Pendikspor Fenerbahçe maçı Rüştü Rençber mevzusu

İDDİA:  14 Aralık 1999 / Pendikspor maçından sonra Rüştü Rençber Aziz Yıldırım tarafından dövüldü.

GERÇEK:

Pendikspor maçının ve bu olayın olduğu tarihte Aziz Yıldırım yurt dışındadır. Maçtan önce Amerika’ya gitmiştir. Takım o gün çok kötü bir oyunla Kupa’dan elenmiş, bütün Fenerbahçeliler hayal kırıklığına uğramıştır. Ve neredeyse bütün Fenerbahçeliler sorumluluğun gamsız davranan futbolcularda olduğunu düşünmektedir. Tesislere gelen futbolcular üzgün ve sinirlidir. Dışarıda bekleyen bir grup Fenerbahçe taraftarı da öfkelidir. Durumdan haberdar edilen Aziz Yıldırım, herhangi bir olumsuz durum yaşanmaması için güvendiği isimlere tesislere gitmelerini, duruma hakim olmalarını ister. Bu isimlerden biri de Mecnun Odyakmaz’dır. Takım kaptanı Rüştü, Alpay’ın odasındadır ve Odyakmaz’ın geldiğini duyunca onunla görüşmek ister. Bir süre sonra odaya çıkan Odyakmaz Rüştü’nün telefonla konuştuğunu ve sürekli “tamam Başkanım, anladım Başkanım…” gibi sözler söylediğini duyar. Aziz Yıldırım’la konuştuğu zannedilir ama sonradan anlaşılır ki, Ali Şen’le konuşmaktadır.  Rüştü Ali Şen’den yardım istemiş, Ali Şen, Yavuz Kayral’a haber vermiş, o da emniyetle görüşmüş ve Rüştü için tesis çıkışına polis kordonu yapılacağını, güvenliğin sağlanacağını söylemiştir. Bu güvenceyi alan Rüştü, odaya gelen Odyakmaz’la konuşmaz, aşağıya iner ve arabasına binip çıkışa gitmeye çalışır. (Bu sırada diğer futbolcular içeridedir) Kendisine, nereye gittiği, neden konuşmadığı sorulduğunda, kendisini  korumak için gönüllü olarak gelen insanlara ters cevaplar verir: ” Size ne? Size mi hesap vereceğim?”  Çıkmasının hem kendisi, hem de diğer arkadaşları adına tehlikeli olacağı söylenmesine rağmen, agresif davranmaya devam eden Rüştü ile orada bulunanlar arasında ipler gerilir ve küfürleşmeler fiziksel temasa dönüşür. Tartaklayanlar arasında İbrahim Gümüştekin de vardır. O anın gerginliği ile, kendiliğinden gelişen kısa süreli bir olaydır.

Ancak, aradan belli bir süre geçtikten sonra olayın bu şekilde doğrulanmasının yanında ilginç bir detay daha ortaya çıkmıştır. Muhabir Lube Ayar’ın ortaya çıkardığı olayı fanatik Galatasaray’lı Fatih Altaylı’dan dinlemekte yarar var:

“Geçen hafta Kanal 1 Haber’de ilginç bir haber yayınladık.

 

Yıllardır karanlıkta kalan “Fenerbahçe kalecisi Rüştü’yü kim dövdürdü” sorusunun yanıtını veren bir haber. Biz bu haberi yayınlayacağımızı duyurunca spor camiasındaki bütün tanıdıklarım araya girerek “Tahir Kıran arkadaşımızdır. Lütfen bu haberi yayınlama” dediler. Elbette ki, dinlemedik.

Haberi yapan muhabir arkadaşımız Lube Ayar bu haberi uzun zaman önce ele geçirmişti.

Tamamen resmi kayıtlara ve mahkeme tutanaklarına girmiş bilgilerden oluşan haber, Lube Ayar tarafından çok önce yakalanmış ancak Ayar’ın o dönem çalıştığı Milliyet Gazetesi bu haberi kullanmamıştı.

Büyük ihtimalle beni arayanlar Milliyet’i de aramışlardı.

Haberde adı geçen Tahir Kıran’ı hiç tanımam.

Sadece geçmişte Aziz Yıldırım muhalifi olduğu için kendisine sempatim vardı.

Sonuçta bütün aracılara rağmen haberi yayınladık. Haberde çok net ortaya çıkan bir gerçek vardı:

Rüştü’nün dövülmesi ne benim zannettiğim gibi Ne Aziz Yıldırım’ın işiydi, ne de organize bir eylemdi.

Sivasspor Başkanı Mecnun Otyakmaz’ın adamları, spontan gelişen bir olayda Rüştü’yü tartaklamışlardı ama önceden planlanmış bir durum yoktu. Haberin ortaya çıkardığı bir gerçek daha vardı.

Rüştü’yü dövenleri kulübe üye yapan Aziz Yıldırım değil, Tahir Kıran’dı.”

Rüştü’ye saldıranların, kapıda ellerinde sopa ve benzin bidonlarıyla bekleyenlerin kimlerin adamı olduğu çoktan anlaşılmıştır. Aziz Yıldırım kompleksi ve düşmanlığının gözünü kararttığı kesin olan Tahir Kıran’ın bu uğurda servetini bile harcamaktan çekinmeyeceği aşikardır. Hayattaki yegane amacı, baş edemediği, hiçbir konuda yenemediği, hep altında ezildiği bir adamla uğraşmak olan birine ancak acınır. Onun peşinden gidenlere ise sürüngen demek bile iltifat olur…

@_deniz_bt

Yorum bırakın