Cevapsız Sorular ???

hukuk

Fenerbahçe taraftarının haklı bir isyanı var. Trabzonlular ve GS’lılar “Tarla” muhabbeti açtığında “Ya profiller, balıklar, Gabriç” diyoruz. Biz “Balıklardan ne haber” rakip takım taraftarlar “tarlalar yeşillendi mi” dedikçe tartışma tıkanıyor. Birileri de gülerek izliyor…. Belki “Bakın Ankaragücü ve Karabük maçı öncesi tapelerine” demekten daha ileri bir adım atabiliriz… Artık sorunun sebebi tartışılmalı… Okuyanlar muhakkak benden daha fazla feraset sahibidir. Daha etkili söylemler geliştirebilirler.

Ancak artık taraftarlar tartışmamalı…Taraftarların tartışmasına yol açan kararlar tartışılmalı ki sıra o kararın alınmasının müsebbibi TBMM’ye (kanun yapıcıya) gelsin… Benim takip ettiğim renkdaşlarım en az bir kez “Profiller, balıklar, Gabriç” konusunda neden birşey yapılmadı diye sordu. CEVAP YOK…Peki Trabzonsporu ilgilendiren tapelerdeki konuşmalarda neden suç unsuru bulunmadığını en iyi kim yanıtlar. Kararı veren hakim? Mantıken!!! Trabzonspor tapelerinde suç unsuru bulmayan hakim medyaya konuşmaz. Gerek de yok. Hakimler kararlarıyla konuşur. Kararında da açıklamış. Ama Açıklamaların sonucunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Bence de 3-4 kişinin muhabbetine bakıp şike kararı vermek ağırdır. Hakim haklıdır.

adaa

16 ACM Trabzonspor tapelerinde şike var denecek kadar suç unsuru görmemekle haklı. O ZAMAN DAHA FENA BİR SORU ORTAYA ÇIKIYOR. Kİ CEVAPSIZ!!!

Eğer, TS tapelerinde açık ve somut delil yok diyorsanız Fenerbahçe’yle ilgili tapelerde nasıl kanıtlar buldunuz. Bu soruya yanıt yok..Bu yazıyı okuyan kardeşlerimle şunu paylaşmak istiyorum. Hakimin neden TS tapelerinde suç unsuru bulmadığını kendi kaleminden yazayım… Bazı kısımlarını biz birkaç kişi bir araya geldik. Çözemedik. Bakalım bu cümlelerdeki sırrı çözen çıkacak mı?

TAVSİYEM ŞU: BAZI CÜMLELERİ (Kİ ALTINI ÇİZDİM) OKUYUN. SONRA TEKRAR OKUYUN… BİRKAÇ KEZ OKUDUKTAN SONRA KARAR VERİN… BİR TUHAFLIK VAR!!!

“…. teşvik girişimlerinde bulundukları görülmüş, şüphelilerin eylemleri teşebbüs/girişim aşamasında kalmıştır”

“Ancak iki Trabzonsporlu arasındaki bu konuşmada geçen Gabriç’in bonservisinin verilmesi…”

15.05.2011 GÜNÜ OYNANAN FENERBAHÇE – ANKARAGÜCÜ MÜSABAKASINDA TEŞVİK PRİMİ VERİLDİĞİ İDDİASI

Nevzat: ” Söyledin de o şeyi herhalde, Demiri diyor şey yapmamız lazım diyor, Görmem lazım diyor işte kaçlık demir olduğunu diyor”

“TEŞVİK AMAÇLI ULAŞILMAYA ÇALIŞTIKLARI ANLAŞILMIŞSA DA… BU NİYETİN…”

bak Buca’da denk getirdim ama, nefesim çok kuvvetli benim, eninde sonunda denk getireceğiz

“gerek Ankaragücü onursal başkanı Melih Gökçek ve gerekse anılan kulüple ilgili bir başkası arasında”

ZAMANI OLAN ŞU CÜNLEYİ TEKRAR OKUSUN… VE ÇÖZSÜN… ÇÖZEBİLİRSE

Anlayan çıkacak mı? “Garbic’in Ankaragücü’ne karşılıksız verilmesi gibi bir tekliflerinin olmadığını”

ŞU CÜMLEYİ TEKRAR OKUMANIZI ÖNERİYORUM. MAHKEME HEYETİ NE DEMİŞ OLABİLİR

GEREKÇELİ KARARDAN… HAKİM NEDEN ANKARAGÜCÜ MAÇI TAPELERİNDE SUÇ UNSURU BULAMADI

Bu metne lütfen salimen bakın…Tuhaflıklar bulacak mısınız bakalım… Sürekli karşımıza çıkarılan bir cümle var… Burada sık tekrarlanan.

