Öncelikle Baskı nedir ?
Belirli ruhsal etkinlik ve süreçleri, kişinin isteği dışında bilinçaltına itmesi veya bu itilenlerin bilince çıkmasını önleme durumu.
Son 1 aylık dönemde insanların bilinçaltına nasıl etki edilmeye çalışıldığını kronolojik olarak detaylı bir şekilde aşağıda göreceksiniz.
Entegre olarak yapılmış bu haberlere, geniş eksenden baktığımızda BÜYÜK RESMİ göreceğiz.
Pası kim vermiş? Asisti kim yapmış? golü atmaya çalışanlar kim ?
GİRİŞ
Başbakan’ın Damadı, Çalık Ceosu Trabzonspor’u Şampiyon İlan Etti!
Bu Arada Çalık Medya grubu, Fenerbahçe seçim sürecinde Başkan adayı Mehmet Ali Aydınlar’a en çok haber yapan medya grubuydu. (Ayrıca Ahmet Çalık ve Mehmet Ali Aydınlar Hemşehridir)
GELİŞME
Ortada TFF tarafından verilmiş resmi bir karar varken (Tahkim Kurulunun Nihai Kararı 2010/2011 Şampiyonu Fenerbahçe’dir), Neden Trabzonspor Mercii atlayarak TFF Yönetimine, dosyanın yeniden sevkini talep ediyordu? Olumsuz sonucu bilerek, Başvuru yapmanın amacı; bir yerleri baskı altına alarak, zor durumda bırakmak mıydı?
SONUÇ
TFF’den ‘kupa’ için Trabzonspor’a ret
Hacıosmanoğlu: Söylenecek çok söz var
Sadri Şener verilen kararı siyasi olarak değerlendirdi.
Mehmet Baransu, “Böyle bir karar verileceğini bekliyordum.
Turgay Demir “TFF’yi Aziz Yıldırım Demirören Yönetiyor”
Özkan Sümer “Trabzonspor Camiası Siyasete Gereken Dersi Vermelidir “
Prof.Dr. Hakan Kulaçoğlu “TFF Kendisine Söyleneni Yaptı”
TFF yönetim kurulu üyesi Mustafa Beyazlı: “Fenerbahçe şike yapmıştır”
TFF’nin Trabzonspor’un başvurusunu reddetmesi sosyal medyayı salladı!
Erdem Egemen “UEFA ve FİFA’YA HEMEN BAŞVURU YAPILMALI”
Son 1 aylık süreçte konuşmayan, ortaya çıkmayan kim varsa bugün konuştu, yukarda haberlerin linkleri var, isteyen saat saat bakar ve anlar…
Verilmeye çalışılan ortak mesaj; “Aziz Yıldırım TFF’yi yönetiyor” “Karar Siyasi” “Kupa isteniyorsa, Adres FİFA”
Bu mesajlar her zaman verilen sıradan mesajlar, bu mesajları sıradanlıktan kurtarmak için; “sanki bir haksızlık yapılmış ve isyan ediliyor” hissi verilmesi gerekiyordu kanımca, Böylece aynı sıradan mesajlar, etkili isyan mesajlarına dönüşüp, Sıradan mesajların, sahte kahramanlarına gün doğuyordu.
“Karar Siyasi” diyecek kadar kendinden geçmiş insanlar ne yapmaya çalışıyor? Ne Çabuk Erdoğan Bayraktar’ın yaptıkları unutuldu?
Anayasa’nın “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” kenar başlıklı 59. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.”
Bu Maddeyi bilerek, kararın değişmesi için adres verenler, Suç işlemiyor mu?
Aksi ispat edilene kadar düşüncem; Bu zihniyetin amacı, Türkiye’deki karar mercilerini yıpratarak baskı altına almak ve bu baskının sonucunda yeni bir dönem başlatmaktır.
ETKİLERİ
UEFA Ve Fifa’ya Mail Kampanyası
A’dan Z’ye açıklamaların insanların nasıl etkilediğini ve nasıl nefret ile doldurulduğunu görmekteyiz, bu yapılanların hiçbiri TESADÜF değil.
Bilinerek, görülerek, istenerek yapılmış hamleler………………
Bunca yanlış işler neden yapılır ??? Bir dava şayet güçlü delillerle desteklenmişse bu şekilde ALGI OPERASYONUNA ihtiyaç duyulur mu ??? Savcının İDDİANAMESİ ile sahada gördüklerimiz örtüşmediği için sanırım bu medya operasyonuna ihtiyaç duyuldu… Hukuken yeterli deliller olmadığından, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçemiz için verilecek kararlara halk desteğinin sağlanması için o halkın beyninin yıkanması gerekiyordu…
Hesap edemedikleri şey, Fenerbahçe taraftarının takımına olan şartsız, şurtsuz gönül bağıydı… Fenerbahçeli olarak farklı dinde, farklı inanışta, farklı ideolojilerde insanlar olabilirdik… Ama yıllarca armanın arkasında destek olmuş bizler için DELİL görmeden FENERBAHÇE şike yapmıştırı kabul edecek değildik… Hele de bu kadar ALENİ yapılan kara propagandayı görünce birilerine şirin gözükmek yada AĞAM PAŞAM demek için kulübüne atılacak İFTİRAYI kabul edecek değildik…
Bu dünyada özgür bir birey olarak yanlış olduğu besbelli olan bir durum karşısında sus pus olacak değiliz… Doğruları işimize gelmiyor yada bizim cemaatimize zarar verir, partimize zarar verir diyerek sineye çekecek ödleklerden, ilkesizlerden değiliz…
Bu ülke maalesef ilkesiz insanlarla dolu… Partisinin, cemaatinin yaptığı yanlışı görmesine rağmen yanlış yapıyorsunuz diyemeyen milyonlarca insan var… Yalnız kalmaktan, dışlanmaktan korktuğumuz için kendi içimizdeki yanlışlara karşı ses çıkartamıyor, haksızlıklara karşı duramıyoruz… 3 Temmuzun ve bazı davaların yanlış olduğunu bildiği halde sırf partimiz ve cemaatimiz zarar görmesin diye suskun kalanlar yapılan adaletsizliğe ortak olan insanlardır…