

Tabi o bültenin hangi saatte, kimlere ulaştığının belgeleriyle kanıtlanması koşuluyla. Acaba KİM TARAFINDAN NE ZAMAN MAİL ATILDI?

Arada birkaç medya kuruluşu haberin yayıldığını görüp gerçekten tesadüfen metni kullanmış olabilir. Onları ayırıyorum. Kastım açık.

Verecek cevabı olanlar için topluca soruyorum…

1- 100’den fazla medya kuruluşu Erman Toroğlu’nun Telegol’deki“Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” cümlesini nasıl aynı anda çok çok önemli buldu? Bu sıradan iddiayı eskilerin tabiriyle gece yarısı MANŞETE TAŞIMA kararını kim nasıl verdi? Kaldı ki aynı cümleyi defalarca tekrarlandı.

2- Erman Toroğlu’nun Telegol’deki “Galatasaray 5 sene üst üste şampiyon olur” sözü neden bir anda bomba iddia oldu. Birisi kulağınıza mı fısıldadı? İkna edici öneride mi bulundu?

3- “Erman Toroğlu’ndan GS itirafı” diye haberi duyurmak hangi mantığın ürünü? Onlarca internet sitesinin editörü aynı gece aynı cümlede nasıl hata yaptı? Ortada itiraf yok. Cümle yazılı olarak dikte edilmiş olsa bile değiştirme iradeniz de mi yoktu?

4- Nasıl bir güç veya organizasyondur ki, Türkiye’nin dev medya kuruluşları bu tuhaf metni virgülüne dokunmadan yayınlıyor. Cümlelerin sırasını bile değiştirmiyor. Aziz Yıldırımla ilgili mesajın konumuna bile itiraz edemiyorlar.

5- Eğer Telegol ekibinden biri metni toplu halde mail attıysa ve sonra da arayıp kullanılması için ricacı olduysa bunu TV8 yönetimine bildirir misiniz? Belki onların bilgisi dışında bir eylemdir….

6- Maç 11 Ağustos 2013 Pazar akşamı oynandı. Telegol 11 Ağustos 2013 Pazar gecesi 21.45’te yayına girdi. Peki sonra ne oldu da Pazartesi gecesi bir anda bu programdaki bomba açıklama herkesin aynı anda ilgisini çekti. Vahiy mi indi?

Sizi bu işe memur mu ettiler?

açv
Fenerbahçe Başkanı ve sürdürülen hukuki mücadele konusunda olumlu görüş yazanın vay haline. Hemen muhtelif mesajlar geliyor….
“Taraftarı kandırmayın”, “Öyle değil böyle”, “Kandırıldık”, “Tuzak kuruldu biz de düştük”, “Hepsi yalan”… Taraftara “yanlış” bilgi veriliyor.
Hangisi doğru hangisi yanlış yakın gelecekte (30-40 gün içinde) ortaya çıkacak. Strateji mi yanlış? İyi savunma mı yapılmamış? Hepsi anlaşılacak!
“UEFA cezayı kafaya koyduysa ve kader ağlarını ördüyse” bu açıklamaların bir etkisi yok? Bir yol bulup ceza vermeye çalışacaklar. (Sebeplerini yazdım)
Eğer savunma önem kazanacaksa ve CAS’da gerçek yargılama olacaksa başkan ve yöneticilerin bu açıklamaları önem arz ediyor. Desteklemek lazım.
Taraftara yönelik “ümit verici” bu açıklamaların o yöneticilere bugün için faydası da yok. 30 günde kulüpte iktidar değişikliği olmayacağına göre…
Aklı başında ve bence çoğunlukta olan her taraftar “CAS” savunmasının zorluğunu ve olumlu veya olumsuz karar çıkabileceğinin farkında.
Varsayalım ki en olumsuz ihtimal doğru. Yanlış bilgi veriliyor. Etkilenen sadece taraftar.Biraz umutlanıyor. Birkaç günlüğüne de olsa seviniyor.
“Taraftarı kandırmayın” diye adam adama savunma yapmaya çalışanlara soruyorum. 3-4 gün rahat nefes almasınlar mı? Bu mudur zorunuza giden?
Siz en ağır ithamlarla her gün olumsuz görüşlerinizi yazıyorsunuz? Kimse de size yazmayın demiyor. Hakaretler de ekliyorsunuz. Yanınıza kar kalıyor
Kendi fikriniz diye yazdığınız cümlelerin “bazı seslendirmeciler tarafından ortaya atılan sloganlarla aynı olması” da cabası. Okuyup etkilendiniz diyelim.
Varsayalım ki “Fenerbahçe yöneticilerinden o kadar nefret ediyorsunuz ki ne söyleseler inanmıyorsunuz” Bu nedenle de tavrınız net. İnanmıyorsunuz
sporx 1
Bunları da normal varsayalım. Diyelim ki “olumlu haberler” taraftara bir nebze nefes aldırıyor, motive ediyor. 2 yıldır yaşananlar malum.
Bugün kara tablo çizmenin de pembe tablo çizmenin de sürece etkisi yok. Olsa olsa taraftarın inancı savunacak yöneticilere olumlu etki yapabilir…
beyaz tv 2

beyaz tv 3

beyaz tv

bryaz tv 4
O halde olumlu bir haber çıktığında neden hücuma geçiyorsunuz? Sizi bu işe memur mu ettiler? Hücumları sınıflandırıyorum
a- Olumlu haber aleyhine yazılar
b- Olumlu haber lehine görüş belirtenlere karşı yazılar
c- Olumlu haber lehine ısrarla olumlu görüş yazanlara karşı caydırıcı yazılar
d- Olumlu haber lehine tepkilere aldırmadan ısrarla olumlu görüş belirtip karşı çıkanlara da sinirlenenlere yönelik hakaret dolu yazılar
e- Olumlu haberi rt eden veya destekleyen, sosyal medyada savunan ve çok takipçili isimlere karşı önce caydırıcı mesajlar
f- Olumlu haberi rt eden veya destekleyen, sosyal medyada savunan ve çok takipçili isimlere karşı hakaret içeren mesajlar
g- Olumlu haber aleyhine yazılar yazan başkalarına karşı övücü ve destekleyici yazılar
h- Olumlu haber aleyhine yazılar yazan başkalarının mesajlarını rt etmek ve bazı medya mensuplarına, kulübe ulaşmasını sağlamak

Sizin göreviniz bu mu?

a- Olumlu bakan taraftarın moralini bozmak
b- Olumsuz bakan taraftarın görüşünü pekiştirmek
c- Olumlu ile olumsuz arasında gidip gelen taraftarı olumsuz tarafa çekmek
d- Olumsuz bakmakla birlikte her an olumlu tarafa geçecek taraftarların olumsuz tarafta kalmalarını sağlamak
e- Yöneticileri “taraftar desteğini” kaybettikleri duygusuna sokmak
f- Yöneticilerin “taraftar desteğini” kaybettikleri konusundaki reel verileri gerçeğin fevkinde algılamasını ve dirençlerini kaybetmesini sağlamak
g- Rakip takımların taraftarlarını sevindirmek
h- Karar vericilerin (Sportif, hukuki, yargısal) Fenerbahçe Başkanı ve Yöneticilerini arkalarında taraftar desteği olmayan; “TAKIM ELBİSE”den ibaret figürler olarak algılanmasını sağlamak
Bilmeden bu “mesajlara aracılık” ediyorsanız vazgeçin lütfen. Bilerek, isteyerek ve kasten bu işi yapıyorsanız “SİZİ BİR SÜRPRİZ BEKLİYOR”

Bir @fireofoctobus Derlemesidir ;