Hakim Nevzat Şakar’a soruyor. “Demir profil konuşmalarını” Nevzat Şakar “Stadımızı yenileyecektik” diye izahat veriyor. Buradaki tavır önemli, Mahkeme Heyeti Fenerbahçeli yöneticilerin açıklamalarına karşılık oldukça nüktedan hatta alaycı yorumlar getirirken, burada pas geçiyor.. Neden cezalandırmadıklarını açıklarken de “niyetin hayata geçirildiğine dair bir görüşme, para trafiği vs. başkaca bir faaliyet” yok diyor.

Sorun şu: Mahkeme Heyeti, Manisa tapelerini yorumlarken Hikmet Karaman’ın Aziz Yıldırım’a “Arkadaşlar geldi” cümlesini “şike anlaşması” sydı.

Aynı Mahkeme Heyeti, neden niyret okuma yoluna gitmiyor… Eğer bu konuşma suç değilse Fenerbahçeli yöneticilerin de konuşması suç olmamalı

Mithat Halis’in “Nefesim kuvvetlidir” “geçen hafta denk getiremedim bak Buca’da denk getirdim ama” cümlesine neden anlam yüklenmemiş.

Fenerbahçe ile ilgili tapeleri teşebbüs iradesi var deyip ceza isterken şu cümle ne “disiplin hukuku konusu dışında ceza yargılaması” diyor.

Mahkeme neden TS söz konusu olunca “futbol içinde temenniden ibaret” yorumunu yaparken Fenerbahçe yöneticilerini peşinen suçlu gördü.

Bütün sorun bu ve tartışılması gereken de bu. Mahkeme Heyeti neden Fenerbahçe Başkanı ve yöneticilerini peşinen suçlu buldu…

ali koç

Ali Koç penceresinden bakarsak: “Hakim de insan.” Medyanın yoğun baskısının etkisi altında kaldı. Karardaki medya sloganları buna kanıt.

Ancak bir durum daha var… Son olarak o durumu yazmak istiyorum… 40 günden fazla zaman geçti. Her kaynaktan araştırdım. Yalanlayan yok.

Yalanlanmadığına göre burada tartışmamızda da zarar olmamalı… 3 Temmuz haftasında yaratılan linç ortamını düşünerek bu cümle okunmalı

Rasim Ozan K 30 Eylül 2013 tarihli Derin Futbolda “BEN HİÇBİR ZAMAN POLİSE, SAVCIYA, HAKİME KENDİM ARAMAMIŞIMDIR. ONLAR BENİ ARAMIŞTIR”

RASİM OZAN K’NIN CÜMLESİNİN TAM DEŞİFRESİ

Eğer Rasim Ozan K hiç hakim, savcı, polis aramadıysa şu haberlerin kaynağının kim olması gerekir.

rok 1

Tekrar Ali Koç’un kongre öncesi açıklamasını hatırlatmak isterim… Neden gizlilik ihlallerinin önüne geçilmedi. Basın yasağı getirilmedi.

Zaman zaman işgüzarca mesajlar okuyorum. Şike varmış, Vicdanına koy elini filan… Önce siz cevap verin: Neden gizlilik ihlali önlenmedi.

haber trt

Gizlilik ihlalini önlemek bir yana neden teşvik edildi? Neden medyanın suçlanan insanları vicdanlarda mahkum etme çabası engellenmedi.

AZİZ YILDIRIM HABER TÜRK

Fenerbahçe’ye şike iftirasını bulaştırmaya çalışanlar önce bu sorunun yanıtını verecek… Neden insanların zihnine nefret tohumları ektiniz?

Bu koşullarda hangi mahkeme olursa olsun etkilenmeden, baskı altında kalmadan, halkta infial yaratmayacak karar alabilir mi?

Selim Ferit Yıldız

Doğru mu Anladım?

135

Aydınlar’ın basın toplantısından sonra medyada en çok kullanılan “mesaj” amaçlı başlıklardan biri de 135 milyon avro tazminat isterim

Aydınlar diyor ki, “Beni dinleseydiler; fırsatları kişilerin bekası için elerlinin tersiyle itmeseydiler bugün bu zarar olmayacaktı.”

Aydınlar “Kurtarma planına” yönelik soru gelmeyeceğinden emin “Hemen 135 milyon Euro’luk ödeme planı versinler” diyor.

Hatta o cümlenin ardından “Bütün yönetim kurulu üyeleri müşterek ve müteselsilen kefildir” diyor. Orada sorulamadı. Malum soru yüzünden

Soru: Hangi mahkeme Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nu “HUKUKİ HAKLARINI SONUNA KADAR KULLANMA KARARI” nedeniyle tazminata mahkum edecek

Soru: Hangi mahkeme yöneticileri “Şikeyi kabul etmeyiz, hukuki yollardan sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi diye tazminata mahkum edecek

Yine de bu mahkemeyi hayalimde canlandırdım. Bir yanda Davacı: M Ali Aydınlar. Diğer yanda Davalı: Aziz Yıldırım, Ali Koç…

Hakim :Doğru anladım değil mi? Sizi dinleseler şu anda 2010-11 kupası müzelerinde yoktu

M A Aydınlar :Yaani

Acaba böyle hayali bir mahkeme olsa ve muzip bir hakim de davaya başka Mehmet Ali Aydınlar’a neler sorardı.

Hakim : Buyrun talebiniz ne?

M A Aydınlar : Efendim ben 135 milyon avro tazminat istiyorum

Hakim : Sebep

M A Aydınlar : Fenerbahçe Yönetim Kurulu aldıkları almadıkları kararlarla zarara sebebiyet verdi

Hakim : Nasıl yaptılar bunu?

M A Aydınlar : Kendi isteğinizle Şampiyonlar Ligi’ne gitmeyin dedim

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : Kendisinden şüphesi olanlar gitmesin diye uyardım dinlemediler

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : Bu şikeyi kabullenmek olur. Biz şike yapmadık. Eminseniz siz göndermeyin dediler

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : CAS başvuracağız. Hukuki haklarımızı sonuna kadar savunacağız dediler

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : Durum vahim dedim. Dinlemediler. Yargıda aklanacaklarını savundular.

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : İnatları yüzünden ülke futbolu batacaktı. Yetmiyormuş gibi Platini’ye dava açtılar

Hakim : Sebep

M A Aydınlar : Savunma alınmadan suçlu ilan etmiş. Sanki medyaya Platini yazdırdı o kadar haberi

Hakim : Yani

M A Aydınlar : Tapelerde sanki Platini konuştu.

Hakim : Yani

M A Aydınlar : Yargıda tapelerin suç kanıtı olmayacağı anlaşılacakmış. Sonuna kadar mücadele vs

Hakim : Yani

M A Aydınlar : Oysa bir an önce konunun kapanması gerekiyordu. Ülke futbolu için

Hakim : Siz ne yaptınız.

M A Aydınlar : Ülke futbolunu kurtarmak için UEFA ile pazarlık yapmak zorunda kaldım

Hakim : Sonuç

M A Aydınlar : Çok küçük bir cezayla kurtaracaktım. Ben kötü oldum.

Hakim : Neydi küçük ceza

M A Aydınlar : 1 yıl Avrupa’ya gitmeyeceklerdi.

Hakim : Başka

M A Aydınlar : Birazcık puan silecektik

Hakim : Ne kadarcık?

M A Aydınlar : 12 ile 30 arası

Hakim : Başka

M A Aydınlar : Gelirleri iade edeceklerdi

Hakim : Gelir derken

M A Aydınlar : Kazandıkları maçlar için ödenen para, primler

Hakim : Başka

M A Aydınlar : Ödülleri iade edeceklerdi

Hakim : Ödül derken

M A Aydınlar : Kupa filan

Hakim : Yani 2010-2011 yılı şampiyonluğunu ellerinden almış olacaktınız

M A Aydınlar : Ama iyi tarafından bakın?

Hakim : Neymiş?

M A Aydınlar : Kupayı alacaktık ama başka kimseye de vermeyecektim

Hakim : Bunu da kararlaştırmıştınız

M A Aydınlar : Hayır ama planlıyorduk

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : Ertesi sene de Avrupa Kupalarına katılma hakkı kazanırlarsa gitmeyeceklerdi

Hakim : Başka

M A Aydınlar : Bir de anlaşma tamam olursa hiçbir hukuki girişimde bulunmayacaklardı

Hakim : Onlar ne yaptı?

M A Aydınlar : Federasyon daha yargılama yapmadı. Savunma yapmadık. Biz suçsuzuz bla bla

Hakim : Yani yine hukuki haklarını kullanmak istediler

M A Aydınlar : Ama faydası yok. Kısa yoldan çözmek lazım.

Hakim : Sonra

M A Aydınlar : Mahkeme daha başlamadı. Biz savunma yapmadık. Viz susçsuzuz bla bla

Hakim : Yani yine hukuki haklarını kullanmak istediler

M A Aydınlar : Tamam hukuk filan da çözüm değil. Bir şey yok demek mümkün değildi. Durum vahimdi

Hakim : Yani

M A Aydınlar : Hukuki yolları zorlamasalar bu iş bitmişti. Bu zarar oluşmamıştı.

Hakim : Bakalım doğru anlamış mıyım?

M A Aydınlar : Tabi buyrun sorun

Hakim : Diyorsunuz ki şikeyi kabul edin, Avrupaya gitmeyin

M A Aydınlar : Yaaani

Hakim : Tüm aldığınız paraları iade dedin

M A Aydınlar : Haliyle

Hakim : Şampiyonluk Kupasını iade edin

M A Aydınlar : Ama iyi tarafın….

Hakim : Hiçbir hukuki yola tevessül etmeyin

M A Aydınlar : Yaaani

Hakim : Siz bana diyorsunuz ki “Hukuki haklarını kullandıkları için tazminata hükmedin”

M A Aydınlar : Yaaani

Hakim : Doğru anladım değil mi? Sizi dinleseler şu anda 2010-11 kupası müzelerinde yoktu

M A Aydınlar : Yaani

Hakim : 50 milyon dolar gelir iade edilmişti

M A Aydınlar : Yaani

Hakim : Şampiyonluğu da kendi elleriyle geri vermişlerdi

M A Aydınlar : Yaani

Hakim : Şike yaptıklarını da kabul etmişlerdi
M A Aydınlar : Yaaani

Hakim : Peki siz nasıl kurtamış olacaktınız?

M A Aydınlar : Şike hukuken kesinleşti

Hakim : Dava sürüyor. Temyizde

M A Aydınlar : O kişilerle ilgili

Hakim : Kişiler suçsuz bulunursa

M A Aydınlar : O durumu o zaman konuşuruz

Hakim : Ama ben kurtardım diyorsunuz

M A Aydınlar : Siz de Aziz Yıldırımcı mısınız? Anlamadım

Hakim : “Bir meşhur fıkra vardır. Ama sonu farklı. İki arkadaş beraberce yolculuk yapıyorlarmış. Bir ara şiddetli bir yağmur başlamış. Birisi bu duruma hazırlıklı imiş ama diğeri hazırlıksız yakalanmış. Hazırlıklı olan, hemen şemsiyesini çıkarmış, diğerini de şemsiyenin altına almış. Islanmaktan kurtarmış. Bu şekilde yollarına devam etmişler. Bu arada yağmur da geçmiş, hava açılmış.

Ancak bir taraftan sohbet, diğer taraftan yolculuk devam etmişler. Şemsiyeyi veren, diğerine “”Bak ben olmasaydım ıslanacaktın, elbisen şöyle olurdu, saçın böyle olurdu”” demiş.

Islanmaktan kurtulan “”Sağol Allah razı olsun. Haklısın. Beni ıslanmaktan kurtardın”” diye teşekkür etmiş. Biraz daha zaman geçmiş. Şemsiyeyi veren “”Bak ben olmasaydım ıslanacaktın, elbisen şöyle olurdu, saçın böyle olurdu”” demiş tekrardan. Islanmaktan kurtulan adam “”Sağol Allah razı olsun. Haklısın. Beni ıslanmaktan kurtardın”” demiş. Çok geçmeden şemsiye tutan adam “” “”Bak ben olmasaydım ıslanacaktın”” deyince yol arkadaşının canına tak etmiş. Ama susmuş.

Bu sırada, bir derenin yanından geçiyorlarmış. Bizimki, yine “”Ben olmasam şöyle olurdu, böyle olurdu”” diye söylenmeye başlayınca, diğerinin tepesi atmış. Elbisesiyle beraber, suya atlamış ve öfkeli bir şekilde seslenmiş: “”Ulan, yetti artık, bundan da daha kötü olmazdım ya!””

M A Aydınlar : Bakın siz de söylediniz. Şemsiye tutmuşum

Hakim : Hem şemsiye tutmamışsın. Hem ıslanmalarına yol açmışsın. Hem dereye itmişsin. Hem de sanki şemsiye tutmuş gibi şikayet ediyorsun

M A Aydınlar : Siz kesin Aziz Yıldırım hayranısınız. Bu davayı keşke Anadolu’da açsaydık

Hakim : Dünyanın öbür ucunda da dava açsanız hiçbir hakim hukuki haklarını savundu diye kimseyi suçlu bulmaz.

Selim Ferit Yıldız